Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2206 E. 2020/668 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2206
KARAR NO : 2020/668
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/12/2017
NUMARASI : 2015/1101 Esas- 2017/1135 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/07/2020
Davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili dilekçesinde, müvekkilinin fatura alacağını sağlamak üzere İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasıyla icra takibine başlanıldığını, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini, davalı borçlunun itirazında hukuki bir sebebe dayanmaksızın borcunu inkar ettiğini, davaya konu faturaların ticari ilişkiden kaynaklanan 4.896,07 TL asıl alacağının bulunduğunu, borç konusu irsaliyeli faturalar davalıya ulaştığı halde süresinde faturalara itiraz etmediğini, TTK’ya göre “bir faturayı alan kimse aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderacatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa münderecatını kabul etmiş sayılır” denildiği , davalının itirazında kısmi ödeme, itfa, takas gibi ödeme anlamına gelecek bir def’ide de bulunulmadığından bahisle haksız itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili dilekçesinde,yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, müvekkili şirket yetkilisi tarafından 09/07/2015 tarihli e-posta ile gönderilen faturalarda ve ürün fiyatlarında ciddi tutarsızlıklar olduğunun saptandığını, bu nedenle ödemenin kısmi olarak yapıldığının belirtildiğini,davacı tarafından satılan bir çok üründe kısa zamanlar içinde %20 ile %75 arasındaki oranda zamlar yapıldığı ve fiyatların piyasa ortalamasına göre çok yüksek olduğunu,söz konusu durumla ilgili olarak davacı şirket yetkilisi ile iletişime geçildiğini,fiyatlarda indirim uygulanacağı bilgisi verildiğini, görüşme sonrasında davacı şirket tarafından herhangi bir fiyat indirimi için iletişime geçilmediği,10/07/2015 tarihi itibariyle müvekkil şirket yetkilisi tarafından gönderilen e-postalara da cevap verilmediğini öncelikle yetki itirazı nedeniyle kabul görmediğinde de esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, para borcu bakımından alacaklının ödeme tarihindeki ikametgahı mahkemelerinin yetkili olduğu ve davacı şirketin merkezinin Mahkemenin yetki sınırları içinde bulunan Ümraniye ilçesi olduğu, bu hali ile Mahkemenin yetkili olduğu anlaşılmakla davalının yetki itirazının reddi gerektiği,tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verildiği, davalı tarafça defterlerin ibraz edilmediği, davacı defterlerinin lehine delil teşkil ettiği, dosya kapsamına sunulan raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, davacı defterlerine göre takip tarihi itibariyle 3.654,21-TL asıl alacak ve 98,22-TL işlemiş faiz borcu bulunduğu, davalı tarafça mal teslimine ilişkin herhangi bir itirazda bulunulmadığı fiyatlarda fahiş artış olduğunun savunulduğu, ancak buna ilişkin herhangi bir delil ibraz edilmediği anlaşılmakla, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulune ve kabul edilen kısım üzerinden davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:İstinaf yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde; davacının müvekkiline gönderdiği ürünleri taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı şekilde fiyatlandırarak fatura düzenlendiğini, çok kısa sürede %25 – %75 arasında zam uyguladığını, davacının aynı ürünler için düzenledikleri fatura fiyatlarının tarafların ticari kayıtları incelenerek tespitinin mümkün olduğunu, müvekkiline ait ticari defterlerin incelenmediğini, e-posta yoluyla faturalara itiraz ettiğini, 4.896 TL alacağı bulunduğu iddiasıyla takip başlatmış olup, 1.241,87-TL yönünden reddedildiği halde davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmemesinin yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava ticari satım nedeniyle bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir. Davalı taraf gönderilen faturaların fahiş zamlı olarak düzenlendiğini , söz konusu zamların müvekkil şirkete bildirilmediğini, ürünlerin gönderilmeye devam edildiğini, yıllık enflasyon oranları göz önüne alındığında yapılan zamların fahiş tutarda olduğu ve ticari etiğe aykırı olarak herhangi bir bildirim yapılmadan fahiş fiyatlar üzerinden fatura kesilmesinin taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı olduğunun davalıya bildirildiğini ,gönderilen faturalara 09.07.2015 tarihli e-posta ile itiraz edildiğini savunmaktadır. TTK nun 21-(1) maddesi uyarınca ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış ..olan tacirden diğer taraf ,kendisine fatura vermesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.(2)Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.Davalı vekili cevap dilekçesinde anlaşılan fiyatlar ve zamlı fiyatlar hususunda açıklamalarda bulunmuş ise de ; anlaşılan fiyatları doğrulayan bir delil sunamamış ,aldığını ikrar ettiği faturalara da yasal süre içinde itiraz ettiğini belgeleyememiş, davacının mutabık kalınan bedellerden daha fazla fiyat üzerinden fatura düzenlediği savunması ispat olunamamıştır. Mahkemece ;her iki tarafın uyuşmazlığa ilişkin olan 2015 yılı ticari defterlerin bilirkişi incelemesine hazır edilmesi için ara kararı verilmiş incelenen davacının ticari defter ve kayıtlarına göre , 3.654,21-TL asıl alacaklı bulunduğu belirlenmiş ,davalı ise ticari defterlerini yapılan tebligata rağmen ibrazdan kaçındığı anlaşılmakla davalı vekilinin müvekkilinin ticari defterleri incelenmeden karar verildiğine ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.Reddedilen alacak tutarı yönünden ise, davacı icra takibi yapmakta haksız ise de kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden, İİK 67/2 m. uyarınca davacı aleyhine kötüniyet tazminatı şartları oluşmamış olup, davalının kötüniyet tazminaı talebi yerinde görülmemiştir.O halde ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine yönelik kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olup, açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 256,33-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 64,08-TL harcın mahsubu ile bakiye 192,25- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 42,-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/07/2020