Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2248 E. 2020/1115 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2248
KARAR NO : 2020/1115
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/04/2018
NUMARASI : 2016/146 Esas-2018/490 Karar
DAVA: Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/11/2020
İlk derece mahkemesince verilen davanın kabulüne yönelik hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; …Bankası A.Ş’nin davalı borçludan kredi alacağı olduğunu, banka ile müvekkili arasında imzalanan temlik sözleşmesi gereğince alacağın müvekkiline devir ve temlik edildiğini, … Bankası A.Ş ile davalı taraf arasında 12/05/2008 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi ile … Kart Taahhütnamesi uyarınca borçluya kredi kullandırıldığını, kredi borcunun davalı tarafça ödenmemesi nedeniyle borçlu tarafa Beyoğlu …. Noterliği marifetiyle ihtarname çekildiğini, buna rağmen verilen süre içerisinde borcun ödenmediğini, akabinde İstanbul …. İcra Müdürlüğü…. Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafın yetki itirazı neticesinde itirazın kabulü ile birlikte Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibin borçlunun itirazı neticesinde durdurulduğunu belirterek, 22.547,52 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı taleplerinin zamanaşımı ve hakdüşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, iddia edildiği kadar bir alacağın olmadığı gibi muaccel hale gelmiş bir alacağın da bulunmadığını, müvekkilinin yapmış olduğu tüm ödemelerle ve hesaplarla ilgili kayıtların bankadan celp edildiğinde durumun anlaşılacağını, müvekkilinin alacaklı bankaya borcun yeniden yapılandırılması yönünde başvuruda bulunduğunu ve 12 taksitte ödeme istediğine dair talepte bulunduğunu, kat ihtarnamesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği gibi istenen faizin de fahiş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davalının söz konusu kredi sözleşmesini asıl borçlu olarak imzaladığı, kredi sözleşmesi uyarınca davalı kredi borçlusuna kredi kullandırıldığı, kredi borcunun hesap bakiyesinin ödenmemesi üzerine davacı tarafından davalıya kat ihtarnamesi tebliğ edildiği, taraflar arasında imzalanan sözleşme ve hesap kat ihtarnamesinin İİK’nın 68. maddesi hükmü uyarınca kesin borç ikrarı ihtiva eden belgelerden sayıldığı, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada, 17.354,26 TL asıl alacak, 5.193,26 TL faiz ve BSMV olmak üzere toplam alacağın 22.547,52 TL olduğu, banka ve borçlu tacir olduğuna göre sözleşmelerle belirlenmiş olan akdi faiz ve temerrüt faizlerinin uygulanabileceği, davalı tarafından borcun ödendiğine dair delil sunulmadığı, davalının 6111 sayılı yasa hükümlerinden yararlandığını gösteren bir ödeme planı da bulunmadığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı vekili; davalının genel kredi sözleşmesinin imzasının bulunmadığı kısımlarından sorumlu tutulamayacağını, banka ile varılan sözlü mutabakat gereği muaccel hale gelmiş bir borç bulunmadığını, icra takibine itirazları sonucunda takibin durduğunu, ancak itirazlarına karşılık davacı tarafça herhangi bir işlem yapılmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasında düzenlenmiş olan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlık genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığından, zamanaşımı defi bakımından sözleşme ve kat tarihi itibariyle 818 sayılı BK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. 818 BK’nın 126. maddesine göre kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça her alacak 10 yıllık zamanaşımına tabidir. Somut olayda hesap 14.01.2010 tarihinde kat edilmiş, alacağa yönelik icra takibi nedeniyle 18.03.2010 tarihinde zamanaşımı kesilmiş olup, dava tarihi itibariyle alacak zamanaşımına uğramamıştır. Bu nedenle davalının zamanaşımı defi yerinde görülmemiştir. Somut olayda; alacağı temlik eden … Bankası A.Ş. ile davalı arasında 100.000-TL kredi limitli 12.05.2008 tarihli genel kredi sözleşmesi ile … Kart Taahhütnamesi imzalandığı, bakiye borcun ödenmemesi üzerine hesabın 06.01.2010 tarihinde kat edildiği, kat ihtarının tebliği ile davalının 15.01.2010 tarihinde temerrüde düştüğü, mahkemece benimsenen bilirkişi raporu ile de davacının kat tarihi itibariyle 17.354,26 TL asıl alacak, 4.945,96 TL işlemiş faiz ile 247,30 TL BSMV olmak üzere toplam 22.547,52 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, temerrüt halinde genel kredi sözleşmesinin 45. maddesi ile taahhütnamenin 16. maddesinde banka tarafından Merkez Bankasına bildirilen en yüksek kredi faiz oranının %50 fazlasının uygulanacağının kararlaştırıldığı, bu oran %66 olup uygulanan %99 temerrüt faiz oranının da sözleşmeye uygun olduğu olduğu anlaşılmaktadır. Davalı tarafından borcun ödendiğine dair delil bulunmadığı gibi, davalının yapılandırma başvurusunun da bulunmadığı tespit edilmiştir.Bu itibarla ilk derece mahkemesi kararı yerinde olup, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 1.540,22- TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 385,05- TL harcın mahsubu ile bakiye 1.155,17- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 03/11/2020