Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2239 E. 2020/1116 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2239
KARAR NO: 2020/1116
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/05/2018
NUMARASI: 2013/221 Esas 2018/514 Karar
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/11/2020
Davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; sigortalı …’nın … firmasına sattığı 33 palet dondurma emtiasının yurt içinde taşınması sırasında her türlü nakliye rizikolarına karşı sigortalandığını, emtianın Karacabey-Bursa adresinden alıcı firmanın Konya adresine yapılacak taşıma işinin …tarafından üstlenilerek alt taşıyıcı olarak davalıya verildiğini, 16/04/2013 tarihinde 131.782,08- TL değerindeki dondurma emtiasının satıcının Bursa adresinde … firmasının sorumluluğunda alt taşıyıcıya ait …/… plakalı araçla 17/04/2013 tarihinde alıcı firmanın adresine vardığını, alıcının tahliyeye başlamadan önce yaptığı kontrolde dondurmaların eridiğini tesbit ettiğini, araç sürücüsünün de imzasını taşıyan bir tutanak düzenleyerek ürünlerin teslim alınmadığını, 16/04/2013 tarihli frigofrik araç yükleme formuna “araç içinde ürün dondurma olup -25 derecede taşıması yapılacaktır” notu düşülmesine karşın araç içindeki casus ısı kayıt dökümleri incelendiğinde +19 derecelerin tespit edilmesi karşısında dondurmaların uygun ısıda taşınmadığının anlaşıldığını, yapılan müşterek poliçede …nin sorumluluğu olan (% 70) oranında 08/07/2013 tarihinde kdv dahil 98.249-TL ödendiğini belirterek, 98.070- TL hasar tazminatının davalıdan 08/07/2013 tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkilinin Kocaeli’nde faaliyet gösterdiğini, dava dilekçesinde yazılı Bayrampaşa adresinin Bayrampaşa Hal Şubesine ait olduğunu, davanın şubeyle bir ilgisinin olmadığını,mahkemenin yetkisiz olduğunu, davacı tarafından sunulan tutanak adlı belgenin altındaki imzanın araç şoförü …’e ait olmadığını, tutanağın daha sonra ve davalı şirketin bilgisi olmaksızın haricen düzenlendiğini, araç içindeki casus cihazın ölçüm verilerinden ölçümlerin sevkiyattan önce başladığını ve casus kayıt cihazı verilerinin ürünlerin erimiş bozuk halde davalı şirketin aracına yüklendiğini, davacı tarafından sunulan ısı casus kayıt cihazı kayıtlarından öncelikle söz konusu cihazın taşımanın yapıldığı aracın içerisine yerleştirilip yerleştirilmediğini,taşıma sırasında araç içerisinde bulunduğunu ispatlamadığını, dosyaya iki farklı ısı kayıt cihazı verisi delil olarak sunulduğunu, iki kaydın birbiriyle çeliştiğini, ekspertiz raporunda ürünlerin imha edilmesi gerektiğini belirtmiş olmasına karşı belgenin temin edilemediği belirtilmiş olup raporun çelişkili olduğunu, imha edildiği beyan edilen ürünlerin sevkiyat konusu ürünler olup olmadığı belli olmadığından bu tutanağın delil niteliğinde değerlendirilemeyeceğini, hasar iddiası ile ilgili ekspertiz incelemesinin hasarın fark edildiği tarihten 8 gün sonra yanı 25.04.2013 tarihinde yapıldığını, davacı şirketin hasarla ilgili bildirim yükümlülüğünü yerine getirmediğini, süresi içinde ihbar yapılmadığını, müvekkilinin fiili taşıyıcı olduğunu, fiili taşıyıcıya asıl taşıyıcının ileri sürebileceği defilere dayanma hakkı tanındığını,sigorta poliçesinde davacı şirketin ana taşıyıcı …’ye rücu edemeyeceğinin yazılı olduğunu, dolayısıyla bu hüküm gereğince alt taşıyıcı olan davalı şirkete husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; 16/04/2013 tarihinde sevk edilen 33 palet dondurma ürününün 17/04/2013 tarihinde alıcısına ulaştığında “soğuk zincirin kırılması” neticesinde eriyerek hasarlandığı tespit edilmesi nedeniyle davacının düzenlediği sigorta poliçesinin teminat kapsamında kaldığı, davacının teminat kapsamında tazminat ödemesinin doğru olduğu, davacı … şirketinin ödediği tazminatı halefiyet ilkesi gereğince haksız fiille %100 kusuru ile neden olan davalı taşıyıcıdan isteyebileceği, zarar miktarının 91.900,95 -TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili: yetki itirazlarının değerlendirilmediğini, malın hasarlı olduğuna dair tutanaktaki imzanın araç şoförüne ait olmadığını, sigortalı ile akdi taşıyıcı arasında imzalanan sözleşmeye göre bütün sorumluluğun asıl taşıyıcıya ait olduğunu, taşımaya ilişkin ağır kusur kanıtlanmadığından müvekkilinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, davacının ısı kayıt cihazına ilişkin iddiaları ile verilerin çelişkili olduğunu, ısı kayıtlarının bu taşımaya ilişkin olduğunun kanıtlanmadığını, malların imhasının usulsüz olması nedeniyle imha tutanağının delil olamayacağını, hasara ilişkin olarak müvekkiline bildirim yapılmadığını, davacının dava açma hakkının bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, nakliyat abonman sigortası kapsamında dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıdan rücuen tazminine ilişkindir. 6102 sayılı TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı; ancak, sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa, bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır. 6102 sayılı TTK.nın 875 ve 879. maddeleri uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan; kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur. TTK.nın 876. maddesi uyarınca ziya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. Yine TTK’nın 888. maddesinde, taşımanın fiili taşıyıcı tarafından gerçekleştirilmesi halinde, fiili taşıyıcının eşyanın zayi veya hasarı gibi kendisi tarafından yapılan taşıma sırasında ortaya çıkan zararlardan asıl taşıyıcı gibi sorumlu olduğu belirtilmiştir. Somut olayda; davacının nakliyat abonman sigorta poliçesiyle sigortaladığı dava dışı …’ya ait dondurma emtiasının, alt/fiili taşıyıcı davalı şirket tarafından taşınması sırasında uyulması zorunlu ısı değerlerine uyulmaması nedeniyle dondurmanın erimek suretiyle zayi olduğu, davacı … şirketi tarafından yaptırılan ekspertiz sonucunda sigortalıya 08.07.2013 tarihinde 98.249,33-TL hasar bedeli ödendiği, emtianın -25 derecede taşınması gerekirken soğuk zincire uyulmaması nedeniyle eriyerek zayi olduğu hususunun casus sıcaklık kayıt dökümleri, davalı şirket çalışanı sürücünün imzasını taşıyan tutanak içeriği ve emtianın teslimine nezaret eden çalışanların olaya ilişkin beyanları ile de sabit olduğu, emtianın toplam değeri 131.287,08- TL olup, davacının müşterek poliçedeki sorumluluğu olan %70 oranına isabet eden tutarın 91.900,96 -TL olduğu anlaşılmaktadır. Davalı vekili cevap dilekçesiyle yetki itirazında bulunmuş, mahkemece ara karar ile yetki itirazının reddine karar verilmiştir. HMK’nın 127. maddesine göre cevap verme süresi, dava dilekçesinin tebliğinden itibaren iki haftadır.Dava dilekçesi davalıya 02.09.2013 tarihinde tebliğ edilmiş, mahkemece cevap süresinin bir ay uzatıldığı, cevap süresi sonu 16.10.2013 olup, cevap dilekçesinin UYAP sistemine 21.10.2013 tarihinde yüklendiği anlaşılmasına göre, süresinde olmayan yetki itirazının reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Davalı tarafça hasarın tespitine ilişkin tutanaktaki imzanın araç şoförüne ait olmadığı ileri sürülmüştür. Ancak tutanaktaki imza bakımından Kocaeli 1. ATM nin 2014/527 esas sayılı dosyasında alınan 24.11.2015 tarihli ATK raporunda, imzanın …’in eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği bildirilmiştir.Adı geçenin tanık sıfatıyla alınan beyanında ise, “teslim yerinde kendisine malın geri götürüleceğine dair evrak imzalatıldığını, bu şekilde iki evraka imza attığını, imzanın kendisine ait olup olmadığı konusunda kesin birşey söyleyemeyeceğini, şirket avukatının ise imzanın kendisine ait olmadığını söylediğini” beyan etmesi karşısında, davalının tutanaktaki imzaya yönelik itirazının dayanağı bulunmamaktadır. Ayrıca davalı vekilince müvekkiline süresinde hasar bildirimi yapılmadığı ileri sürülmüştür. Gerçekten de TTK’nın 889. maddesi uyarınca “eşyanın zıyaı veya hasara uğramış olduğu açıkça görülüyorsa, gönderen veya gönderilen en geç teslim anına kadar zıyaı veya hasarı bildirmezlerse, eşyanın sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği varsayılır. Bu karine, zıya veya hasarın açıkça görünmemesi ve eşyanın tesliminden sonra yedi gün içinde bildirilmemesi hâlinde de geçerlidir.” Somut olayda, teslim sırasında düzenlenen ve davalı çalışanı şoförün de imzasını taşıyan tutanak ile karinenin aksi, yani hasarın davalının taşıması esnasında meydana geldiği hususu davacı tarafça kanıtlanmış olup,tutanağın davalıya bildirim yerine geçtiği kabul edilmelidir. Öte yandan emtianın erimesi suretiyle zayi olmasına davalının kasten veya pervasızca bir davranışının neden olduğu hususunun davacı tarafından kanıtlanamadığı, dolayısıyla davalının sorumluluğu bakımından TTK’nın 882. maddesinde düzenlenen sınırlı sorumluluk ilkesine göre hesaplama yapılması gerekse de; kantar fişlerine göre 15700 kilogram olan emtianın özel çekme hakkı karşılığı karar tarihi itibariyle 130.781 SDRX6,2809=821.422-TL olup, hükmedilen hasar bedelinin her durumda sorumluluk sınırı altında olduğu sabittir. Bu itibarla hükme yönelik istinaf sebebleri yerinde görülmeyen davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 6.277,75-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 1.569,50- TL harcın mahsubu ile bakiye 4.708,25- TL harcın davalıya iadesine, İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 28,-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.03/11/2020