Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2263 E. 2019/54 K. 17.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2263
KARAR NO : 2019/54
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/08/2018 (Ara Karar)
NUMARASI: 2018/725 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/01/2019 (04/02/2019 yazım tarihli )
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP :Davacı vekili; müvekkilinin davalı … ya inançlı işlemle … Sanayi .A Ş. ve bağlı şirketlerdeki hisselerini devrettiğini , davalı …’in yetkilerini müvekkilinin aleyhine kötüye kullandığını, davalı … ile diğer davalı …’in evli olup davalı şirketlerde hiçbir zaman gerçekte hak sahibi olmadığını, şahıslar arasındaki fiili ve organik bağın davalı …’in kötüye kullandığını, müvekkilinin davaya konu alacaklarının dava dışı … Kozmetik Sanayi A.Ş.’deki %50 hisselerinden ve ayrıca müvekkilinin yaptığı katkılardan kaynaklandığını,dava dışışirketi kalkındırmak adına davalı şirketlerin kurulduğunu, … Kozmetik Sanayi .A Ş.nin gelirlerinin huzurdaki davalı şirketlere aktarıldığının bilindiğini, davalı …’nın müvekkili ile aralarındaki inançlı işlemden faydalanarak eşini şirketlere ortak yaptığını,müvekkilinin hakkı olan malvarlıklarını ve hisselerini devretmenin şirketlerin işleyişine ve diğer konulara ilişkin davalı …’nın tek başına karar almasınızorlaştıracağından, davalı …’nın müvekkilinin bu taleplerini sürekli olarak yokuşa sürdüğünü, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla; davalıların malvarlığının ve hisselerinin devir ve temlikinin engellenmesine, taşınmaz malları üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına,aksi halde taşınmazların tapu kayıtlarına “davalı” şerhi konulmasına,davalı şirketlerdeki müvekkiline ait hissenin ve haklarının tespiti ile davalılara ait şirket hisselerinin bu oranda iptali ve müvekkil adına pay defterine kaydedilmesine, mümkün olmadığı takdirde, müvekkilinin hak ve hisselerinin gerçek değerine isabet eden oranda alacağın tespit edilerek, şimdilik her bir şirket için ayrı ayrı 150.000 -TL ve her bir gerçek kişiden ayrı ayrı 100.000-TL olmak üzere toplamda 800.000-TL nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece 13.08.2018 tarihli ara kararla; davanın vasıf ve mahiyeti,mevcut delil durumu yargılamayı gerektirmesi , yaklaşık ispat koşullarının oluşmaması gerekçesiyle, davacının ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; müvekkiline ait şirket hisselerinin güvence altına alınabilmesi adına şirket hisseleri ile yönetimi hakkında birtakım tedbirlere hükmedilmesi gerektiğini, ancak şirketlerin gerçek hisse değerlerinin halihazırda bilinmediği,şirketlere ve davalı şahıslara ait taşınmaz malların da tedbir altına alınması gerektiğini, HMK 389. ve 390. maddesinde yer verilen tedbir şartlarının, davada mevcut olduğunun da açıkça ortada olduğunu, “davalıdır” şerhi konulması talebinin ihtiyati tedbir talebi kapsamında değerlendirilerek reddedildiğini, “davalıdır” şerhinin yalnızca 3.kişilerin taşınmaz üzerinde müvekkilinin hak iddia ettiğini göstermeye yaradığını, müvekkilinin haklarının geçici olarak korunma altına alınmasını sağlayacak gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Kural olarak bir davada tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmaların ispatı için tahkikat yapılması ve delillerin toplanması gerekir. Hakim tüm delilleri inceleyip değerlendikten ve tam bir karara ulaştıktan sonra nihai kararını verir. Bu husus asıl davanın kabulü için geçerli olup, bu nedenle tam ispat aranır. İhtiyati tedbirlerde ise tam değil yaklaşık ispat yeterli olacağı HMK 390/3 maddesinde düzenlenmiştir. Değişik ifade ile ihtiyati tedbire karar verebilmek için iddia olunan vakıanın subutu yönünde gerçeğe yakın bir ispatın başarılması gereklidir. Eldeki dava ve ihtiyati tedbir talebi, davacının dava dışı … Kozmetik Sanayi AŞ.deki %50 hissesinden ve ayrıca davacının davalı şirketlere yaptığı katkılardan kaynaklandığı iddia edilen, davalı şirketlerdeki ve davalı gerçek kişilerdeki davacıya ait tüm mal varlıkları ve şirket hisselerinin tespit edilerek, tespit edilen hisse oranında davalı şirketler hisselerinin iptali ve davacı adına davalı şirketlerin pay defterine kaydedilmesi,bunun mümkün olmaması halinde davacının hissesine isabet eden oranda şirket hisse bedellerinden kaynaklı alacağın davacı gerçek kişi ve şirketlerden müteselsilen tahsiline ilişkindir.Davalı gerçek kişi ve şirketlerin taşınmazlarının mülkiyeti dava konusu olmadığından ,HMK.nun 389. maddesi gereği uyuşmazlık konusu olmayan mal varlığı değerlerine ihtiyati tedbir veya davalıdır şerhi konulamayacağından, davacı tarafın taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir veya davalı şerhi konulmasına yönelik talebi yerinde değildir.Öte yandan, tüm davalı şirketlerin hisselerinin devir ve temlik işleminin engellenmesi yönündeki ihtiyati tedbir talebi bakımından yapılan incelemede ise ; davacının davalı şirketlerde hisse sahibi olup olmadığı, hisse sahibi ise hisse oranının ne olduğu, davacı tarafça iddia edilen davacı ile davalı … arasındaki inançlı işlemin mevcut olup olmadığı hususlarında yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle HMK.nun 390/3 maddesinde öngörülen yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı anlaşılmaktadır.İhtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin arakararına yönelik ileri sürülen istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı-ihtiyati tedbir isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 44,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TLnin mahsubu ile bakiye 8,50- TL nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/01/2019