Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2268 E. 2019/732 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2268
KARAR NO : 2019/732
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/06/2018
NUMARASI : 2017/722 E – 2018/695 K
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari İş Tellallığı Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/05/2019
Davanın kabulune ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin … emlak bayisi olduğunu, usulüne uygun olarak yapılan sözleşme ile davalıyla aralarında 09/02/2017 tarihli İstanbul Bayrampaşa Terazidere mahallesin de bulunan taşınmazın kiralanması hususunda anlaştıklarını, söz konusu yerin davalıya gösterildiğini ancak bu sözleşme gereği kendisine hizmet bedelinin ödenmediğini, bu nedenle alacağının tahsili için İstanbul …. İcra Dairesinin … sayılı dosyası ile takip yaptığını ancak borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili;davanın ticaret mahkemesine değil tüketici mahkemesine açılması gerektiğini, söz konusu taşınmazı davacının kendilerine gösterdiğini, ancak taşınmazın kendilerinin işi için uygun yer olmaması nedeniyle vazgeçtiğini, yer arayışının devam ettiğini, 15/04/2017 tarihinde de başka bir taşınmaza iş yerini naklettiğini, yer gösterimi yapıldıktan 2 – 2,5 ay sonra abisi …’a kendi işi ile ilgili kiralandığını ancak bu durumdan haberi olmadığını belirtmiştir. Müvekkilinin ve abisinin farklı işler yaptığını, davacının söz konusu sözleşme üzerine bir kısım yazıları ve ibareleri düzeltmeleri sonradan kendisi yazarak doldurduğunu ifade ettiğini, bu nedenle sözleşmeye itibar edilemeyeceğini , hizmet bedelinin fahiş olup müvekkilinin tüketici olduğunu %20 inkar tazminatı isteminin de yerinde olmadığını haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece sözleşme uyarınca gayrimenkulün davalı tarafından görülüp kiralanmaması sonrası davalının kardeşi tarafından davacı dahil edilmeksizin kiralandığını, bu kiralamanın sözleşmenin düzenleme tarihinden itibaren 1 yıl içirisinde yapıldığı davalının tellallık hizmet bedelinden sorumlu olduğu ,takibe konu hizmet bedelinin yıllık kira alacağı üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili , davalının tüketici olup şahsi olarak ticari bir sıfatının bulunmayıp bu nedenle tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğini,taşınmazı kiralama amacı ile görmek üzere sözleşme imzaladığını ancak yaptığı işe uygun bulunmadığı nedeniyle bu yeri kiralamaktan vazgeçtiğini, kendisinin mobilya işi ile ilgilendiği, abisinin inşaat işleriyle uğraştığını, kiralayanı görmediği gibi kiralama hususunda da kiralayanla herhangi bir görüşmesinin bulunmadığını, abisi tarafından söz konusu taşınmazın, kendisinin haberi olmaksızın kiralandığını, öncelikle görev yönünden kararın kaldırılmasını, esasa ilişkin olarak ise, taşınmazın kendisi tarafından kiralanmayıp sonradan abisi tarafından haberi olmaksızın kiralaması sebebi ile hizmet bedelinin kendisinden talep edilmeyeceği, bunun yanı sıra mahkemenin vermiş olduğu hükmün 1. maddesinde alacağın miktarının doğru belirtildiği halde 2. maddesinde rakamsal olarak yanlış yazıldığını istinaf taleplerinin kabulü ile verilen kararın kaldırılarak haksız davanın reddine karar verilmesi, aksi halde kararın kaldırılıp yeniden incelenmek üzere mahkemesine gönderilmesi istenmiştir.
GEREKÇE: Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı yasanın 2. Maddesinde, bu kanun her türlü tüketici işleriyle tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar denilmiştir.Tellallık sözleşmesi kanunun tanımladığı anlamda bir tüketici işlemidir.Somut olayda davacının kiralamaya konu edilen taşınmazı iş yeri olarak kiralanması amacıyla hareket ettiği, davalının mesleki amaçla hareket ettiği,tüketici olmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin tüketici mahkemesinin görevli bulunduğuna yönelik istinaf nedeni yerinde değildir. Taşınmazın kiralama amaçlı görüldüğü davalının kabulündedir.Ancak görüldükten sonra uygun olmadığından vazgeçildiği savunulmaktadır. Sözleşmede “söz konusu yerin 1 yıl içerisinde şahsım, eşim, nişanlım, ortağı veya çalışanı bulunduğum şirket, şirket ortaklığı, şirketin ortak olduğu kuruluşlar ya da kan ve sıhri hısımların satın aldığı taktirde yukarıda yazıldığı yıllık kira bedelinin %12+KDV’sini … Kuzeye hizmet bedeli olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği” yazılıdır.Davacının gösterdiği taşınmazın, gösterme tarihinden çok kısa bir süre sonra davalının abisi tarafından kendi işi ile ilgili olarak kiralandığı, davalının kartvizitinde de kiralanan işyerinin ünvanının yazılı olduğu sözleşme kapsamında hizmetin verildiği sabit olmakla sözleşmede yazılı aylık kira bedeli üzerinden hesaplanan hizmet bedeline hükmedilmesinde isabetsizlik yoktur.Ancak hükmün icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin 2.bendinde yıllık kira bedeli 40.780-TL üzerinden hüküm verilmesine rağmen icra inkar tazminatında bu rakamın 40.870- TL olarak yazılması ,mahallinde düzeltilebilecek maddi hata niteliğindedir. Hizmet bedelinden sorumlu tutularak itirazın iptaline ve sözleşme ile kararlaştırılan hizmet bedeline ilişkin alacak likit nitelikte olduğundan hükme yönelik ileri sürülen istinaf sebebleri yerinde görülmemiş davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 2.785,68- TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 696,42- TL harcın mahsubu ile bakiye 2.089,26- TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmısına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1)a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 28/05/2019