Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2333 E. 2020/1167 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2333
KARAR NO: 2020/1167
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/12/2017
NUMARASI: 2014/1474 Esas 2017/857 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/11/2020
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; borçlu … hakkında müvekkili şirkete verdiği taahhütnameye dayalı olarak, borcunu ödemeyi taahhüt ettiği ….Ltd. Şti. aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Dairesinin … Esas ve İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyalarında, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ve 300.000- usd ile sınırlı olmak üzere, bu takiplerde belirtilen borçlarına istinaden İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalı borçlunun takibe itiraz ettiğini, davalının verdiği taahhütname ile 300.000-usd tutarına kadar borçlarını üstlendiği şirketin müvekkili şirketle bayilik sözleşmesi ve protokol kapsamında bayiliği sırasında aldığı ürün karşılığı verdiği çeklerinin karşılıksız çıkması ve sözleşmelerden doğan sair borçları nedeniyle yukarıda zikredilen icra dosyaları ile aleyhine takip başlatıldığını, davalı borçlunun verdiği taahhütnamenin 818 sayılı BK’nın 110. maddesi kapsamında “başkasının borcunu üstlenme” ve “garanti” niteliğini haiz olduğunu belirterek, davalının İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasındaki itirazının iptali ile alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davalının davaya cevap vermediği gibi duruşmalara da katılmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacının icra takiplerindeki 16.446-TL ve 278.079- TL’nin toplanması neticesi 294.525- TL asıl alacağının bulunduğu, buna göre davacının işlemiş faiz ile birlikte 429.763- TL alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş iken, hükümde ise “429.763-TL üzerinden 294.525-TL’nin talepname koşullarıyla tahsil edilebilmesi için davalının itirazının iptaline” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; gerekçeli karar ile hüküm fıkrası arasında çelişki bulunduğunu, kararın gerekçesinde davacının 429.763-TL alacağının bulunduğu kabul edilmişken hükümde 429.763-TL üzerinden 294.525-TL’nin talepname koşullarıyla tahsil edilebilmesi için davalının itirazının iptaline karar verilerek çelişki yaratıldığını, ayrıca müvekkili şirketin unvanı … AŞ olarak değişmesine rağmen kararda müvekkilinin unvanının hatalı yazıldığını belirterek, kararın kaldırılarak yeniden karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, davalının üçüncü şahıs şirketin borçlarını üstlendiği taahhütname ye dayalı olarak başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemidir. Somut olayda; İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında alacaklı … tarafından borçlu … Ltd. Şti. hakkında borçlunun keşidecisi olduğu çeklere dayalı olarak toplam 296.088,49- TL alacağın tahsili için kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı ve takibin kesinleştiği; yine İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında faturaya dayalı olarak toplam 18.864-TL alacak için ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği; davalı tarafından imzalanan taahhütnamede, … ile … şirketi arasında akdedilmiş sözleşme veya protokollerden doğmuş veya doğacak her türlü yükümlülüğün … şirketi ile birlikte üstlenildiği, … şirketinin …’ne karşı doğmuş ve doğacak borçlarının 300.000-USD’sinin müteselsil kefil olarak derhal ve nakden ödeneceğinin taahhüt edildiği görülmüştür. Borca katılma ise TBK’nın 201. maddesinde düzenlenmiş olup, madde hükmüne göre; “Borca katılma, mevcut bir borca borçlunun yanında yer almak üzere, katılan ile alacaklı arasında yapılan ve katılanın, borçlu ile birlikte borçtan sorumlu olması sonucunu doğuran bir sözleşmedir. Borca katılan ile borçlu, alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olurlar.” Dolayısıyla borca katılmada mevcut borçlunun borcu devam etmekte, borç ilişkisinin tarafları aynı kalmakta, borca katılan mevcut borçlu ile birlikte borcu üstlenmektedir. Somut olayda davaya konu taahhütnamede açıkça mevcut borçlunun borçtan kurtulacağına ilişkin hüküm bulunmadığı gibi, asıl borçlu hakkında aynı alacağa yönelik itirazın iptali davası açıldığı da dikkate alındığında, taahhütname ile davalının şirketin borçlarına 300.000-usd limit ile kefalet verdiği anlaşıldığından istemin dayanağının borca katılma olarak kabulü gerekmektedir. Bu kapsamda asıl borçlunun tarafı olduğu takip dosyalarında takibe konu 294.525,35- TL asıl alacağın dava konusu takip tarihine kadar işlemiş ticari avans faiziyle birlikte toplam 429.763-TL alacak bulunduğu tespit edilmiş olup bu tutar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş iken, hüküm kısmında “429.763-TL üzerinden 294.525-TL’nin talepname koşullarıyla tahsil edilebilmesi için davalının itirazının iptaline” karar verilmek suretiyle çelişki oluşturulmuş olup, bu husus hükmün infazında tereddüt yaratabilecek niteliktedir. HMK’nın 298. maddesi hükmüne göre ise, gerekçeli karar tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Dolayısıyla söz konusu madde hükmüne aykırı bulunan ilk derece mahkemesi kararı isabetli değildir. Ayrıca yargılama sırasında davacının unvanı … AŞ olarak değişmiş olmasına rağmen gerekçeli kararda eski unvanın yazılması da doğru değil ise de verilen hükümde karar başlığına doğru ünvan yazılarak hata giderilmiştir. Öte yandan ilk derece mahkemesince davacı lehine hükmedilen icra inkar tazminatının, hükmedilen asıl alacak tutarı üzerinden hesaplanması gerekirken, hükmedilen alacak tutarına asıl alacak yeniden eklenerek fazla hesaplanması da taleple bağlılık kuralına aykırı görülerek re’sen düzeltilmiştir. Bu itibarla hükmün infazında tereddüt uyandıracak nitelikte eksiklikler bulunmakta ise de ; belirtilen eksiklikler yeniden yargılama gerektirmediğinden, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak; “davanın kısmen kabulüne, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyalarında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibine yönelik itirazının kısmen iptaline, takibin 429.763-TL üzerinden devamına, asıl alacak tutarı olan 294.525-TL’ye takip tarihinden itibaren davacının takipteki talebi aşılmamak üzere ticari avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine” şeklinde yeniden karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2017 Tarih 2014/1474 Esas 2017/857 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KISMEN KABULÜNE, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyalarında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibine yönelik itirazının kısmen iptaline, takibin 429.763-TL üzerinden devamına, asıl alacak tutarı olan 294.525-TL’ye takip tarihinden itibaren davacının takipteki talebi aşılmamak üzere ticari avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, %20 oranında hesaplanan (85.952,60-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 29.357,11-TL nispi karar ve ilam harcından davacı tarafından mahkeme ve icra veznesine peşin yatırılan toplam 7.339,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 22.017,61-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından peşin yatırılan harçlar toplamı 5.268,40-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 1.000-TL bilirkişi ücreti ve 176-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.176-TL yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı vekili için takdir olunan 31.140,52-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan 163,35-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 12/11/2020