Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2235 E. 2019/638 K. 02.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2235
KARAR NO : 2019/638
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2018
NUMARASI : 2014/1039 Esas 2018/492 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/05/2019
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalının farklı zamanlarda müvekkilinden iplik aldığını, takibe konu faturalara ait ödemelerinin yapılmadığını, alacağın tahsili için Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı yapılan takibine haksız itiraz edildiği, haksız itirazın iptali takibin devamı, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı cevabı ile, takip ve davanın haksız olup, kendilerinin davacıdan alacaklı olduğunu, bunun saklı tutulduğunu, borçlarının bulunmayıp davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, ihtilafın faturalar ve mal teslimi konusunda olmayıp, ödemelere ilişkin bulunduğu, tarafların kayıtlarında yapılan inceleme ile davacının, davalıya senet düzenleyerek verdiği, her ve kadar davacı şirket yetkilisi tarafından teminat amaçlı verildiği ifade edilmiş ise de senetlerde düzenleyen keşidecinin davacı şirket olup, davalı kayıtlarında bu senet miktarlarının davacı borcu olarak kayda alındığı, davalı şirket hesabındaki bu alacağın mahsup edildiğinde davacının alacağının kalmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili;tarafların hesap ekstrelerinin karşılaştırıldığı, davalının ödendiği belirtilen 127.640,25-TL’nin ödenmediğini, ödemenin müvekkiline yapıldığına dair bir belge bulunmadığını, senetteki yazıların şirket yetkilisi … eli ürünü olmadığını, senetlerdeki alacaklının … olduğu, davacı şirket yetkilisi … bir dönem davalı şirkette çalıştığı, davalı şirket yetkilisi ve ortağı …’a şahsi teminat amaçlı verildiğini, ancak senetlerin geri iade edilmediğini, bu nedenle cari hesaba geçirilemeyeceği, müvekkili şirketin davalı şirket ortağı olan dava dışı …’dan borç aldığını ispatlar bir delil emaresinin bulunmadığı, senetler üzerinde sadece şahsi imza olup, tarih kısımlarının boş bırakıldığını,senetlerin ödeme kabul edilerek davanın reddine ilişkin kararın kaldırılmasına , davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı tarafından düzenlenen 8 adet faturaya dayalı takibe davalı borçlu tarafından ;ödeme emrinde belirtilen şekilde borç olmadığı ,bakiye cari hesap alacağı yönünden yasal takip hakkının saklı tutulduğu bildiriler borcun tamamına itiraz edilmiş ,itiraz dilekçesi ekine davacıya ait ilk derece mahkemesince ödeme kabul edilen senetlerin de işlenmiş bulunduğu cari hesap ekstresi eklenmiştir.Taraflar arasında 8 adet faturanın düzenlendiği ve muhteviyatı malın teslim edildiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf davalının satın aldığı malların bedelinin senet borcundan mahsup edilip edilemeyeceği noktasındadır. 58.750-usd bedelli 5 adet senedin davalının ticari defterlerine 6.1.2014 tarihinde kaydedildiği, senetlerin keşidecisinin davacı ,lehdarının ise davalı şirket yetkilisi olduğu ,lehdarın cirosu ile davalı şirkete verildiği ve cari hesapta borçlandırıldığı anlaşılmaktadır. Senetler 6 ocak 2014 düzenleme tarihli ve 30.7.2014 vd tarihlerde vadelidir.Lehdar … senetler hususunda isticvab edilmiş,,beyanında davacı şirket yetkilisinin bir müddet davalı şirkette çalıştığı akabinde kendi işyerini kurmak üzere nakit destek istediği ,dolar bazında borçlanarak karşılığında senetleri verdiğini, senetleri ciro ederek şirketin carisine kaydettiğini beyan etmiştir.Davacının, davalı tarafının alacaklı olduğunu ifade ettiği senetlere ilişkin, davacı şirket yetkilisinin bir dönem davalı şirket bünyesinde işçi olarak çalıştığı şirket adına tahsilatlar yapıp, çek alması nedeniyle, bu işlemlerinden dolayı herhangi bir zarara uğramaları ihtimaline karşılık teminat senetleri aldığını, bunların teminat amaçlı olduğu ifade edilmiş ise de, söz konusu senetlerdeki imzaya yönelik itirazın olmadığı, yazılar üzerinde yapılan incelemede ise davacı şirket yetkilisi … eli ürünü olmadığı belirlenmiştir.Dosya kapsamında davacı kayıtlarında yer almayan davalı kayıtlarında lehine davacıdan alacak olarak görülen ve kaydedilmiş bu senetlere ilişkin davalının davacıdan borçlu değil alacaklı olduğunun ifade edildiği, her birinin 11.750 USD bedelli olup, 5 adet senette alacaklı (lehdar) olarak dava dışı …’ın, borçlu olarak ise davacı … Ltd. Şti.’nin şirket kaşesinin olup, bedelinin nakden alındığı ibaresinin bulunduğu görülmektedir. Senetlerin davacı şirket tarafından, dava dışı senet alacaklısına, (davalı şirketin temsile yetkili yönetim kurulu başkan vekiline) teminat amaçlı verildiğine dair bir delil sunulmadığı, senetlerin davalı şirket yetkilisinin cirosu ile davalı şirket cari hesabına kaydedildiği ,kayıtlarında davacıdan olan alacak hesabına kaydedildiği, senedi düzenleyenin davacı şirket olup, keşideci sıfatı ile senetlerden sorumlu olduğu davacı şirket yetkilisi tarafından şahsi borcuna karşılık veya teminat amaçlı verildiğinin belgelenemediği görülmüştür.Bu durumda söz konusu bonoların “borç ikrarı ” olduğu gözetilerek şirket yetkilisinin haiz olduğu alacak hakkını yetkilisi bulunduğu şirkete devrine engel bulunmadığından ,bono bedellerinin davalı alacağından mahsup edilmesinin mümkün olduğu, sonucuna varılarak hükme yönelik ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmemiş,davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 44,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 02/05/2019