Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2330 E. 2020/718 K. 01.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

7T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2330
KARAR NO: 2020/718
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/05/2018
NUMARASI: 2016/1163 Esas – 2018/551 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/09/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili ile … Ltd. Şti arasında Bireysel Kredi Borçlanma ve Rehin Sözleşmesi imzalandığını, davalının bu sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, borçlunun borcunu ifa etmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, buna rağmen borcun ödenmediğini, bu nedenle davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı; sözleşmeyi imzalamadığını ve kefil olmadığını, sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını, ana para ve faizin fahiş olduğunu belirterek, davıanın reddi ile %20 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; dava ve takip konusu alacağa ilişkin olarak kefalet sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olmaması nedeniyle, davalının borçtan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, davalıya atfedilen imzanın davalıya ait olmaması hususunda davacının kötü niyetli olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine ve davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; bilirkişi raporuna itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, Adli Tıp Kurumu’nda imza incelemesi yaptırılması gerektiğini, aksinin kabulü halinde ise kredi sözleşmesi tanzim edilirken imza sahteciliği yapıldığı sabit olacağından müvekkilinin davaya sebebiyet vermediğinin kabulünün gerektiğini, bu yüzden müvekkilinin yargılama gideri ve vekalet ücreti ödemeye mahkum edilmesinin usul ve yasaya aykırı olacağını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne, bu istemlerinin reddi halinde ise dava açılmasında müvekkilin kusuru mevcut olmadığından yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden sorumlu tutulması yönündeki hüküm fıkrasının kaldırılarak, kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; takip ve dava konusu kredi borçlanma ve rehin sözleşmesinde bulunan müşterek borçlu müteselsil kefil imzası davalı tarafından inkar edilmiş, davacı banka tarafından sözleşme aslı sunulmadığından, fotokopisi üzerinde yaptırılan imza incelemesi sonucunda, davalıya atfen atılan kefil imzasının davalının eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Sözleşmedeki imzanın davalıya ait olduğunu ispat yükü davacı banka üzerinde olup, davacı tarafından imza incelemesine ilişkin bilirkişi raporuna itiraz edilmiş ise de, yargılama sırasında ve hatta istinaf aşamasında dahi kredi sözleşmesi aslı davacı tarafından ibraz edilmemiştir. Dolayısıyla kanıtlanamayan davanın reddi yönündeki ilk derece mahkemesi kararı isabetlidir. Öte yandan dava konusu sözleşmedeki imzanın davalının eli ürünü olmadığının tespiti ve davacı tarafça sözleşme aslının da ibraz edilememesi karşısında, davaya davacının sebebiyet vermediği yönündeki iddia da yerinde değildir. Bu itibarla davanın reddi nedeniyle davacı aleyhine yargılama gideri ve avukatlık ücretine hükmedilmesi de doğrudur. Bu itibarla ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/09/2020