Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/222 E. 2018/1339 K. 01.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/210
KARAR NO : 2018/1391
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: … ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/11/2017
NUMARASI : 2016/618 E.-2017/1120 K.
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/11/2018
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulune yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili, müvekkiline ait bir taşınmazın kamulaştırılması talebiyle açılan davada yargılama devam ederken mahkemece verilen ara karar ile kamulaştırma bedelinin davalı bankada depo edilmesine ve vadeli hesapta bekletilmesine karar verildiğini ve davacı tarafça bedelin davalı bankaya yatırıldığını, bankaca bedelin vadeli hesaba aktarıldığının bildirildiğini, daha sonra mahkemece davanın kabulüne, taşınmazın bir kısmının kamulaştırılmasına ve bedelinin müvekkiline ödenmesine karar verildiğini, kararın ardından davalı bankaya müzekkere yazılarak depo edilen bedelin müvekkiline ödenmesinin talep edildiğini, ancak davalı bankanın uzun süre ödeme yapmadığını, gönderilen ihtarname üzerine ise anaparayı ödediğini, faiz ödemesi yapmadığını ileri sürerek işlemiş faiz tutarının tespiti ile şimdilik 10.000,00 TL’sinin, ayrıca ihtarname gideri 539,37 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 23/09/2017 tarihli talep artırım dilekçesi ile, 10.000,00 TL olan faiz taleplerini 32.142,64 TL olarak artırdıklarını bildirmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının müvekkili bankada bulunan parasını vadesi dolmadan çekmek istemesi üzerine kendisine vadenin bozulacağı ve faiz alamayacağı hususunun bildirildiğini, ancak davacının faiz talebinin olmadığını belirterek vadenin bozulmasını ve hesaptaki paranın ödenmesini istediğini, daha sonra gönderdiği ihtarnamede ise faiz talebinde bulunduğunu, davacının faiz talebinin vadesiz faiz oranı üzerinden kabul edildiğini, ancak davacının bu tutarda faizi kabul etmediğini, davacıya gönderilen ihtarname ile başvurması halinde bu oran üzerindne faizin ödeneceğinin bildirildiğini, ancak davacının kötüniyetli olarak iş bu davayı açtığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davaya konu kamulaştırma bedeli olan 12.268.827,00 TL’nin 09/11/2015 tarihinde davalı bankanın vadeli hesabına yatırıldığı, mahkemece verilen karara istinaden 04/12/2015 tarihinde paranın davacıya ödendiği, 2006/11188 Karar sayılı Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları … Hakkında Kararın 7. maddesinde vadesinden önce bankaların onayı ile çekilen vadeli mevduata vadesiz mevduat faiz oranı uygulanacağının hüküm altına alındığı, 2006/1 sayılı Mevduat ve Kredi Faiz Oranları … Hakkında Tebliğin 3. maddesinde bankalarca, mevduata uygulanacak sabit veya değişken faiz oranları serbestçe belirleneceğinin, ancak vadesiz mevduat faiz oranının yıllık % 0.25’i geçemeyeceğinin hüküm altına alındığı, anılan bu karar ve tebliğ dikkate alındığında vade günü gelmeksizin çekilen paraya % 0,25 oranında vadesiz mevduat faiz oranının uygulanması gerektiği, bilirkişi raporu ile kamulaştırma bedeline % 0,25 üzerinden uygulanan faiz oranı neticesinde 25 günlük net faizin 1.785,70 TL olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla 1.785,70 TL faiz talebinin yerinde olduğu, vadeli hesaba uygulanması gereken faiz oranı üzerinden talep edilen fazlaya ilişkin miktarın yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 1.785,70 TL faiz alacağının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, talep edilen 539,37 TL ihtarname masrafının yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmesine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
1- Müvekkilinin davalı banka ile bir sözleşme akdetmediğini, mahkeme tarafından bankaya yazılan yazıda bedelin vadeli bir hesaba yatırılmasının istenildiğini, ancak belirli süreli(vadeli) bir hesaba yatırılmasının istenilmediğini, mahkemece vadenin kimin tarafından ne şekilde belirlendiği, neden günlük değil de aylık vadeli hesap açıldığı hususları üzerinde durulmadığını, davalı bankanın ne müvekkilinin ne mahkemenin onayı almaksızın tek taraflı olarak vade süresini belirleme ve daha sonra da kendisi tarafından belirlenen (belirlendiği tarihte ne kadar olduğu da belli olmayan) vadenin dolmadığı iddiasıyla (olmayan sözleşmeye göre) vadesiz mevduat faizi oranının işletilmesi gerektiği iddiasının kabul edilemeyeceğini,(aksi halde örneğin yargılamanın 8 ay sürdüğü varsayılırsa banka bu bedelin kendilerince 1 yıllık vadeli hesaba yatırıldığını iddia ederek 4 ay daha beklenmesi veya vadesiz mevduat hesabına göre ödeme yapılmasını iddia edebileceğini)
2- Ayrıca bankaların uyguladıkları faiz oranının vade uzadıkça artmakta olduğunu, ancak davalı bankanın taraflar arasında sözleşme olmadığı için piyasadaki sözleşmesel faiz oranının üçte biri oranında olan en düşük orandan esas almakta, fakat iş vade süresine geldiğinde sanki sözleşme varmış gibi en kısa vadeyi değil, aylık vadenin geçerli olacağını ileri sürmekte olduğunu, bankanın getirisi düşük dahi olsa söz konusu bedeli günlük vadeli hesaba yatırmak ve vadeli bir hesaptan elde edilecek faizi ödemekle mükellef olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı banka vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; kararın doğru olduğunu belirterek istinaf isteminin reddini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davacı, hakkında açılan kamulaştırma davasında mahkemenin ara kararı ile kamulaştırma bedelinin davalı bankada vadeli hesapta depo edilmesine karar verildiğini, idare tarafından bedelin bankaya yatırıldığını, davanın sonuçlanmasının ardından mahkemece depo edilen bedelin kendisine ödenmesi yönünde yazı yazıldığını, ancak davalı bankanın sadece anapara tutarı olan kamulaştırma bedelini ödediğini, bu tutara işlemiş olan faizi ödemediğini ileri sürerek faiz tutarının tahsilini talep etmiş, davalı ise mahkemenin yazısı üzerine depo edilen bedelin 32 günlük vadeli hesap açılarak bu hesaba aktarıldığını, ancak davacının 32 günlük süre dolmadan ödeme yapılmasını talep etmesi üzerine vadenin bozulacağının ve vadeli mevduat faiz oranı üzerinden faiz alamayacağının bildirildiğini, ancak davacının faiz alacağından vazgeçmesi üzerine anaparanın ödendiğini, daha sonra vadesiz mevduat hesaplarında uygulanan faiz oranı üzerinden faiz ödenmesi teklifinin ise davacı tarafından reddedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
2006/11188 Karar sayılı Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları … Hakkında Kararın 7. maddesinde, vadesinden önce bankaların onayı ile çekilen vadeli mevduata vadesiz mevduat faiz oranı uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Yine 2006/1 sayılı Mevduat ve Kredi Faiz Oranları … Hakkında Tebliğin 3. maddesinde, bankalarca mevduata uygulanacak sabit veya değişken faiz oranlarının serbestçe belirleneceği, ancak vadesiz mevduat faiz oranının yıllık yüzde 0,25’i geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda dosya kapsamında kamulaştırma davasının görüldüğü mahkemece davalı bankaya kamulaştırma bedelinin depo edilmesi yönünde yazıya rastlanılmamış ise de, söz konusu yazının kamulaştırma bedelinin vadeli bir hesapta bekletilmesi yönünde olduğu, ancak mahkemece vadeli hesabın ne kadar süreli olması gerektiği yönünde bir talimatının bulunmadığı tarafların kabulündedir. Davalı bankaya vadeli hesabın ne kadar süreli olması gerektiği yönünde verilmiş bir talimatın bulunmaması nedeniyle, davalının bu vadeli hesabı 32 günlük olarak belirlemiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
Bu durumda ilk derece mahkemesince, davacı tarafça vadesinden önce çekilen mevduata yukarıda sözü edilen tebliğ ve karar uyarınca vadesiz mevduat faiz oranı üzerinden faiz işletilerek hesaplanan faiz tutarına hükmedilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362.a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 08/11/2018