Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2183 E. 2021/1081 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2183
KARAR NO: 2021/1081
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/05/2018
NUMARASI: 2016/11 Esas 2018/215 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/07/2021
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ; müvekkili şirketin, …’in Türkiye acentesi olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete sağlanmakta olan nezaret (gözetim) hizmetini konu edinen ve ihtilafsız şekilde yıllardır devam eden cari hesap ilişkisi kapsamında en son olarak davalıya 2015 yılının Mart ayına kadar gönderilen faturaların tahsil edildiğini, bu tarihten sonra davalının aniden ödemeleri durdurması nedeniyle müvekkili şirketin haklı alacaklarının tahsil edilemediğini, davacı şirketin vermiş olduğu nezaret hizmetini konu edinen faturaları ve ilgili alacağı gösterir cari hesap ekstrelerini, iki ayrı ihtarname ekinde usulüne uygun şekilde davalıya tebliğ ettiğini, faturaların ödenmemesi üzerine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla bir ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının, borca ve hatta imzaya itiraz ettiğini,müvekkili tarafından verilmiş olduğu sabit bulunan hizmetlere karşılık düzenlenen faturaların varlığı karşısında, alacağın likit olduğunu belirterek itirazın iptaline, dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte takibin devamına, borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davalı müvekkilinin, yabancı donatan … Şirketi’nin acentesi olduğunu, davacının ise yabancı donatan … şirketinin Türkiye’deki acentesi olduğunu, donatanlar/gemi işletme müteahhitleri arasında zaman zaman slot charter anlaşmalarının yapıldığını, slot charter anlaşmalarının bir geminin taşıma kapasitesini paylaşma konusunda yapılan nispeten son yıllarda gelişen bir uygulama olduğunu, esasen birbirlerine rakip olan … nakliyecileri tarafından donatan veya gemi işletme müteahhidi olarak işlettikleri gemilerdeki yerlerin paylaşılması şeklinde yapıldığını, müvekkilinin acente olarak temsil ettiği donatan … Şirketi’nin davacının acente olarak temsil ettiği … Şirketi ile onun lokasyonundan yararlanma konusunda anlaştığını ve davacının acentelik nezaret ücreti talep ettiğini, oysa ki taraflar arasında … konsorsiyumu için nezaret ücreti ödenmesine ilişkin bir anlaşma olmadığını, bu nedenle davacı faturalarına Beyoğlu … Noterliği eliyle keşide ettikleri 18/06/2015 tarih, … yevmiye nolu ve aynı Noterliğin 14/07/2015 tarih, … yevmiye nolu ihtarnameleri ile itiraz edilerek fatura asıllarının davacıya iade edildiğini, davacı faturalarının yasal dayanağının olmadığını müvekkilinin acente olup, slot charter anlaşmasına taraf olmadığını, kendi donatanına ait gemiye verdiği hizmetlerin bedelini kötü niyetle, haksız ve hukuka aykırı olarak slot charter anlaşmasına katılan donatanlardan birisinin acentesi olan müvekkilinden talep ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; arada bir slot sözleşmesinin olması kayıtsız şartsız nezaret ücreti alınacağı anlamı taşımadığı, uygulamada yapılan slot anlaşmalarda örneğin navlun ücreti daha düşük tutulurken ilave olarak konteyner nezaret ücreti konulmuş olabileceği, her anlaşmanın kendi taraflarını bağlayacağı ve olayımızda taraflar arasındaki slot anlaşmasında konteyner nezaret ücretine yer verilmediği gibi uygulamada bu hizmet özel liman işletmelerinde (somut olayda …) bizzat liman işletmesi tarafından verildiği belirlendiğinden davanın reddine, davacı tarafın kötüniyetli olduğu tespit olunamadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; eksiklikler giderilmek bir yana itirazlar dikkate dahi alınmaksızın tanzim edilen bilirkişi raporuna dayalı hüküm kurulmasının, tek başına işbu kararın kaldırılması için yeterli olduğunu, Sözleşmenin 13. maddesi tahtında davacı acentenin müvekkili, slot sağlayıcı olarak nezaret hizmeti vermeyi, davalı acentenin müvekkili de, bu hizmetten slot sağlayıcıyı sorumlu tutmayı kabul ve taahhüt etmiş durumda olduklarını, TTK.’nun 105. maddesi kapsamında acente sıfatına haiz müvekkili şirketin, anılan Slot sözleşmesi kapsamındaki hizmetle ilgili olarak, sözleşmenin tarafı olmadığı yorumuyla, hukuki korumadan yoksun bırakılmasının yasa gereği mümkün olmadığını bildirerek, kararın hukuka aykırılıklar dikkate alınarak kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın geri gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dosyada mevcut toplanan tüm delillere ,yapılan bilirkişi incelemesine göre ;THC ( Terminal Handling Charges ) denilen ve Türkçeye liman elleçleme masrafları olarak tercüme edilen ihracat sırasında THC masraflarının, dolu bir konteynerin, liman kapısından girdiği andan gemiye yüklenmesi, taşıyıcı firmanın liman işletmecisinden aldığı hizmetler karşılığında liman işletmecisine ödenen masraflar olarak nitelendirildiği, ithalat sırasında THC masraflarının ise dolu konteynerin gemiden tahliye edilmesi de dahil olmak üzere, limanın kapısından çıktığı ana kadar, taşıyıcı firmanın liman işletmecisinden aldığı hizmetler karşılığında ödenen masraflar olarak nitelendirildiği, liman işletmesi tarafından konteynere verilen her türlü aktarma, taşıma, indirme/ bindirme, serme, istife koyma/ istiften alma, transfer, “shifting” nezaret vb. verilen tüm hizmetler THC kapsamında olduğu ,davacının iddiası konteynere verildiği ileri sürülen nezaret hizmeti ile ilgili olup davacı vekili bu hizmetin ” konsorsiyum / “slot charter” anlaşmaları kapsamında bir gemide birden fazla acenteye ait yükün taşınması halinde, geminin operasyonundan sorumlu acente tarafından gemide bulunan yüklerin takip edilmesi için ifa edilen çeşitli hizmetleri kapsadığını ileri sürdüğü,uygulamada hiç bir denizcilik acentesinin özel liman işletmelerinde konteynerlerin sahaya indirilmesi elleçlenmesi veya gemiye yüklenmesi esnasında konteynerin veya geminin yanına gelerek bu işlemlere nezaret etmediklerini, bu hizmetin uygulamada fiilen liman işletmesi tarafından verilen bir hizmet olduğu belirlenmiştir. Konteynerin limana girişi ve çıkışı ile ilgili masrafların liman işletmesine yapılması gerektiği, yine taraflar arasındaki slot anlaşması gereği lashing, unlashing, twistlock ve mesai hizmetleri ücretleri ile ordino bedellerinin davalı tarafından donatana/ acentesi davacıya ödenmesi gerektiği talep edilen nezaret ücretinin bu işlemlerle ilgili olmadığı belirlenmiştir. Davacı; slot charter sözleşmesi ile donatan … tarafından oluşturulan ABX hattını müştereken kullanmaya başladığı, davalının da aynı hattı …’nın gemisinde kullanan donatan … acentesi olduğu, …ya ait gemide slot tahsis edilen … tarafından kullanılan konteynerlerin takibini yaptığından davalı … acentesinin bu hizmet bedelleri ödemekle yükümlü olduğunu ileri sürmektedir. Davalıda davacının temsil ettiği donatanın yurt dışından taşıyarak Türkiye’ye getirdiği yükler nedeniyle yük alacaklarına ve slot charter paydaşları donatanları acentelerine durumu bildirmekle yükümlü olduğunu, bu yükümlülüğün davacının müvekkili donatanla olan acentelik ilişkisinin bir borcu olduğunu savunmaktadır. Gerçekten 4 donatanın oluşturduğu hatta ; donatanlar arasında imzalanan sözleşme gereği, davacının acentesi olduğu donatana ait gemide …’a (…) yer tahsisi yapıldığı anlaşılmaktadır. Anlaşma mahiyeti itibariyle; geminin işletilmesi hakkı gemi sahibi donatanda olmakla birlikte diğer donatanlarda bir kira ilişkisi içinde hatta yük taşıtma hakkı elde ettiği ,slot hakkı alanın da slot karşılığı bedel ödemekle yükümlü olduğu tesbit edilmiştir. Sunulan sözleşme içeriğine göre ;gemide ,gemi işletenine ait konteynerlerin yanında slot hakkı sahibinin konteynerleri de taşınmaktadır.Slot sahibi donatan bu kısımda faaliyetini kendi nam ve hesabına yapmakta ,bu kısmı tahsis hakkı dairesinde pazarlamakta ve konşimentolarını kendisi düzenlemektedir. Dava dışı donatan tarafından getirilen ithal veya ihraç yüklerin konşimentosu davacının donatanı tarafından düzenlenmediğinden davacının bu konteynerle ilgili bir hizmet verdiği kabul edilemeyecektir. Davacının gemide slotu olan donatana ait getirilen yüklerin tahliyesi için geminin varış ihbarını donatanın acentesine bildirdiği,ihraç yüklerde ise yük ile ilgili bilgilerin verildiği davalının da kabulündedir.Bu durumda davacı acentenin bağlı olduğu donatanın yükleri için verdiği hizmet yanında slot hakkı bulunan diğer donatanların acentelerine bildirdiği varış ihbarı ve ihraç yük bilgilerinin alınması ,yolculuk sırasında konteynerlere nezaret etmek acentelik hizmeti sayılmayacağı, bu yükümlülüğün gemi işleteni tarafından imzalanan slot charter sözleşmesi gereği olduğu ve slot veren donatanın acentesinin verdiği hizmetin davacının bağlı olduğu donatana verilen bir hizmet olduğu açıktır.Zira yer tahsisinden sonra slot hakkı elde eden donatanlar bu yerin pazarlamasını kendileri yapmakta, konşimento düzenlemekte ve gelen yüklerin takibi,tahliyesi vs işlemler konşimentoyu düzenleyen donatanın acentesi tarafından yapılmak durumundadır. Zira davacının temsil etmediği donatanın konteynerlerine verebileceği başka bir hizmet yoktur. Yükleme ve tahliye işlemlerinin fiilen Liman İdareleri tarafından yapıldığı gözetildiğinde davalının temsil ettiği donatanın konteynerleri slot sözleşmesi kapsamında taşındığı ,davacının davalıya ücret talep edebileceği bir hizmet vermediği anlaşılmakla davanın reddine ilişkin hükümde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davalı gider avansından karşılanan 28-TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 01/07/2021