Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2362
KARAR NO : 2018/1581
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİH : 20/09/2018 Tarihli Ara Karar
NUMARASI : 2018/890 Esas
TALEP : İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/12/2018 (16/12/2018 yazım tarihli )
İhtiyati tedbir talebinin reddine dair 20/09/2018 tarihli ara kararın davacı vekilince istinafı üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin yedieminlik ve otopark işletmeciliği yaptığını, davalı ile bu doğrultuda süresiz protokol imzaladığını, davalının sözleşmeyi usul ve esasa aykırı olarak fesih ettiğini ve bildirim yaptığını, bu nedenle İl Trafik Tescil Müdürlüğünce tüm ilçe trafik tescil şube müdürlüklerine durum bildirilerek müvekkilinin yedinde bulunan araçların çekilip başka otoparklara çekilmesi işlemi başlatıldığını, bu durumun mağduriyetlerine sebebiyet verdiğini belirterek tedbiren yargılama bitinceye kadar muarazanın ve müdahalenin menine sözleşme geçerliliğini devam ettirdiğine, ihtiyati tedbiren yargılama bitinceye kadar 17.05.2018 tarihli yediemin otopark işletmeciliği sözleşmesinin geçerliliğini devam ettirdiğine dair karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirketin 10.05.2018 tarihinde yediemin otopark işletmek amacı ile müvekkiline müracaat ettiğni, 11.05.2018 tarihinde otopark ın fiziki olarak incelenip tutanak tutulduğunu, daha sonra davacıya ait belgeler incelendiği ve sözleşme imzalanmasında bir sakınca görülmediğinden 17.05.2018 tarihinde bir protokol imzalandığı, davacının otopark dışında araçlardan bazılarını Kemerburgaz da depo diye tabir edilen bir yere taşıdığı, bazılarını ise 15 Temmuz Demokrası Otogarı yanında bulunan boş arazide etrafı tel çitle çevrili herhangi bir güvenlik kamerası kayıt defteri iop sistemi olmayan alanda muhafaza ettiğini ve bununla ilgili herhangi bir izni olmadığnın tespit edildiğini, ilgili raporlar ve Emniyet Müdürlüğü’nün ilgili müdürlükleri tarafından müvekkiline yazılan yazılar sonuunda gerekli inceleme başlatıldığını ve 01.08.2018 tarihinde müvekkili yetkililerince yerinde yapılan denetimde söz konusu raporlarda belirtilen hususların tek tek teyit edildiğini, davacı yetkililerinin de beyanları alınarak denetim sonucu tutanak altına alındığını, bu tutanak sonucunda da davacının sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini belirterek, hak ve alacakları saklı kalmak üzere davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece 20/09/2018 tarihli ara karar ile, taraflar arasındaki çekişmenin özünü çözücü nitelikte tedbir kararının verilmesinin mümkün olmaması, tedbire konu hususun yargılamayı gerektirmesi, davanın sonunda elde edilebilecek hükmün tedbir yoluyla en baştan elde edilmesinin mümkün olmaması gerekçesiyle davacı vekilinin tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili ; ihtiyati tedbir talebinin davanın esasına ilişkin olduğu gerekçe gösterilmiş ise de bu gerekçenin usul ve esasa aykırı olduğunu, tedbir kararı verilmemesi halinde, dava süresince, müvekkili şirketin işletmesini fiilen işletmesinin mümkün olmayacağını davanın murazanın meni ile taraflar arasındaki sözleşmeye müdahalenin meni ile sözleşme hükümlerinin geçerliliğini sürdürdüğünün tespitine ilişkin olup davanın konusu ve talepler ile bire bir aynı dava olduğunu ve tedbir taleplerinin kabulü gerektiğini ,tedbir kararı verilmemesi durumunda dava sonunda taleplerinin ve davanın kabulüne karar verilmesinin hiçbir sonucu olmayacağını belirterek, ihtiyati tedbirin reddine ilişkin ara kararın kaldırılmasına ve esas hakkında karar verilinceye kadar, taraflar arasında imzalanmış 17.05.2018 tarihli yediemin otopark işletmeciliği sözleşmesinin tedbiren geçerliliğini devam ettirdiğine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir.” şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.
Somut uyuşmazlıkta davacı ihtiyati tedbir isteyen vekilince ;davalı tarafın sözleşmeyi feshinin ihtiyati tedbir yoluyla engellenerek sözleşmenin ihtiyati tedbir yoluyla devamına karar verilmesi talep edilmektedir. Sözleşmenin feshi iradi bir bildirim olup ;sözleşmeyi haksız olarak fesheden bunun kanunda yazılı sonuçları ile sorumludur. Davalının fesih bildirimi ile sözleşmenin feshinin haksız olup olmadığı yapılacak yargılama sonucu belirlenecektir. Dava neticesi verilecek hükümle elde edilecek sonucu temin eden hususta ihtiyati tedbir kararı da verilemez. Davacı tarafın talebi HMK 394 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir kararı verilmesi koşullarına uygun olmadığı,sözleşmenin ihtiyati tedbir yoluyla sürdürülmesi istemine ilişkin olduğundan istemin reddi usul ve yasaya uygun bulunarak, ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı-ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK.’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile, HMK.’nun 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 06/12/2018