Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2322 E. 2020/1107 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2322
KARAR NO: 2020/1107
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/03/2018
NUMARASI: 2015/481 Esas-2018/246 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/11/2020
Davanın reddine yönelik hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı müvekkilinin davalı şirkette 30/100 pay sahibi olarak, karşılığında 30.000-TL şirket sermayesi bulunduğunu, müvekkilinin sahip olduğu bu payların 20.000-TL karşılığı olan payı 09/05/2013 tarihinde Eyüp … Noterliği’nin … yevmiye numaralı devir sözleşmesi ile, 10.000-TL karşılığı olan payı 16/05/2013 tarihinde Eyüp … Noterliği’nin … yevmiye numaralı devir sözleşmesi ile devralmış, bu devirler ticari siciline ve şirket defterlerine kaydedilmiş olup, müvekkilinin davalı şirkette en yüksek pay sahibi olmasına rağmen diğer şirket ortaklarının ve özellikle şirket yetkilisinin, müvekkiline şirket ile ilgili olarak bilgi vermemekte, kâr payı ödememekte, şirketin mali ve idari durumunu bildirmemekte vs. kısacası davacı müvekkilinin mali ve idari işlemlerden uzak tutulmakta olduğunu, şirket adına alınan kararlar çalışanlar vasıtası ile davacı müvekkiline iletilip imzalaması istenilmiş, hiçbir şekilde şirket bünyesinde bir toplantı, değerlendirme, yönetim kurulu ve genel kurul toplantıları yapılmamış, davalı şirket yetkilisi ve diğer ortakların usulsüzlükler yaptığını, şirketi zarara uğratacak eylemlerde bulunduğunun öğrenildiğini, davalı şirketin diğer ortaklarının şirketin aktifini azaltmış olma ve menkul mallarını kaçırmış olma ihtimali kuvvetle muhtemel olduğundan, müvekkilinin TTK m. 638/2 gereği haklı sebeple ortaklıktan çıkmak istediğini belirterek, öncelikli olarak davacı müvekkilinin sermaye bedelinin koruma altına alınması için şirket aktifi üzerinde bilirkişi marifeti ile tespit yapılıp tedbirine, davacı müvekkilinin şirket ortaklığından çıkmasına ve sermaye bedelinin davalı şirket tarafından davacı müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı süresinde cevap dilekçesi vermemiş davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacının ortaklıktan çıkmayı haklı gösterecek somut delil sunmadığı gerekçesiyle sübuta ermeyen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvurusunda; Mahkeme kararına gerekçe olan TTK. 614. maddesinde yer alan husus ortaklıktan çıkma konusunda dava şartı olmayıp, ortaklıktan çıkma için davacı müvekkilinin davalı şirkete başvurma zorunluluğu bulunmadığını, buna rağmen davacı müvekkilinin davalı şirkete ihtarname göndererek, kendisine bilgi verilmediği, şirketten uzak tutulduğundan bahisle şirket ortaklığından ayrılmak ve şirket payına karşılık gelen bedelin kendisine ödenmesini talep ettiğini, ancak davalı şirketin bu hususta davacı müvekkiline cevap dahi vermediğini, davacı müvekkili davalı şirketten pay devir aldıktan sonra şirket ana sözleşmesinde kar bedelinin %5’i yedek akçe olarak ayrılıp kalan kar bedellerinin ortaklara dağıtılacağı yer almasına rağmen davacı müvekkiline hiç bir şekilde kar payı ödenmediğini, davalı şirkette hiç bir şekilde şirket bünyesinde bir toplantı, değerlendirme, yönetim kurulu ve genel kurul toplantıları yapılmadığını, davalı şirket yöneticisi ve diğer şirket ortakları usulsüzlükler yaparak, şirketin zarara uğramasına sebep olmuşlar, ayrıca şirketin mallarını kaçırarak şirketin aktifini azaltmış olduklarını, yerel mahkemece bilirkişi raporuna itirazları doğrultusunda yeniden ek rapor alınmasına karar vermesi gerekirken eksik ve hatalı olan bilirkişi raporunu esas alarak gerekli araştırma ve incelemeleri yapmaksızın bir karar verdiğini bildirerek, yerel mahkemenin ilamının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava TTK.’nun 638. maddesi uyarınca haklı sebeplerle ortaklıktan çıkma ve sermaye payının tahsili talebine ilişkindir. Bilindiği gibi TTK’nun 638/2. maddesi gereğince her ortak haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. TTK’nun 641. maddesine göre ise ortak şirketten ayrıldığı takdirde esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini istem hakkına haizdir. TTK.’nun 614. maddesine göre de; “Her ortak, müdürlerden, şirketin bütün işleri ve hesapları hakkında bilgi vermelerini isteyebilir ve belirli konularda inceleme yapabilir. Ortağın, elde ettiği bilgileri şirketin zararına olacak şekilde kullanması tehlikesi varsa, müdürler, bilgi alınmasını ve incelemeyi gerekli ölçüde engelleyebilir; bu konuda ortağın başvurusu üzerine genel kurul karar verir. Genel kurul, bilgi alınmasını ve incelemeyi haksız yere engellerse, ortağın istemi üzerine mahkeme bu hususta karar verir. Mahkeme kararı kesindir.” Bu yasal düzenleme gereğince davacının bilgi alma ve inceleme hakkını kullanabilmek için öncelikle davalı şirket ortaklar kuruluna başvurması gerekmektedir. Davacı tarafından bu amaçla davalı şirket ortaklar kuruluna başvurulmadığı hususu tartışmasız olup, davalı şirket tarafından bilgi alma ve inceleme hakkının engellendiğine ilişkin herhangi bir delil sunulmamıştır. Somut olayda; davacı …’nın davalı şirkette %30 payla hissedar olduğu, pay devrinin yapıldığı 2013 yılında davalı şirketin 88.259,71-TL zarar ettiği, kaldı ki bilirkişi raporuna göre şirketin öz sermayesini yitirdiği, bunun yanı sıra davacı tarafın şirkete ödemesi gereken sermaye katılımından kalan bakiye borcunun bulunduğu da belirlenmiş olmakla, davacı ortaklıktan çıkmayı haklı gösterecek somut delil sunmadığından, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Hükme yönelik ileri sürülen istinaf sebebleri yerinde olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Hükümden sonra davalı yan gider avansından karşılanan 35,90-TL yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.03/11/2020