Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2264 E. 2018/1566 K. 06.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2264
KARAR NO : 2018/1566
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/05/2018
NUMARASI : 2017/920 E.-2018/519 K.
DAVA : TÜZEL KİŞİLİĞİN İHYASI
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/12/2018 ( 16/12/2018 yazım tarihli )
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı tasfiye memurunca istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde; davacı tarafından … Ve Dış Tic. Ltd. Şti.ne karşı İstanbul 36. İş Mahkemesinin 2017/78, İstanbul 36. İş Mahkemesinin 2017/54, İstanbul 36. İş Mahkemesinin 2017/55, İstanbul 36. İş Mahkemesinin 2017/56, İstanbul 36. İş Mahkemesinin 2017/74, İstanbul 36. İş Mahkemesinin 2017/75, İstanbul 36. İş Mahkemesinin 2017/76, İstanbul 36. İş Mahkemesinin 2017/77, İstanbul 36. İş Mahkemesinin 2017/79, İstanbul 36. İş Mahkemesinin 2017/80 esas sayılı davalarının açıldığını,hizmet süresinin tespiti davasında taraf teşkilinin sağlanması ve işçilik hak ve alacaklarının yasal olarak takibi için şirketin ihyası gerektiğini , müvekkilinin işçilik hak ve alacaklarının ödenmediğinin şirket ortakları,tasfiye memuru … tarafından bilindiğini, ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunluluğunun bulunduğunu, tüzel kişiliğin sona erdiğinin kabul için tasfiyenin tam ve eksiksiz olarak yapılması gerektiğini, müvekkili ve diğer çalışanların haklarının ödenmemiş olması, SGK bildirimlerinin gerçeği yansıtmıyor olması nedenleriyle tasfiyenin tam yapılmadığı ve tasfiyenin gerçeği yansıtmadığı sabit olduğundan, ek tasfiye işlemlerinin yapılabilmesi için şirketin yeniden sicil kaydı ile son tasfiye memurunun tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tasfiye memuru davaya cevap vermemiş,Davalı Ticaret Sicili vekili cevap dilekçesiyle; müvekkilinin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü, Türk Ticaret Kanunu’nun 32. maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, davanın kabulüne İstanbul Ticaret Sicilinin … sırasında kayıtlı … Ticaret Limited Şirketi’nin TTK’nın 547. maddesi gereğince İstanbul 36. İş Mahkemesinin 2017/78, İstanbul 36. İş Mahkemesinin 2017/54, İstanbul 36. İş Mahkemesinin 2017/55, İstanbul 36. İş Mahkemesinin 2017/56, İstanbul 36. İş Mahkemesinin 2017/74, İstanbul 36. İş Mahkemesinin 2017/75, İstanbul 36. İş Mahkemesinin 2017/76, İstanbul 36. İş Mahkemesinin 2017/77, İstanbul 36. İş Mahkemesinin 2017/79, İstanbul 36. İş Mahkemesinin 2017/80 esas sayılı davaları ve takip işlemleri bakımından ek tasfiye işlemlerinin yapılması bakımından yeniden Ticaret Siciline tescilline, tasfiye memuru olarak son tasfiye memuru …ın (TCN:…) seçilmesine, kararın bir örneğinin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne gönderilmesine, tescil ve ilanına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı tasfiye memuru …; davanın husumet yönünden reddi gerektiği, borçlu şirketin tüzel kişilik olduğunu, firmanın borcundan şahsının sorumlu tutulamayacağını,mahkemece usul yönünden sebep sonuç ilişkisi içinde yargısal denetimden uzak bir şekilde mezkur firmanın üzerinden şahsi sorumluluğunu gerektirecek hukuka aykırı bir hüküm kurduğunu, tasfiye işlemlerinin usulüne göre yerine getirildiğini, gerekli ilanların yapıldığını ve tasfiyenin gerçekleştiğini, tasfiye sonlandırma tarihi dikkate alındığında davacının talebinin hak düşürücü sürenin geçmesi sebebiyle zamanaşımına uğradığını, davacının davasına dayanak yaptığı İstanbul 36. İş Mahkemesi’nde açtığı hizmet tespiti davalarının haksız ve mesnetsiz olup hak düşürücü süreden sonra açıldığını, usul ve yasaya aykırı mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: TTK’ nun 547 maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların ,şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir.
Dosya arasına celbedilen ticaret sicil kaydının incelenmesinde şirketin 17/12/2014 tarihli OKK ile tasfiyenin tamamlanarak sicilden 29.12.2014 tarihinde tescil ve terkin edildiği anlaşılmakta ise de ;davacı işçi tarafından tasfiye sürecinden çok evvel şirket aleyhinde 27.6.2007 tarihinde başlatılmış olan derdest icra takibi bulunduğu, bu mealde yine kararda yazılı icra takipleri ve İş Mahkemelerinde devam eden dava dosyaları mevcut bulunduğu icra takiplerinin ve dava dosyalarının sürdürülmesi ve sonlandırılabilmesi için ihya talebinde hukuki yarar bulunduğu anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamından; TTK’nın 547. Maddesi gereğince tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu ,hak düşürücü sürenin geçtiği tasfiyenin usulünce yapıldığı savunmasının dinlenebilir olmadığı ,tasfiyeden evvel ki işçilik alacaklarına ilişkin davalar nedeniyle ihya istemekte hukuki yararı bulunduğu,tüzel kişiliğin sona erdiğinin kabul edilemeyeceği esasen davalı tasfiye memurunun savunmalarının esas takip ve davalarda incelenebilecek nitelikte olduğu gözetilerek , mahkemenin başlatılan derdest icra takibi ve dava dosyaları ile sınırlı olarak tüzel kişiliğin ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına ilişkin hükmüne yönelik istinaf sebebleri yerinde görülmemiş davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı tasfiye memuru …’ın istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraflara tebliğine,
HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 06/12/2018