Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2355 E. 2018/1669 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2355
KARAR NO : 2018/1669
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/09/2018 (Ara Karar)
NUMARASI: 2018/830 Esas
DAVA:Yöneticinin Sorumluluğu Nedeniyle Tazminat
TALEP:İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/12/2018 (31/12/2018 yazım tarihli )
İhtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen ara kararın davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA :Davacı/ihtiyati tedbir isteyen, müvekkilinin dava dışı ..A.Ş.’nin kurucusu ve hissedarı olduğunu, YK üyeleri olan davalılar … ve … tarafından ticari defterlerin uhdelerinde tutularak müvekkiline göstermekten imtina edildiğini, o dönemde YK başkanı olan müvekkilinin kasten yönetim kurulu toplantısına çağrılmadığını ve yokluğunda şirketin işleyişi hakkında kararlar alındığını, 15/05/2018 tarihli YK kararı ile şirkete ait bir taşınmazın satışına oybirliği ile karar verildiğini, bu karar alınmadan önce düzenlenen gayrimenkul değerleme raporuna göre taşınmazın değerinin 48.000.000-TL olduğunu, ancak taşınmazın 15.000.000-TL bedel karşılığı satıldığının müvekkilince Haziran ayında öğrenildiğini, davalıların şirketi büyük zarara uğrattıklarını, ayrıca taşınmazın aslında 40.000.000-TL bedelle satıldığının, 15.000.000-TL’sinin şirket hesabına, kalanın davalılar … ve/veya … hesabına yatırıldığının öğrenildiğini, müvekkilinden habersiz şirketin başkaca malvarlıklarının da satılması ve şirketin tüm malvarlığının kaybedilmesi riski ile karşı karşıya kalındığını, ayrıca davalılara gönderilen ihtarnamelere cevap verilmediği gibi 05/09/2018 tarihli Olağan GK toplantısından müvekkilinin haberdar edilmediğini, GK toplantısında davalı …’in münferit imza yetkilisi olmasına karar verildiğini, …’in psikolojik sebeplerle tedavi görmekte olduğunu, şirkete ait başka bir taşınmazın da düşük bir bedelle satılacağı bilgisi alındığını ileri sürerek öncelikle şirkete tedbiren yönetim kayyımı atanmasına, bu talebin kabul görmemesi halinde şirkete ait taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, şirketi zarara uğratan YK üyelerinin sorumluluklarının tespiti ile şimdilik 50.000-TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsili ile davadışı …AŞ ne ödenmesine kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalılar … ve … vekili, davacı iddialarının gerçek dışı olduğunu,zira SPK lisanslı gayrimenkul değerleme uzmanlarına yaptırılan 15/08/2018 tarihli ekspertiz raporunda taşınmazın değerinin 12.000.000-TL olarak takdir edildiğini,şirketinn döviz cinsinden olan banka kredileri ve döviz kurlarındaki volatilite nedeniyle ekonomik zora düştüğünü, konkordato başvurusunun gündeme geldiğini, taşınmazın satışı gerçekleştirilerek kredilerin kapatılmasında kullanıldığını savunarak ihtiyati tedbir taleplerinin reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :İlk derece mahkemesinin 24/09/2018 tarihli ara kararı ile, şirketin organsızlık halinin bulunmaması nedeniyle TMK 427.maddesi uyarınca kayyım atanması tedbir talebinin yerinde görülmediği, ayrıca HMK 389.maddesi uyarınca dava konusu olmayan taşınmazlar üzerinde tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
.İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı/İhtiyati tedbir isteyen vekili; HMK 389/1 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir koşullarının oluştuğunu, zira davalıların şirketi zarara uğratma kastlarının olduğunu, bunun önüne geçmek amacıyla tedbir kararı verilmesi gerektiğini,talebin reddi halinde daha büyük zararlarla karşı karşıya kalınacağını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını ve tedbir kararı verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Talep, TTK’nun 553.maddesi uyarınca şirket yöneticilerinin eylem ve işlemlerinden dolayı şirketi zarara uğrattıkları iddiasıyla açılan tazminat davasında, dava dışı şirkete yönetim kayyımı atanması, aksi halde şirkete ait taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulması istemlerine ilişkindir.
TTK’nda kayyım atanmasına ilişkin düzenleme mevcut olmadığından talebin TMK’nda yer alan kayyıma ilişkin hükümlere göre değerlendirilmesi gerekecektir. TMK’nun 403/2. maddesinde kayyımın, belirli işleri görmek veya malvarlığını yönetmek için atanacağı, 427. maddesinde ise bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa kayyım atanacağına ilişkin düzenlemeler mevcuttur.
HMK’nın 389. maddesi ise, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir.
Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.
Somut olayda; davanın yöneticinin sorumluluğuna dayalı olarak açılan tazminat davası olduğu, gerek davanın niteliği gereği gerekse bu aşamada dava dışı şirketin yönetim organından yoksun kalmasının söz konusu olmaması nedeniyle şirkete yönetim kayyımı atanmasını gerektir bir durum bulunmadığı, yine davanın bir miktar para alacağının tahsiline ilişkin olması nedeniyle dava konusunu teşkil etmeyen dava dışı şirkete ait malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulması isteminin de yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, açıklanan bu gerekçelerle davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/12/2018