Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2332 E. 2020/1148 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2332
KARAR NO: 2020/1148
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2018
NUMARASI: 2015/571 Esas – 2018/414 Karar
DAVA: Hisse Senedi Mülkiyetinin Tespiti
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/11/2020
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin, bankacılık işlemleri yapma izni Bakanlar Kurulunun 20.04.1994 tarihli kararı ile kaldırılıp, iflas tasfiyesi İstanbul … İflas Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile TMSF’ce atanan tasfiye memurlarınca sürdürülmekte olan Müflis … AŞ. hissedarı olduğunu, bankanın faaliyetine son verilmeden önceki sermayesinin 550.000.000.000-TL olduğunu, bu sermaye her biri 100.000- TL nominal değerli 5.500.000 paya bölünmüş olup, banka sermayesini temsil eden hisseler değişik tertip ve farklı değerlerde kupürler halinde düzenlendiğini, bankanın faaliyetinin durdurulduğu tarih itibarıyla müvekkilinin banka sermayesinin yüzde 4,5454’ine karşılık gelen her biri 100.000-TL nominal değerli 250.000 adet nama yazılı hissenin maliki olduğunu, çeşitli tarihlerde, banka ortakları …’ın (%7,0763), …’ın (% 6,9778), …’ın (% 5,2090), …’nın (% 2,5181), …nin (% 9,0909) ve …’in (% 5,0545) hisselerini de devralan müvekkilinin payının % 40,9722’ye yükseldiğini, 16.09.2010 tarihinde TMSF ile düzenlenen protokol uyarınca müvekkilinin maliki olduğu hisselerden, bankanın 120.230.000.000 TL sermayesine karşılık gelen, 1.202.300 hisseyi temsil eden farklı tertip ve değişik değerde kupürler halindeki 20.477 adet hisseyi TMSF’ye devir/temlikle mülkiyetini TMSF’ye intikal ettirdiğini, 100.165.000.000-TL sermayeye karşılık gelen 801.650 adet payı temsil eden farklı tertip ve kupürler halindeki 6.798 adet hisseyi de, protokolün teminatı olarak yediemin sıfatıyla TMSF’ye teslim ettiğini. fon ile yapılan protokolde, müvekkilin …’tan alıp TMSF’na temlik ettiği hisselerden, 7-B tertipli …-.. seri numaralı 26 adet hissenin beheri 500.000.000- TL kupür değeri üzerinden toplam değeri 13.000.000.000- TL iken, protokolde kupür değeri zuhulen 500.000- TL ve devredilen hisselerin toplam değerinin de 13.000.000- TL yazıldığını, bu maddi hatadan sarfınazar edildiğinde, TMSF’ye teminaten teslim edilen hisselerin nominal değerleri toplamının 213.382.000.000 TL (2.133.820 pay) olduğunu, TMSF ile yapılan protokol süreci ve devamında, müvekkilinin maliki olduğu banka sermayesinin 11.965.000.000 TL’sine karşılık gelen banka hisselerini bulamamışsa da, protokol sonrasında bankanın 1.500.000.000 TL sermayesini temsil eden 1.000.000 TL kupür değerli toplam 1.500 adet hissenin bulunduğunu, ancak dilekçede belirtilen üçüncü kişilerden temlik alınan hisse senetlerinin tüm aramalara rağmen bulunamadığını belirterek, söz konusu hisse senetlerinin zayi nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 14.07.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle, dava dilekçesinin talep sonucunu ıslah ederek, temlik aldığı söz konusu hisse senetleri ile birlikte davacı namına yazılı olan hisse senetlerinin malikinin davacı olduğunun tespitini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacının TMSF ile imzaladığı protokol ile müflis bankanın %21,86 payına tekabül eden 20.447 adet hisse senedini TMSF’ye devir ve teslim ettiğini, yine maliki olduğu %14,57 paya karşılık gelen 6.798 adet hisse senedini de teminaten temlik ederek yediemin sıfatıyla teslim ettiğini, davacının bu durumda bankanın yüzde 36,43 oranında hissesine sahip olduğunu beyan ederek ve fiilen de bu hisseleri protokol imzalayarak fona devrettiğini, davacının zayi nedeniyle iptalini talep ettiği hisse senetlerini kanuna uygun olarak temlik alıp almadığının belli olmadığını, mülkiyet iddiası ile tasfiyenin kapanışında hak iddia edebilecek iyiniyetli kişilerin haklarının korunmasının gerektiğini, müflis bankanın kapanışında tasfiye bakiyesinin dağıtılması aşamasında müflis banka hissedarları davet edilerek hak sahipliğini ispat eden belge ile başvurmalarının talep edileceğini, bu nedenle kayıp olduğu iddia edilen hisse senetlerine ilişkin olarak olası bir devir işlemi sonucu hak sahibi olan iyiniyetli şahısların haklarının ihlal edilmemesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; TMSF ile yapılan protokolde hisse oranının %36,43 olarak belirtildiği, bu oranın neden %40,9722’nin altında olduğunu belirtse de hisse senetleri kıymetli evrak niteliğini haiz olduğundan, yapılan protokol uyarınca davacının davalıya %40.9722’lik hissesini devir etmesi gerektiği, bu nedenle hisse senetlerinin davacının elinde mi yoksa davalı bankaya mı geçmiş olduğu tespit edilemeyeceğinden, senetlerin davacının elinde iken zayi edildiğinin kabulünün gerektiği, bu sebeple hisse senetlerinin davacının elinde iken zayi olduğu, zayi nedeniyle iptal davasını açmak için kanunda herhangi bir süre öngörülmediği ve davanın hasımlı olarak açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; ıslah dilekçesiyle hisse senetlerinin mülkiyetinin tespiti talep edilmiş olmasına rağmen mahkemece ıslah yapılmamış gibi davanın hasımlı açılamayacağı gerekçesiyle ret kararı verildiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, ıslah edilmiş hali ile davalı bankanın nama yazılı hisse senetlerinin mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Islah kurumunun düzenlendiği HMK’nın 176 vd. maddeleri uyarınca; taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini tahkikatın sona ermesine kadar kısmen veya tamamen ıslah edebilir. Islah, sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Karşı taraf duruşmada hazır değilse veya ıslah talebi duruşma dışında yapılıyorsa, bu yazılı talep veya tutanak örneği karşı tarafa tebliğ edilmelidir.Aynı yasanın 180. maddesi hükmü uyarınca davanın tamamen ıslahı da mümkündür. Somut olayda; dava hisse senetlerinin zayi nedeniyle iptali istemiyle açılmışken, yargılama sırasında davacı vekilinin 14.07.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle dava ıslah edilmiş, dava konusu hisse senetlerinin mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespiti talep edilmiştir. Ancak mahkemece ıslah dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmediği gibi, ıslah doğrultusunda taraf delilleri toplanmadan, daha da önemlisi ıslah hiç yokmuş gibi zayi nedeniyle iptal istemi bakımından karar verilmiştir. Mahkemece ıslah dilekçesinin karşı tarafa tebliği ile, davanın tamamen ıslah edilmiş olması nedeniyle gelişen yeni durum karşısında tarafların gösterdikleri deliller toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken , dava hiç ıslah edilmemiş gibi karar verilmesi doğru değildir. Bu itibarla uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması, ayrıca ıslah talebi hakkında karar verilmemiş olması nedeniyle kararın kaldırılarak dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/571 Esas – 2018/414 Karar sayılı 24/05/2018 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 10/11/2020