Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/229 E. 2018/1649 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/229
KARAR NO : 2018/1649
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/10/2017
NUMARASI : 2014/210 Esas 2017/864 Karar
DAVA : İtirazın İptali(Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/12/2018
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, taraflar arasında 25/02/2013 tarihinde akdedilen iki adet sipariş sözleşmesi uyarınca sipariş formunda açıkça kalem kalem ürünlerin davalının sipariş ettiği özelliklere uygun olarak üretiminin yapılarak davalıya teslim edileceğini, sözleşme ekinde yer alan belge ile ürünlerin hangi tarihte teslim edileceğinin de kararlaştırıldığını, buna göre sipariş edilen ürünlerin toplam bedelinin 878.976,37- TL olduğunu, davalının e-posta yoluyla teslimini talep ettiği malların teslim edileceği adresleri bildirdiğini, müvekkilinin de ürünleri bu adreslere teslim ettiğini, ancak geriye kalan 553.500- TL bedelli ürünün üretimi yapılıp teslim edilmek istendiğinde davalının teslim almaktan kaçındığını ve 05/09/2013 tarihli ihtarname ile sözleşmenin 6.maddesi uyarınca siparişi tazminat ödeme yükümlülüğü altına girmeden iptal ettiğini bildirdiğini, müvekkilinin ise 10/09/2013 tarihli cevabi ihtarname ile ürünlerin davalının siparişi üzerine özel olarak üretildiğini ve başka yerde kullanılmasının veya başkasına satılmasının mümkün olmadığını, sipariş iptalinin ancak 6.madde uyarınca bedelin ödenmesi ile mümkün olacağını, siparişin üzerinden 6 ay geçtikten sonra yapılan iptalin hakkın kötüye kullanılması olduğunu, bakiye ürün bedelinin 2 gün içinde ödenmesi gerektiğini bildirdiğini, ancak ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek asıl alacağa yönelik itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, Türk Telekom’a ait bir projede alt yüklenici olan müvekkilinin proje kapsamında davacıdan çeşitli ürünlerin alımını yaptığını, ancak proje kapsamındaki ihtiyaçların başta öngörülenden farklılık gösterdiğini ve yüklenici olunan işin azaltıldığını, kaldı ki taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 6.maddesi ile müvekkiline siparişleri herhangi bir zamanda 5 gün öncesinden iptal etme ve adetlerini değiştirme hakkı tanındığını, müvekkilinin de sözleşmeye dayalı hakkını kullanarak davacıya teslim alınmamış siparişlerin iptal edildiğine dair ihtarname gönderdiğini, ayrıca siparişe konu ürünlerin özel üretim olmadığını, katalog kapsamında yer alan standart ürünler olduğunu, yine sözleşmenin 5.maddesinde sipariş konusu ürünlerin ancak müvekkilinin sevk onayı varsa teslim alınacağının hüküm altına alındığını, dava konusu teslim alınmayan ürünler için müvekkilinin sevk onayının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, taraflar arasında akdedilen 25/02/2013 tarihli F45000143 nolu satın alma ve sipariş sözleşmesi uyarınca üretilip davalı tarafça teslim alınmayan ürünlerin bedelinin talep edildiği, bilirkişi incelemesi sonucu sözleşmede sipariş verilen ürünlerin katalogda yer alan ölçülere göre değişiklik içerdiğinin, dolayısıyla davalı için özel üretildiğinin tespit edildiği, sipariş sözleşmesine konu ürünlerden dolayı davacının davalıdan 476.416,66- TL alacaklı olduğu, ayrıca icra inkar tazminatı talebine ilişkin yasal şartların olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 476.416,66- TL asıl alacağa ilişkin itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden aynı şartlarla devamına, kabul edilen miktar üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
1- Sözleşmenin 6.maddesi uyarınca müvekkilinin herhangi bir zamanda siparişi 5 gün öncesinden ihbarda bulunarak tazminat ödeme yükümlülüğü altına girmeksizin iptal etme hakkı olduğunu, bu durumda sadece satıcının sipariş kapsamında davalının onayıyla yapmış olduğunu belgelendirdiği masrafların davalı tarafından karşılanacağını, davacının masraf talebinde de bulunmadığını, raporda bu hükmün dikkate alınmadığını,
2-Siparişlerin müvekkilinin elinde olmayan ve önceden öngörülemeyecek nedenlerle iptal edildiğini,
3-Sözleşmenin 5.maddesinde sipariş konusu ürünlerin ancak müvekkilinin sevk onayı varsa teslim alınacağının hüküm altına alındığını, dava konusu teslim alınmayan ürünler için müvekkilinin sevk onayının bulunmadığını,
4-Ürünlerin 2013 yılı kataloğunda yer aldığını, özel üretim olmadığını, ancak özel üretim olduğu kabul edilse bile müvekkilinin her durumda siparişi iptal etme hakkı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, sözleşme uyarınca siparişe konu toplam 878.976,37- TL bedelli ürünün üretilerek kararlaştırılan teslim tarihlerinde davalıya teslim edileceğini, ancak bir kısım ürünü teslim alan davalının toplam 553.500- TL bedelli ürünü teslim almaktan kaçındığını ve sipariş tarihinden yaklaşık 6 ay sonra teslim edilmeyen ürünlere ilişkin siparişleri iptal ettiğini bildirdiğini, ürünlerin özel üretim olması nedeniyle başka yerde kullanılmasının veya başkasına satılmasının mümkün olmadığını, davalının sözleşmeyi iptalinin haksız olduğunu ve teslim almadığı ürünlerin bedelini de ödemesi gerektiğini ileri sürmüş, davalı ise ürünlerin katalogda yer alan standart ürün olduğunu, ayrıca standart veya özel ürün olup olmadığına bakılmaksızın sözleşmenin 6.maddesi uyarınca kendisine herhangi bir zamanda siparişi 5 gün öncesinden ihbarda bulunarak iptal etme hakkı tanındığını, kendisinin de bu hakka dayanarak teslim alınmayan ürünlere ilişkin siparişi iptal ettiğini, kaldı ki iptalin sebebinin kendisinden kaynaklanmadığını savunmuştur.
Taraflar arasında akdedilen ‘Satın Alma Siparişi’ başlıklı 25/02/2013 tarihli F45000143 nolu sözleşmenin “Teslim Süresi” başlıklı 3.maddesi “Sipariş konusu ürünler sipariş tarihinden itibaren aşağıda belirtilen teslim programına göre yukarıda belirtilen teslimat adresine teslim edilecektir. ….Sipariş konusu ürünler ekte yer alan Sevkiyat Planlama Tablosuna göre yapılacaktır” hükmünü,
“Sevk Onayı” başlıklı 5.maddesi “Ürünler sevk edilmeden önce mutlaka yazılı olarak …’dan sevk onayı ve bu kapsamda teslimatın yapılacağı adres bilgisi de alınmalıdır. Sevk onayı alınmamış ürünler teslim alınmayacaktır.”hükmünü,
6.maddesi ise “İnnova’nın siparişi gönderdikten sonra sipariş adetlerini değiştirme hakkı saklıdır ve herhangi bir zamanda siparişi 5 gün öncesinden satıcıya ihbarda bulunarak tazminat ödeme yükümlülüğü altına girmeksizin iptal etme hakkı vardır. Bu durumda sadece Satıcı’nın sipariş kapsamında …’nın onayıyla yapmış olduğunu belgelendirdiği masraflar … tarafından karşılacaktır.” hükmünü içermektedir.
Sözleşme ekinde yer alan sevkiyat programına göre davalı için üretilen ürünlerin teslim tarihlerinin belirlenmiş olduğu, sözleşmenin 3.maddesi uyarınca ürünlerin bu tarihlerde davalıya teslim edileceği anlaşılmaktadır. Ayrıca ürünlerin sevk edileceği adresin tespiti için sözleşmenin 5.maddesi ile teslim öncesinde davalının sevk onayının alınması şartının getirildiği görülmektedir.
Öte yandan sözleşmenin 6.maddesi uyarınca davalıya siparişi iptal hakkı tanınmış ise de, bu hakkı herhangi bir zamanda ancak en geç sipariş teslim tarihinden 5 gün önce satıcıya ihbarda bulunarak kullanabileceği kabul edilmiştir. Bu hükmün davalı tarafça ileri sürüldüğü gibi herhangi bir zaman sınırlandırması olmaksızın “siparişin iptal edilmesinin talep edildiği tarihten önceki 5 gün” olarak yorumlanması olanaksızdır. Davalı, son teslim tarihi olarak öngörülen 17/04/2013 tarihinden yaklaşık 5 ay sonra teslim alınmayan siparişleri iptal ettiğini davacıya bildirmiştir, dolayısıyla iptal talebini süresinde bildirmeyen davalı, kendisi için özel olarak üretildiği anlaşılan ürünleri teslim almaktan ve bedellerini ödemekten kaçınmakta haksızdır.
Bununla birlikte davacı 10/09/2013 tarihli cevabi ihtarında davalıdan teslim alınmayan ürünlerin bedelini ödemesini talep etmiş ve ürünleri teslime hazır olduğunu bildirmiştir. Dolayısıyla davalının bu ürünleri her zaman davacıdan teslim alma hakkı bulunmaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 32.544,02- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 8.136,05- TL harcın mahsubu ile bakiye 24.407,97- TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 26,50- TL nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 20/12/2018