Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2374 E. 2020/466 K. 07.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2374
KARAR NO : 2020/466
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/07/2018
NUMARASI : 2015/859 Esas 2018/830 Karar
BİRLEŞEN DOSYA: İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/862 Esas 2015/597 Karar
DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/05/2020
Asıl ve birleşen davanın kabulüne ilişkin hükmün asıl ve birleşen davada davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekilinin asıl ve birleşen dava dilekçesinde; müvekkilinin ticari alım satım neticesinde alacaklı olduğu … San.ve Tic.Ltd.Şti. firmasından alacağına mahsuben dava konusu çekleri teslim aldığını,çeklerin 01.04.2015 tarihinde çalındığını, dolayısı ile çeklerde müvekkil şirketin cirosu bulunmadığını, İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/372 E.sayılı dava dosyası ile çeklerin zayi nedeniyle iptali davası açıldığını, çekler ile ilgili ödeme yasağı kararı verildiğini, icra dosyasına konu çekin çalıntı olması nedeniyle davalı taraf meşru hamil olmadığını ve tüm bu nedenlerle İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … E.ve İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasına yatırılan veya yatırılacak olan bedellerin ödeme gününden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte istirdatı ile taraflarına ödenmesine, %20’den az olmamak kaydı ile müvekkil lehine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu çeklerin, takibe konu edildiği icra dosyasında davacının taraf olmadığından icra dosyasında ödenen para için istirdat davası açma hak ve ehliyeti olmadığını, bu yönüyle davacının taraf sıfatı olmadığını, husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, müvekkil şirket dava konusu çeki ciro silsilesi içinde iktisap etmiş meşru hamil olduğunu, davacının davasını ispat edebilmesi için müvekkilinin kötü niyetini ve ağır kusurunu ispat etmesi gerektiğini, müvekkilinin kusuru ve kötü niyeti olmadığını, davacının yine aynı olay ile ilgili İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/862 Esas sayılı dosyasında istirdat davası açtığı ve tedbir talebinde bulunduğunu, söz konusu dava dosyasının huzurdaki bu dosya ile birleştiğini ve söz konusu mahkemenin davacının tedbir talebini reddettiğini ve tüm bu nedenlerle davanın reddine, %20’den az olmamak kaydı ile müvekkil lehine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece davaya konu çekleri kendinden önceki ciranta olan …San.ve Tic.Ltd.Şti’de aralarındaki ticari ilişki nedeniyle aldığını bildirmediği gibi beyaz ciro ile üçüncü bir başka kişiden aldığını da bildirmediği, davacı yan davaya konu çeklerin alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre yasal hamilken zayi ettiğini ispatladığına göre davalı yanın iyi niyet iddiasında bulunabilmesi açısından çeklerin çalıntı çek olma ihtimalinin de yüksek olduğu da dikkate alınarak davaya konu çekleri kimlerden ne şekilde aldığını bildirmesi gerektiği, aksi halde davacıdan çekleri çalan tarafın hukuken korunmayacak bir nedenle sebepsiz olarak zenginleşeceği ve davalının da bu konuda mahkemeyi aydınlatıcı bilgi sunmadığı için sorumlu olacağı ve iyi niyetli sayılamayacağı gerekçesiyle asıl ve birleşen dava yönünden davaların kabulü ile çeklerin istirdatına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davaya konu çeklerin konu edildiği icra takiplerinde davacının taraf olmadığını, bu nedenle istirdat davası açma hakkı ve ehliyeti bulunmadığını ve taraf sıfatı bulunmadığını, davalı müvekkilinin davaya konu çeklerin ciro silsilesi içerisinde iktisab ettiğini ve meşru hamil olduğunu ,davalının kötü niyeti ve ağır kusurunu davacının ispat etmesi gerektiğini dosyada sunulan dellilerle kötüniyetin ispat edilemediğini, mahkemece davalı şirkete davaya konu çeki ne şekilde elde geçirdiğini açıklaması için süre verilmesinin doğru olmadığını, müvekkilinin çeki edinme nedenini kanıtlamakla yükümlü olmadığını, aksi halin kabulünün kıymetli evrakın mücerretlik ilkesi ve tedavül kabiliyetini ortadan kaldırdığını belirterek İstinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Asıl ve birleşen dava ; davaya konu çeklerin yetkili ve meşru hamili olduğunun tespiti ile çekin istirdatı istemine ilişkindir.Mahkeme asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş ,karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Çek istirdatı davalarında davacı çekin yetkili hamili olduğunu, çekin rızası hilafına elinden çıktığını ve davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir. Çeki elinde bulunduran davalının çeki edinme nedenini açıklama mecburiyeti bulunmamaktadır, aksi düşüncenin kabulü çekin “mücerretlik” vasfını ortadan kaldırır. Somut olayda davaya konu çeklerin ciro silsilesinde davacının ismi bulunmasa da TTK 595/2 maddesi uyarınca lehine ciro yapılanın gösterilmesi zorunluluğu bulunmayıp davacı ile davalıdan önceki ciranta ….Ltd.Şti’ nin ticari defterlerine göre çeklerin aralarındaki ticari ilişki uyarınca davacıya verildiğinin tespit edilmesine göre davacının çekleri ….Ltd.Şti’den beyaz ciro ile devraldığı ve davacının çeklerle ilgili zayii nedeniyle iptal davası açması ve kolluğa şikayette bulunmasına göre, davaya konu çeklerin davacının rızası dışında elinden çıktığının kabulü gerekir. Buna göre rızası dışında elinden çıkan çekler yönünden davacının çek istirdatı davası açmakta taraf sıfatı (aktif dava ehliyeti)ve hukuki yararı bulunduğu görülmüştür.Davacının ticari defter kayıtlarına göre davalı şirket ile ya da davalıdan önceki davadışı ciranta ile davalı arasında ticari ilişkinin bulunmaması ve ispat külfeti üzerinde olmadığından çeki ne şekilde iktisap ettiğini açıklama yükümlülüğü bulunmayan davalının açıklamada bulunmamaması da çeki kötüniyetli iktisap ettiği anlamına gelmez. İmzaların istiklali prensibine göre geçerli bir ciro silsilesi ile çeki elinde bulunduran hamil kötüniyeti kanıtlanmadığı sürece yetkili hamil sayılacaktır. Açıklanan nedenlerle mahkemece davalının, Türk Ticaret Kanunu’nun 792. maddesi uyarınca davalının çeki kötü niyetli olarak, davacının elinden rıza hilafına çıktığını bilerek ve ağır kusurlu olarak iktisap ettiğinin ispat edilememesi nedeniyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi gerektiği hususu gözetilmeden mahkemece ispat yükü tersine çevrilerek yazılı gerekçe ve yanılgılı değerlenrime ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Bununla birlikte dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353(1)b-2 m. uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/859 Esas 2018/830 Karar sayılı 17/07/2018 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Asıl ve birleşen davanın REDDİNE” İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak; “1-Asıl dava yönünden; alınması gerekli 54,40 TL harcın ; davacı tarafından peşin yatırılan 861,56-TL ve 239,-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.100,56-TL harçtan mahsubu ile fazla olan 1.046,16-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,Davalı vekili için takdir olunan 9.183,38 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine 2-Birleşen dava yönünden; alınması gerekli 54,40 TL harcın ; davacı tarafından peşin yatırılan 956,08-TL harçtan mahsubu ile fazla olan 901,68-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,Davalı vekili için takdir olunan 8.077,95 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”İstinaf yoluna başvuran asıl ve birleşen davada davalı tarafından yatırılan toplam 1.817,63- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,İstinaf yoluna başvuran davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan 60,50-TL yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 07/05/2020