Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2376 E. 2020/1151 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2376
KARAR NO: 2020/1151
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/09/2018
NUMARASI: 2017/1017 Esas – 2018/992 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/11/2020
Davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili adına kayıtlı … isimli firması ile davalı şirketin Küçükçekmece’de bulunan şantiyesindeki personeline tabldot yemek verdiği akabinde davalıya fatura kesilmiş, davalı ilk aşamalarda düzenli olarak ödeme yaptı isede daha sonra ödeme yapmayı durdurmuş, davalının yaptığı ödemeler düşüldükten sonra davalının müvekkiline en son 21.594,42-TL borcu kaldığı, davalının ödeme yapmayacağının anlaşılması üzerine bu miktar üzerinden Bakırköy … İcra Dairesinin … sayılı dosyası ile fatura ve cari hesap bakiye alacağı olarak icra takibine başlandığını, davalının ise borca itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini belirterek, borçlu/davalı tarafından haksız olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, haksız olarak icra takibine itiraz eden ve takibin durmasına neden olan borçlu/davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep edilmiştir.
CEVAP:Usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; yapılan bilirkişi incelemesinde davalının sözleşme bedelinden mahsuben yapmış olduğu kısmı ödemelerinin mahsubu sonrası davacının bakiye 21.466,42-TL asıl alacağının bulunduğu gerekçesiyle bu miktar üzerinden davacının davasının kısmen kabulü ile; davalının vaki itirazının 21.466,42-TL asıl alacak üzerinden iptaline, alacağa takip tarihinden itibaren reeskont faizi işletilerek devamına, takip öncesi davalının temerrüte düşürüldüğü kanıtlanmadığından fazla istemin reddine, alacağın likit olması nedeniyle hükmedilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; mahkemenin, davanın tarafı olarak davalı müvekkilini veya vekili olan tarafını usulüne uygun olarak davetiye ile duruşmaya çağırmayarak usul ve yasaya aykırı davrandığını, taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece re’sen nazara alınması gerektiğini ,icra dosyasında da yetki itirazları bulunduğunu, müvekkili şirketin adresi, Bingöl ilinde olduğundan, dolayısıyla yetkisiz mahkemede verilen kararın bozulması ile dosyanın yetkili mahkeme olan Bingöl mahkemelerine gönderilmesi gerektiğini,bildirerek, yasaya ve usule aykırı kararın lehlerine hüküm tesis edilmek üzere bozulmasına/kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satım sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemini ilişkindir. Davalı borçlu icra dosyasında icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiştir. Davalı yanın takibe itirazı akabinde devam eden yargı sürecini takip etmediği, ilk aşamada beyan etmiş oldukları adreslerini hem vekil hem de asil olarak değiştirdikleri, yeni adreslerini beyan etmedikleri, buna karşın usul ve yasaya uygun olarak Mahkemece tebligat Kanunu kapsamında tespit edilen adreslerine dava dilekçesi, bilirkişi raporu ve gerekçeli karar evraklarının gönderildiği dosyada tesbit edilmektedir.Mahkemece davalıya yapılan tebligatlara rağmen davalının bir savunmada bulunmadığı gibi herhangi bir delil de sunmamış olduğundan, taraf teşkilinin sağlanmadığı yönündeki iddianın yasal dayanağı yoktur. İlk derece mahkemesince HMK 222 madde uyarınca defterlerin ibrazı istenilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan bilirkişi raporunda, tarafların aralarında mal ve hizmet satımı hususunda ticari bir ilişkinin olduğu, davacı yan vekili tarafından incelemeye sunulan 2016-2017 yıllarına ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğu, cari hesaba konu faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, dosyaya sunulan faturaların usulüne uygun olarak düzenlendiği, faturalara konu muhteviyatı ürünlerin davalı yana sevk irsaliyeleri ile teslim edildiği, sevk irsaliyelerinde malları teslim alan ve teslim eden kısımlarının imzalı olduğu,davalıdan takip tarihi olan 18/08/2017 tarihi itibariyle 26.594,42-TL alacaklı olduğu, eksik kaydedilen 128-TL ve 5.000-TL’lik tahsilat düşüm yaptıktan sonra kalan 21.466,42-TL alacak bulunduğu tespit edilmiştir. Davalı, ticari ilişkiyi kabul etmekle birlikte, borcun varlığını inkar etmektedir. Dosyaya sunulan faturaların muhteviyatının ”Yemek bedeli ve Kahvaltı bedeli” olduğu,cari hesaba konu faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, faturalara konu muhteviyatı ürünlerin sevk irsaliyeleri ile davalıya teslim edildiği, sevk irsaliyelerinde malları teslim alan ve teslim eden kısımlarının imzalı olduğu sabittir. Bu durumda davalının sözleşmedeki para borcunu ödediğini kanıtlaması gerekir. Takip konusu fatura bedellerinin ödendiği iddia ve ispat edilmemiştir. Bu itibarla, verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, istinaf sebebleri yerinde olmadığından esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davalıdan alınması gereken 1.466,37- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 366,59- TL harcın mahsubu ile bakiye 1.099,78- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı gider avansından karşılanan 28,35-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/11/2020