Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2187
KARAR NO: 2020/1089
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/06/2018
NUMARASI: 2014/123 Esas-2018/704 Karar
ASIL DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BİRLEŞEN DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/10/2020
Birleşen davanın kısmen kabulune ilişkin hükmün asıl dava davacısı-birleşen dava davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
ASIL DAVADA DAVA: Davacı … ltd.şti vekili;taraflar arasında 24.7.2013 tarihinde imzalananan satım sözleşmesinin 9. maddesi gereğince sözleşme tarihinden itibaren 6-8 hafta içinde sözleşme konusu kule vincinin müvekkiline teslim etmeyi taahhüt ettiğini, müvekkilinin kule vincinin bedeli olan 95.000.-euro bedeli leasing yolu ile davalıya ödemeyi kabul ettiğini, müvekkilinin 7.10.2013 tarihinde … Bankası ile leasing sözleşmesi düzenleyip 24.7.2013 tarihli satım sözleşmesinden kaynaklanan ödeme yükümlülüğünü leasing sözleşmesinin düzenlenmesi ile yerine getirdiğini, 02.10.2013 tarihinden itibaren defalarca davalı tarafa bildirilip ivedilikle kule vincin tesliminin sağlanmasının talep edildiğini, buna rağmen teslimatın yapılmadığını, davalının müvekkili için ithal edilen kule vincin başkasına satıldığını beyan ettiğini, 06.11.2013 tarihli ihtarname ile kule vincin üç gün içinde teslimi, aksi taktirde sözleşmenin feshedileceği ve zararın tahsili yoluna gidileceğinin belirtildiğini, davalının ise 27.11.2013 tarihli ihtarname ile ödeme veya leasing işlemlerinin müvekkili tarafından yapılmadığını iddia ettiğini, davalının taahhüdüne rağmen 08.11.2013 tarihinde müvekkilinin satın almak istediği kule vincin niteliğini taşımayan ve müvekkili şantiyesinde ihtiyaçları karşılamayan … marka kule vinci şantiyeye kurduğunu, ardından da 4.12.2013 tarihinde kaldırdığını, 05.12.2013 tarihli ihtarname ile sözleşmenin hükümsüz olması nedeniyle feshin davalıya bildirildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile noter ve ihtarname masrafı 3.240.84 -TL, kule vincin zemin hazırlık masrafı olarak 5.000- TL, inşaatın başlamasındaki gecikme sebebiyle 5.000-TL olmak üzere toplam 13.240,84- TLnin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
ASIL DAVADA CEVAP: Davalı … vekili; davacının sözleşme gereği ödemesi gereken kule vinç bedelini ödemediği halde 95.000-euro bedelli kule vincin teslim edilmediğini iddia etmesinin sözleşmeye, yasalara ve ticari teamüllere aykırı olduğunu, sözleşmenin 10. maddesinde satış tutarının belirtilerek ödemenin leasing yöntemi ile yapılacağının belirtildiğini, davacının ödeme yapmadığı gibi leasing işlemleri ile ilgili müracaatta bulunduğunu da bildirmediğini, müvekkilinin ödeme yapılmadan veya leasing ile ilgili işlemler tamamlanmadan vinci tesliminin mümkün olmadığını, davacının inşaatındaki gecikmenin vincin teslim edilmemesinden kaynaklanmadığını, davacının bedeli ödenmeyen vinç yerine başka vinç kiralama talebi üzerine … marka vincin 08.11.2013 tarihinde kurulup teslim edildiğini, davacının bu kule vinç bedelini de ödemediğini, iddia edilen leasing sözleşmesinin satış sözleşmesinden 74 gün sonra düzenlendiğini, vincin teslim edileceği sürede hiçbir ödeme yapmayan, leasing sözleşmesini bile 74 gün sonra imzalayan davacının müvekkiline kusur atfetmesinin kabul edilemez olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVADA DAVA: Davacı … vekili; müvekkili şirket tarafından davalı şirkete kiralanan kule vincin 08.11.2013 tarihinde kurulup teslim edildiğini, nakliye, işçilik, montaj, demontaj, işçiliği vesair hususlarda hizmet verildiğini, ancak davalı tarafından kira bedelinin ve hizmet bedelinin ödenmediğini, bu nedenle kiralama, nakliye, montaj, demontaj ve işçilik bedelinin tahsili için Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün .. esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA CEVAP: Davalı vekili; taraflar arasında herhangi bir kira ilişkisi bulunmadığı gibi tarafların bu doğrultuda şifahi icap niteliğindeki beyanlarının dahi olmadığını, taraflar arasındaki ilişkinin 24.07.2013 tarihli kule vinç satım sözleşmesine dayandığını, davacının kule vincin teslim yükümlülüğünü yerine getirmediğini, müvekkili ve leasing anlaşması yapılan … Bankası yetkililerinin davacı ile defalarca iletişime geçtiklerini,davacının, hatasını telafi etmek amacıyla hiçbir talepleri olmadan satın aldıkları kule vincin niteliklerini hiçbir şekilde karşılamayan vinci geçici olarak müvekkilinin şantiyesine kurduğunu, taraflar arasında kesinlikle bir kira ilişkisi bulunmadığını, faturanın müvekkili tarafından açılan davadan sonra düzenlendiğini, faturada yer alan tutarların da fahiş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; taraflar arasında 24.07.2013 tarihli sözleşme ile davalı tarafından davacıya kule vinç satışının kararlaştırıldığı, taraflar arasındaki sözleşme gereği vincin teslim süresinin azami 8 hafta, en geç 27.09.2013 olarak belirlendiği,teslim tarihi öncesinde ödemenin yapılması gerektiği, davacı tarafından sözleşme gereğince ödenmiş bir bedel bulunmadığı, kaldı ki leasing sözleşmesinin tarihinin de 07.10.2013 tarihi olup, malın teslim edilmesi gereken tarihten sonra olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin karşılıklı edimler içerdiği,davacı tarafından işin niteliği gereğince borcun önce ifa edilmesi gerektiği, ancak 27.02.2014 tarihinde leasing sözleşmesinin de feshedildiği, davacı tarafından sözleşme gereği kule vincin teslimi talep edilmiş ise de, ödeme yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacının teslim talebinde bulunamayacağı, bu nedenle uğranılan zararların tazmini istenemeyeceği; birleşen davada ise, birleşen davanın davacısı tarafından davalı şantiyesine … marka vincin 08.11.2013 tarihinde kurulduğu ve 04.12.2013 tarihinde de demontajının yapıldığı, 1 ay 4 günlük vinç kiralama bedelinin davalıdan talep edilebileceği, bilirkişi tarafından da kira bedelinin 11.900-TL olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle, asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı-birleşen dava da davalı vekili; karşı taraftan vinç satın alan müvekkilinin ihtiyaçlarını karşılamayan kule vinci kiralamasının mümkün olmadığını, birleşen davacının gerçeğe aykırı olarak tek taraflı fatura düzenlediğini, faturanın vincin kaldırılmasından 6 ay sonra düzenlendiğini, kira ilişkisi olmamasına rağmen birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin izahtan yoksun olduğunu, asıl davada ise müvekkilinin ödeme yükümlülüğünü leasing sözleşmesi ile yerine getirdiğini, ancak karşı tarafın vinci teslim etmediğini, davalının sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle sözleşmenin feshinde müvekkilinin haklı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Asıl dava, satım sözleşmesinde satıcının teslim yükümlülüğüne aykırı davranışı nedeniyle oluşan zararın tazmini; birleşen dava ise, kule vinç kullanımından kaynaklanan kira alacağına ilişkin takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; taraflar arasında imzalanan 24.07.2013 tarihli sözleşme ile davalı tarafından davacıya kule vinç satımının, teslimin 6-8 hafta içerisinde gerçekleştirilmesi, bedelin ise leasing yoluyla ödenmesinin kararlaştırıldığı, davacının 07.10.2013 tarihinde … Bankası ile finansal kiralama sözleşmesi imzaladığı, leasing sözleşmesinin asıl sözleşmedeki vincin teslim süresinden daha sonraki bir tarihte imzalandığı ve sonradan feshedildiği, vinç satış bedelinin ise satıcı olan davalıya ödenmediği anlaşılmaktadır. Kural olarak, ifa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça, her borç doğumu anında muaccel olur, istenebilir hale gelir. Satım sözleşmelerinde ise aksine bir düzenleme bulunmadıkça satıcı ve alıcı edimlerini aynı anda ifa etmekle yükümlüdür. Somut olaydaki gibi karşılıklı edimleri içeren sözleşmelerde, taraflardan birisinin karşı taraftan borcun ifasını isteyebilmesi için, kendi borcunu ifa etmiş veya ifasını teklif etmiş olması zorunludur. Eldeki davada davacı tarafından vinç bedeli ödenmediği gibi, ödemenin hazır olduğu veya yapılacağı yönünde davalıya bir bildirim de yapılmamıştır. Bu nedenle ödeme yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacının, vincin teslimini talep etmesi mümkün değildir. Buna bağlı olarak davacının uğradığını iddia ettiği zararlar tamamen kendi kusurundan kaynaklanmış olup, davalının tazmin sorumluluğu bulunmadığından,asıl davanın reddine yönelik hükümde isabetsizlik görülmemiştir. Birleşen davada ise; davalı-birleşen davacı tarafından 08.11.2013 tarihinde davacı-birleşen davalının şantiyesine kurulup 04.12.2013 tarihinde kaldırılan kule vincin kiralama, nakliye, montaj, demontaj ve işçilik bedelinin tahsili talep edilmektedir. Vincin yukarıda belirtilen tarihler arasında davacı-birleşen davalının şantiyesinde kullanıldığı sabittir. Birleşen davacı tarafından vincin kiralandığı ileri sürülmüş ise de, taraflar arasında yazılı bir kira sözleşmesi bulunmadığı gibi, kira ilişkisi de ispat kuralları çerçevesinde yazılı delillerle kanıtlanamamıştır. Ancak, vincin bu süre içerisinde birleşen davalı tarafından kullanıldığı, dolayısıyla birleşen davalının kullanım yoluyla nedensiz zenginleştiği sabittir. Bu durumda ise 6098 sayılı TBK’nın 77. maddesi hükmü uyarıca haklı bir sebep olmaksızın bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür. Bu doğrultuda mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hukuka uygun görüldüğünden istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı-birleşen davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı-birleşen dava davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Asıl davada alınması gereken 54,40-TL istinaf karar harcının ve 148,60-TL başvuru harcının davacı-birleşen dava davalısı … ltd.şti den alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Birleşen davada alınması gereken 812,99-TL istinaf karar harcından, davacı-birleşen dava davalısı tarafından yatırılan 196,20- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 616,68-TL harcın davacı-birleşen dava davalısı … ltd.şti den alınarak Hazine’ye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.27/10/2020