Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2329 E. 2020/1146 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2329
KARAR NO: 2020/1146
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/11/2017
NUMARASI: 2014/880 Esas – 2017/918 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/11/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili ile davalı … arasında 01.04.2009 ve 30.10.2009 tarihli genel kredi ve kefalet sözleşmesi imzalandığını, …, … ve …’nin de sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, davalı borçlular lehine muhtelif krediler açıldığını, kullandırıldığını ve davalı asıl kredi borçlusu adına çek karnesi tanzim ve teslim edildiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosaysından asıl kredi borçlusu … ile taşınmaz maliki aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi için takip başlatıldığını, hem de asıl kredi borçlusu … ile kefiller aleyhine kredi borçlarından kaynaklanan toplam 215.464,49 TL alacağın tahsili ve 4 adet çeke ilişkin çeklerin garanti tutarları toplamı olan 4.000,00 TL’nın teminat olarak depo edilmesi için tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla ilamsız takip başlatıldığını, davalıların haksız olarak borca ve ödeme emrine itiraz ettiklerini belirterek, davalı borçluların itirazlarının iptali ile alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar davaya cevap vermemişler, yargılama sırasında davanın reddini savunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı banka tarafından keşide edilen kat ihtarı ile toplam 365.786,09 TL borcun bir gün içerisinde ödenmesinin talep edildiği, tebliğ tarihleri ve verilen süreye nazaran davalı şirketin 02/03/2012 tarihinde, davalı … ve …’nin 05/03/2012 tarihinde ve davalı …’ın da hesap kat ihtarının tebliğ edilememiş olması karşısında takip tarihi olan 14/05/2012 tarihinde temerrüde düştükleri, diğer yandan anılan dönemde davacı banka tarafından uygulanan akdi faiz oranı ve taraflar arasındaki sözleşmenin 5. maddesindeki düzenlemeye nazaran temerrüt tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına bu oranın %50 ilavesi ile bulunacak oranda temerrüt faizi uygulanacak olmakla bankanın %94,5 oranında temerrüt faizi talep edebileceği, ayrıca davacı banka tarafından dava konusu kredi borçlarına mahsuben 14/03/2012 tarihinde 195.000,00 TL’lik bir tahsilatın yapıldığı, buna göre müşterek borçlu müteselsil kefiller … ve … yönünden 05/03/2012 temerrüt tarihi itibariyle 348.857,32 TL olarak tespit edilen asıl alacağa 14/05/2012 takip tarihine kadar %94,5 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi tahakkuk ettirilip ayrıca yapılan ödeme ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte 100.000,00 TL’lik limitli ipotekten 56.000,00 TL tahsilat yapılıp, 44.000,00 TL için rehin açığı belgesi temin edilmekle fiili satış tutarının mahsup edilmesi suretiyle adı geçen iki davalı bakımından 162.511,16 TL asıl alacak, 26.022,10 TL temerrüt faizi, 1.301,10 TL %5 gider vergisi, 81,34 TL masraf ile 4 adet çek içinde 4.000,00 TL garanti bedeli blokesi olmak üzere toplam 189.915,70 TL nakdi alacak, davalı … yönünden de temerrüt takip tarihi ile başlamış olmakla 163.590,67 TL asıl alacak ve her üç davalı yönünden de 4.000,00 TL çek bloke bedeli üzerinden takibe itirazlarının iptalinin gerektiği, ayrıca davacı bankanın %94,5 oranındaki temerrüt faiz oranı talebinin de sözleşmedeki düzenlemeye uygun olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davacı yararına nakdi alacaklar üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; davalı şirket tarafından açılan İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/931 esas sayılı dosyasında alacak tutarının 216.094,28 TL olarak tespit edilmesine rağmen mahkemece hükmedilen tutarın gerçeği yansıtmadığını, kat ihtarının davalı kefil …’a tebliğ edilemediğini, ancak İİK’nın 68/b maddesi ve sözleşmenin 52 ve 25. maddeleri uyarınca bu davalıya kat ihtarının 29.02.2012 tarihinde tebliğ edilmiş sayılması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı alacağa ilişkin icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Asıl borçlu davalı …’nin yargılama sırasında iflasına karar verilmiş olmakla, mahkemece 31.10.2017 tarihli ara karar ile bu davalı yönünden davanın ayrılması ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir. Kefalet sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte olan 818 sayılı BK’nın 484. maddesi uyarınca kefalet sözleşmesinin geçerli olması için yazılı şekilde yapılması ve kefilin sorumlu olduğu kefalet limiti olarak, belirli bir miktarın gösterilmesi gereklidir. Müşterek borçlu ve müteselsil kefiller, asıl borçlunun borcundan (asıl borçlunun temerrüdü dahil) kefalet limiti ve kendi temerrütlerinin hukuki sonuçları ile sorumludur. Somut olayda hem kredi limiti ve hem de kefalet limiti açıkça gösterilmiş olmakla, kefalet geçerlidir. Somut olayda; davacı banka ile davalı … arasından 01.04.2009 ve 30.10.2009 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmeleri imzalandığı, davalılar …, … ve …’nin ise sözleşmeleri müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladıkları, sözleşmelerde kredi limiti ile kefalet limitinin belirlendiği, dolayısıyla kefaletin geçerli olduğu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın 28.02.2012 tarihi itibariyle kat edildiği, kat ihtarının davalılar … ve …’ya tebliğ edildiği, davalı …’a ise tebliğ edilemediği, ihtarnamedeki süre de dikkate alındığında davalılar … ve …’nın 05.03.2012 tarihi itibariyle temerrüde düştükleri, davalı …’ın ise takip tarihi olan 15.05.2012 tarihinde temerrüde düştüğü, davacı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı, bu takipte ipoteğin paraya çevrilerek 56.000-TL tahsilat yapıldığı, kalan 44.000-TL içinse rehin açığı belgesi düzenlendiği, ayrıca davacı tarafından kredi borçlarına mahsuben 14.03.2012 tarihinde 195.000-TL tahsilat yapıldığı, kullandırılan kredi kapsamında tazmin edilen teminat mektupları ve esnek kredi hesabından doğan borçlar nedeniyle, davacının davalılar … ve … bakımından 162.511,16 TL asıl alacak, 26.022,10 TL temerrüt faizi, 1.301,10 TL BSMV, 81,34 TL masraf olmak üzere toplam 189.915,70 TL nakdi alacağının bulunduğu, davalı … yönünden ise 163.590,67 TL nakit alacağının bulunduğu tespit edilerek, uygulanan akdi ve temerrüt faiz oranlarının da sözleşmelerin 45. maddesine uygun olduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekilince davalı kefil …’un kat ihtarı tarihi itibariyle temerrüde düştüğü ileri sürülmüştür. Ancak kefilin temerrüde düşürülmesi için kat ihtarının tebliği zorunludur. Bu nedenle asıl borçlu açısından geçerli olan, kredi sözleşmelerindeki “adres değişikliğinin bildirilmemesi halinde kredi sözleşmesindeki adrese gönderilecek tebligatın yapılmış sayılacağına” ilişkin hükmün ve İİK’nın 68/b-1. maddesi hükmünün kefil bakımından uygulanması mümkün değildir. Bu yüzden ilk derece mahkemesinin bu davalı yönünden temerrüdün takip tarihi itibariyle gerçekleştiği yönündeki kabulü doğrudur. Öte yandan davacı vekilince davalı şirket tarafından açılan İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/931 esas sayılı dosyasında alacak tutarının 216.094,28 TL olarak tespit edilmesine rağmen mahkemece eksik bedele hükmedildiği ileri sürülmüş ise de; ilgili rapor tarihinden sonra ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla davacı tarafından 56.000-TL daha tahsilat yapıldığı da dikkate alındığında, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen alacak tutarlarının doğru olduğu, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun da yerinde olmadığı görülmüştür. Bu itibarla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacıdan alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 10/11/2020