Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2373 E. 2020/1401 K. 29.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2373
KARAR NO: 2020/1401
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/04/2018
NUMARASI: 2017/134 Esas-2018/504 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/12/2020
Davanın reddine ilişkin hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının, soruşturma kapsamında verdiği ifadesinde müvekkili şirketin cirosu bulunan 17 adet çalıntı çeki uhdesinde bulundurduğunu, bunlardan 11 adedini iade ettiğini fakat 6 adedini finansal açıdan değerlendirmek üzere başka firmalara verdiğini, çalınan çeklerin bir kısmını da aracı görevlendirerek aracı vasıtasıyla aldırdığını beyan ettiğinden bu haliyle davalının çalıntı çekleri uhdesinde bulundurduğunu dolaylı olarak ikrar etmekte olduğunu, müvekkili şirketin iradesi dışında elinden çıkan ve iade edilmemiş olan toplam 22 adet çeki ödemek zorunda kaldığından maddi zarara uğradığını, bu zararın tazmini amacıyla şimdilik 14 adet çekten toplam 2.540.300-TL bedel üzerinden davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından ilamsız takibe geçildiğini, davalının haklı bir neden olmaksızın icra takibine itiraz ettiğini belirterek, davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptaline, davalının asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirketin davaya konu çeklerin şirket yetkilisinin çekmecesinde iken kaybolduğu ve çeklerin zayi edildiği iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, müvekkili şirketin factoring işi yapmadığını, ancak istenirse bu konuda aracılık yapabileceğini bildirmesi üzerine 08/01/2014 tarihli çek çıkış bordrosunda toplam 3.065.400-TL tutarında 17 adet çekin şirket ciroları yapılmış olarak müvekkiline teslim edildiğini, bu bordroda bulunan 11 adet 2.000.000-TL tutarındaki çekleri yazılı belge karşılığı müvekkilinin davacı şirkete iade ettiğini, diğer çekleri factoring işlemi ile nakte dönüştümek için verdiği halde bu çekleri ve bedellerini alamadığını, müvekkilinin davaya konu çeklerin uhdesinde kaldığına ilişkin bir beyan bulunmadığı gibi, bu işlemler nedeniyle herhangi bir yararının da olmadığını belirterek, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, kötü niyetli olarak takip ve dava açan şirketin %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; dava dilekçesinin içeriği, davacı vekilinin katıldığı 25/04/2018 tarihli oturumdaki beyanı kapsamında davacı tarafın alacağını davalıya tahsil amacıyla teslim edilen çeklerin iade edilmemesi nedeniyle haksız fiile ilişkin genel hükümlere dayandırdığı, celp edilen dosyalar ve toplanan sair deliller kapsamında davacının emniyetteki ifadesinde tutulan tutanak içeriğine göre iade etmediği çeklerle ilgili kendisinin herhangi bir tahsilatının söz konusu olmadığı, davalının haksız fiil kapsamında sebepsiz zenginleştiği hususunun da davacı tarafından kanıtlanamadığı, dava konusu çeklerin nakte çevrilmesi için davalıya teslim edildiği, davalının da tarafların anlaşması kapsamında çeklerin tahsili amacıyla gerekli girişimlerde bulunmasına rağmen iade edilemeyen çeklerin tahsilatının yapılmadığı, sonuç itibariyle davalı tarafın haksız fiil kapsamında genel hükümlere göre sebepsiz zenginleştiği tespit edilemediğinden; kambiyo hukuku açısından ise davalının davacıdan sonra gelen ciranta olduğu kabul edildiğinde davacının kendinden sonraki cirantaya müracaat edemeyeceği gerekçesiyle davacının ispatlanamayan davasının reddine, davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin koşulları oluşmamış olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili istinaf başvurusunda; müvekkiline ait 34 adet çekin kaybolması üzerine, şikayetten birkaç gün önce nakit temini hususunda müvekkili şirket yetkilileriyle görüşen davalı … ve …’dan şikayetçi olunduğunu, davalı …’in savcılık ifadesinde iade etmeyerek uhdesinde tuttuğunu ikrar ettiği 22 adet çek bulunduğunu, bu çeklerden 16 adedinin, iş bu davada devamı istenen icra takibine konu edildiğini, her ne kadar Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/27 E. sayılı dosyada çeklere ödeme yasağı konularak çekler hakkında zayi sebebiyle iptal kararı verilmiş olsa da, iptal kararı iyi niyetli üçüncü şahıslara karşı hüküm ifade etmediğinden müvekkil şirketin bu çeklerin bedellerini ödemek zorunda kaldığını, bu haliyle davacı şirketin yüksek miktarda zarara uğramış olduğunu bildirerek, yerel mahkemece hukuka ve usule aykırı olarak itirazın iptali davasının reddi yönünde verilen kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı vekili istinaf başvurusunda; davacı taraf müvekkili hakkında suç duyurusunda bulunmuş ve Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda takipsizlik kararı verilmiş ve bu karar kesinleşmiş olup, icra takibinin Savcılık soruşturması kesinleştikten sonra başlatıldığını, haklarında iptal kararı verilen çek bedelleri ile ilgili olarak müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığını, bu durumda davacının kötü niyetli olduğunu, yerel mahkemenin davayı reddetmesine rağmen kötü niyet tazminatına hükmetmemiş olmasının açıkça yasaya aykırı olduğunu bildirerek, yerel mahkeme kararının bu yönden kaldırılmasına, talepleri gibi %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davaya konu ilamsız icra takibinin konusu davalının teslim etmediği çeklerle ilgili haksız eyleme dayalı itirazın iptali davasıdır. Davalı çekleri aldığını, nakde dönüştürmek için factoring şirketlerine verdiğini, bu surette bir kısım çekleri iade etmediğini ikrar etmektedir. Davacı; davalıya tahsil amacıyla teslim edilen çeklerin iade edilmemesi nedeniyle söz konusu çek bedellerinin tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatmıştır. Dosya kapsamına göre; davalı savcılık dosyasındaki ifadesinde 17 adet çeki teslim aldığını, 11 adedini geri iade ettiğini, 6 adedini ise iade etmediğini beyan ve kabul etmiştir. Bunun yanında …’un da kendisinin vekili olarak 23 adet çeki teslim aldığını bu çeklerin de 7 adedinin sonradan iade ettiklerini, 16 adedinin ise iade etmediklerini belirtmiştir. Bu durumda davalının savcılık ifadesinde iade etmeyerek uhdesinde tuttuğunu ikrar ettiği 22 adet çek bulunmaktadır. Bu çeklerden 16 adedi, iş bu davada devamı istenilen icra takibine konu edilmiştir. Somut olayda, her ne kadar çeklere ödeme yasağı konularak çekler hakkında zayi sebebiyle iptal kararı verilmiş olsa da, iptal kararı iyi niyetli üçüncü şahıslara karşı hüküm ifade etmediğinden davacının bu çeklerin bedellerini ödemek zorunda kaldığı, çekte ciranta sıfatı olmayan, ancak bedelsiz olarak tahsil etmek üzere aldığını, uhdesinde bulundurduğunu ikrar eden davalının savcılık soruşturmasındaki beyanları ile diğer müdahillerin beyanları değerlendirilerek iade edilmeyen çeklerden sorumlu tutulacağı, bu durumda çek teslim bordrosu ve iade edilen çeklerle ilgili karşılaştırma yapılarak iade edilmeyen çeklerin tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacının takip konusu alacağının belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle; uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davalı vekilinin istinaf nedenleri incelenmeksizin, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın kaldırılarak dava yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/134 Esas-2018/504 Karar sayılı ve 25/04/2018 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)a-6 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, karar kaldırıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesine yer olmadığına,” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90-TL istinaf harcının istek halinde kendisine iadesine, İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 35,90-TL istinaf harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.29/12/2020