Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2207 E. 2020/651 K. 06.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2207
KARAR NO: 2020/651
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/06/2018
NUMARASI: 2017/1051 Esas 2018/625 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/07/2020
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin davalı bankadan 700.000-TL proje kredisi kullandığını, kredi kullandırımı sırasında hiçbir bilgi verilmeden hesabından 14.700-TL komisyon kesintisi yapıldığını, yapılan kesinti ile ilgili olarak müzakere yapılmadığını, maktu tek tip sözleşme imzalatıldığını, yapılan işlemin 4077 sayılı THKK 6 ve 10 maddesine aykırı olduğunu beyanla kesilen 14.700-TL ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte iade edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili; davacıya kullandırılan kredinin ticari nitelikli 2. El işyeri satın alınmasına ilişkin işyeri kredisi olduğunu, davacının 4077 sayılı kanuna göre tüketici olmadığını, tacirler arası yapılan işlerde bir ücret istenilebileceğini, (TTK 20 ve 22 m) kredi ödeme planında tahsil edilen komisyonun açıkça gösterildiğini,genel işlem koşulu olarak nitelendirilemeyeceğini, davacının tacir olması nedeniyle sözleşme şartlarının belirlenmesi bakımından müvekkil banka kadar etkin konuma sahip olduğunu,TBK 26 m. göre sözleşme serbestliği bulunduğunu, davacının ihtarda bulunmadığı için işlem tarihinden itibaren faiz istenilmesinin hukuka aykırı olduğu beyanla davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere dava konusu kredi bir ticari kredi olup,tüketicinin korunması hakkında kanun ya da konut finansmanı kanununun somut olayda uygulanmasının söz konusu olmadığını, davalı bankanın, tacir olup TTK 20 maddesi kapsamında uygun bir ücret isteme hakkına sahip olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre belirlenen ve geri ödeme planıyla miktarı açıkça yazılan 14.700-TL komisyon tutarının, davacı tarafça ihtirazi kayıt ileri sürülmeden ödendiği, bankalarca bildirilen emsal komisyon tutarları nazara alındığında davalı bankanın tahsil ettiği komisyon oranının (%2,1) emsal banka uygulamalarına göre makul olduğu, buna göre davalının davacıdan tahsil ettiği komisyon miktarının sözleşmeye, bankacılık teamüllerine ve mevzuata uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinde belirtilen hususlarda araştırma yapılmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, kullanılan kredinin ticari nitelikte olmadığını, tüketici mahkemelerinin görevli olduğunu, bilirkişi raporuna itirazların dikkate alınmadığını, müvekkiline tek tip matbu bir sözleşme imzalatıldığını ve bilgilendirilmediğini, THKK’ya aykırı olarak yapıldığını, komisyon adı altında müvekkilinin rızası olmadan kesinti yapıldığını, bilirkişi raporuna itirazların dikkate alınmadığını, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Taraflar arasındaki uyuşmazlık; proje kredisi nedeniyle kredi tahsis ücreti ve proje komisyon ücreti vs.adı altında tahsil edilen 14.700-TL’nin iadesi istemine ilişkindir. Kullanılan kredinin işyeri satın almakta kullanıldığı anlaşılmakla bir tüketici işlemi sözkonusu olmadığı gibi ,davanın ilk olarak tüketici mahkemesine açıldığı ,kesinleşen görevsizlik kararı neticesinde mahkemeye intikal ettiği gözetildiğinde davacı vekilinin göreve yönelik ve tüketici kanununun uygulanması gerektiğine ilişkin istinaf nedenleri yerinde değildir. Bankaların kredi müşterilerinden yaptıkları işlemlerin karşılığında faiz dışı menfaat ve komisyon talep etme konusundaki temel dayanağı TTK’na dayanmaktadır.TTK’nun “Ücret İsteme Hakkı” başlıklı 20. maddesi “Tacir olan veya olmayan bir kişiye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir, uygun bir ücret isteyebilir.” hükmünü haizdir. T.C. Merkez Bankası’nın 09.12.2006 tarih ve 26371 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 2006/1 sayılı tebliğ’in 4. maddesinin “Bankalarca reeskont kaynaklı krediler dışında ki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırları serbestçe belirlenir.” hükmü ile TCMB, bankalara kredi işlemlerinden faiz dışı elde edilecek menfaat ve komisyonların belirlenmesinde 03.10.2014 tarihine kadar herhangi bir sınırlama getirmemiştir. Bu hüküm ile bankaların müşterilerinden vermiş oldukları hizmetler için ücret talep edebilecekleri açıktır. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, davalı banka ile davacı arasında “Taksitli Ticari Kredi Sözleşmesi” akdedildiği, anılan “sözleşme” kapsamında davacıya “2.el gayrimenkul işyeri alımı kredisi” kulllandırıldığı, bahse konu ticari kredinin ödeme planının davacıya imza karşılığında teslim edildiği,tahsil edilen komisyonun ödeme planı üzerinde açıkça gösterildiği, diğer yandan emsal banka ücret ve komisyon uygulamaları ortalamasının altında olduğu, davaya konu komisyon ve ücretin tahsilinin sözleşme koşullarına uygun olarak tahsil edildiği, başta sözleşme, e.TTK, e.BK Bankacılık K., T.C, Merkez Bankası nın 2006/1 sayılı Tebliği ve bankacılık teamüllerine uygun olduğu, dolayısıyla bu yönden de, davalı bankanın tahsil ettiği ücret ve komisyonu iade koşullarının oluşmadığı belirtilmiştir. Dosyaya sunulan sözleşmenin 3.6.1.maddesi “Müşteri anapara ile buna kâr payı, vergi, harç, resim, fon, masraf ve saire maliyetleri eklenmesi suretiyle doğacak tüm borçlarını banka kayıtlarına göre geri ödeyecektir.” şeklindedir. Bankaca alınan kredi tahsis ücreti ve proje komisyon ücretinin minimum düzeyde olduğu, emsal uygulamalarına göre orantılı ve taraflar arasındaki menfaati bozacak şekilde fahiş olmadığı anlaşıldığından (Yargıtay 11.H.D 02.04.2020 tarih ve 2018/3971E-2020/884 K)davacı vekilinin davanın reddine ilişkin hükme yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiş,istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/07/2020