Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2275 E. 2019/898 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2275
KARAR NO : 2019/898
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/05/2018
NUMARASI : 2017/449 E – 2018/629 K
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/06/2019
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili;dava dışı sigortalısı ….. Ltd. Şti’nin emtialarını Nakliyat Emtia Blok Abonman Sigorta Poliçesi ile müvekkili şirket nezdinde sigortaladığını ancak söz konusu emtianın taşındığı mahalde, aracın iş merkezinin bulunduğu adresin mal giriş kısmına park ettiği sırada gece yarısı 53 çuval iplik cinsi emtianın nakliye aracından kimliği belirsiz kişiler tarafından çalındığını, bu nedenle hasar bedeli olan 26.330- TL yi sigortalısına ödediğini belirterek kanuni halef sıfatı ile bu bedelin davalı nakliyecinin haksız fiilde kusursuz sorumluluk hallerinden olan TBK 66. Madde gereğince adam çalıştıranın sorumluluğu bulunduğu, bu alacağının tahsili için Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip yaptığını, davalının haksız itirazının iptaline takibin devamına ve haksız itiraz nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı cevabı ile; aracın maliki olduğunu, ancak şoförün … olup adı geçene davanın ihbar edilmesini belirtmiş, Cumhuriyet Savcılığı’nda hırsızlık olayı ile ilgili soruşturmanın bulunduğunu, bu nedenle bu dosyanın evrakının bekletici mesele yapılmasını, kendisinin ve şoförün herhangi bir kusurun bulunmadığını, zira aracın sürücüsünün malın indirileceği yere geldiğini, mesainin bitmiş olduğunu, kendisinden beklenen tüm tedbirleri alarak aracı güvenlik görevlisi olan … iş merkezinin giriş çıkışı kontrolu tek noktada olan, etrafı duvar ve tel çitlerle çevrili olan, firmanın depo kapısı önünde park ederek indirme işlemi için mesai saatini beklediği ve aracın içerisinde bu şekilde gece uyuduğu ve bu esnada malların çalındığını şoföründe herhanbir kusur ve kabahat ve sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece hırsızlık olayında davanın, olayın oluş şekli, anlatımlar, mevcut durum ve belgelerle belirlendiği üzere davalının kusursuz sorumluluğu ve diğer hukuki konuların değerlendirildiğinde, ihbar olunan araç sürücüsününde herhanbir kusurunun bulunmadığı, sigorta poliçesi genel şartları doğrultusunda davacı sigortanın sorumluluğunun yer alıp mevcut rizikonunda sigorta poliçesi kapsamında bulunduğu, alınan raporlarla bu hususların teyit edildiği nedenle davanın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili ;TTK 875/1 maddesi gereğince taşıma sözleşmesinin tarafı olan kendisi tarafından yada çalışanları tarafından taşımanın gerçekleştiği esnada meydana gelen fiil ve ihmallerden sorumlu olup, davalının çalışan olan sürücünün mesai saatleri dışında aracı teslim yerine götürerek araç içerisinde uyuduğunu ve hırsızlık hadisesinin meydana gelmesine davetiye çıkardığı, zira malların çalınma ihtimalini bu şekilde göz ardı ettiğini, her ne kadar hükme esas alınan raporda davalının kusursuz sorumluluğunun bulunmadığını ifade edilmiş ise de davalının TTK 875 vd. maddeleri ve TBK 66 maddesi uyarınca sorumlu olduğu bu nedenle red kararı kaldırılarak yeniden hüküm tesis edilmesine karar verilmesi istenmiştir.
GEREKÇE: Davaya konu taşıma yurt içi ticari kara yolu taşıması olduğuna göre olaya 6102 TTK 856 vd maddeleri uygulanacaktır. TTK’nın 875/1. maddesine göre: taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.TTK nun 876. Maddesi ile; zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse taşıyıcı sorumluluktan kurtulur.TTK nun 879-(1)maddesi” taşıyıcının kendi adamlarının ,taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin ,görevlerini yerine getirmeleri sırasında ki fiil ve ihmallerinden ,kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur.”şeklinde düzenlenmiştir. Zararın tesbiti aynı kanunun 880(1) maddesine göre yapılacak olup; taşıyıcı eşyanın tamamen veya kısmen ziyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda ,bu tazminat eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamanda ki değerine göre hesaplanır.880(3) maddesine göre de eşyanın değerinin piyasa fiyatına göre ,bu yoksa aynı tür ve nitelikte ki malların cari değerine göre belirlenir.Eşya taşımak üzere teslimden hemen önce satılmışsa ,satıcının faturasında taşıma giderleri mahsup edilerek gösterilen satış bedelinin piyasa fiyatı olduğu varsayılır.Davacının sigortalısına ait mal, davalıya ait araç ile taşınmış, varma yerine ulaştıktan sonra mesai saati dışında bulunması nedeniyle ve iş merkezinin kapalı bulunduğu anlaşılmakla, araç güvenlik görevlisinin olduğu duvarla işyeri önündeki alana park ettiği, geceleyin aracın içerisinde şöfürün uyuduğu, ancak olayın kamera kayıtlarından tespit edildiği üzere, gece saatlerinde işyeri kapısından içeri giren iki kişi tarafından aracın brandası kesilmek suretiyle ,101 adet çuvaldan 53 adedinin çalındığı anlaşılmaktadır. Olayda taşıyıcının en yüksek özeni göstermesi söz konusu olmadığı gibi, bunu gösterse dahi vukuuna engel olamayacağı bir hadise bulunmamaktadır. Bu anlamda taşıyıcının sorumluluktan kurtulma hallerini düzenleyen TTK’nın 876. Maddesi ile TTK’nın 878. Maddesindeki özel haller de bulunmamaktadır. Aracın kapalı kasa kamyonet olmayıp, brandalı bulunduğu ,işyerinin önü olmasının veya işyerinin kapısında bariyer olmasının hırsızlık olayını engellemediği,güvenlik görevlilerinin hiçbir şey görmediklerini ifade ettikleri, çalınma olayını önleyebilecek tedbirleri almadan uyuyan şoförün kusurlu olduğu sabittir. Kapısında bariyer bulunan bir alana park edilmesi nedeniyle zararın poliçe teminat kapsamında bulunduğu , sürücünün güvenli olduğu düşünülen yerde park edilmesi nedeniyle ağır kusurlu olarak kabul edilmese de henüz teslim edilmemiş emtiaya zarar gelebileceğini öngörmesi gerektiği,meydana gelen hırsızlık eyleminde kusuru bulunmadığının ispat edilemediği, iki tonu aşkın emtia çalınmasına rağmen şöförün haberdar olmadığı ,araçta alarm ve sair bulunmadığı hususları değerlendirildiğinde davalı taşıyıcı zarardan sorumludur. Taşınan emtianın dosyaya sunulan fatura bedellerinde iplik emtiası olduğu olaydan hemen evvel satıcı tarafından düzenlenen 14.11.2016 tarihli faturadan kg ımının 10-TL olduğu ,2633 kilogram ipliğin çalındığı ,bu sebeble 10-TL birim fiyattan çalınan emtianın piyasa değerinin 26.330-TL olduğu bu miktarında sigortalıya davacı tarafından 19.12.2016 tarihinde ödendiği anlaşılmaktadır.Davacı Türk Lirası üzerinden tazminat talep etmiş olup tazminat isteminde ödeme tarihinden itibaren geçerli olmak üzere talebiyle bağlı kalınarak yasal faiz işletilmesi gerekmektedir.Buna göre davacının takip tarihine kadar takip talebinde ki 649,23-TL işlemiş faize hak kazandığı hesaplanmıştır.(26.330x%9: 100= 658,25-TL)Taşıyıcının sorumluluğu, ispat külfeti ters çevrilmiş bir kusur sorumluluğudur. Taşıyıcı, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim edildiği tarihe kadar geçen sürede uğradığı ziya ve hasardan sorumlu olup, bu mesuliyetten ancak kendisinin kusuru olmadığını ispatladığı taktirde kurtulabilir. Her ne kadar taşıyıcının kusurunun bulunmadığı durumlarda hırsızlık eyleminin varlığı taşıyıcıyı sorumluluktan kurtarır ise de, somut olayda, davalının sürücüsünün yeterli güvenlik önlemleri almadan alıcının işyeri önünde ki alana kapalı kasa olmayan brandali kamyonu yüklü olarak park ederek uyuması nedeniyle kusurlu olduğu ve bu sebeble taşıyıcının sorumluluktan kurtulmasının mümkün olmayacağı gözetilmeden, mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.Davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülerek istinaf başvurusunun kabulune,hükmün kaldırılmasına ve yeniden hüküm verilmesine karar vermek gerekmiştir. Tesbit edilen zarar miktarı sınırlı sorumluluk tutarının altında kaldığından(2633*8.33= 21.932,89 sdr= 98.290-TL) davalı taşıyıcının meydana gelen zarardan sorumlu bulunduğu gözetilerek hükmün kaldırılmasına ve itirazın iptaline ,takibin devamına, koşulları bulunmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/05/2018 Tarih 2017/449 Esas 2018/629 Karar sayılı hükmünün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KABULÜ ile; davalının Küçükçekmece ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında vaki itirazın İPTALİNE; takibin 26.330,-TL asıl alacak ve 649,23 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 26.979,23-TL üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle devamına, Alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine”İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 1.842,96 TL nispi karar ve ilam harcından peşin yatan 460,74- TLnin mahsubu ile bakiye 1.382,22- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından ödenen 492,14- TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,Davacı tarafından ödenen 1.350- TL bilirkişi ücreti ile 148,10- TL teb.posta gideri olmak üzere toplam 1.498,10-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Davacı vekili için takdir olunan 3.237,51- TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 35,90- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 77-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/06/2019