Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2181 E. 2020/1072 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2181
KARAR NO: 2020/1072
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/06/2018
NUMARASI: 2017/771Esas – 2018/635 Karar
DAVA: Alacak (Simsarlık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/10/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalının taşınmazının pazarlanması konusunda 01.09.2015 tarihli sözleşme imzalandığını, müvekkilinden aracılık yaptığı firmanın taşınmazı kiraladığını, imzalanan simsarlık sözleşmesi gereğince müvekkilin davalıya ait deponun kiralanmasına aracılık etmek hizmetini yerine getirmesine ve davalının sözleşme konusu mülkü müvekkilinin aracılığı ile dava dışı … Ltd. Şti.’ne kiralamış olmasına rağmen hizmet bedelinin ödenmediğini belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL’nin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı tarafın dayandığı sözleşmenin kira ilişkisine yönelik olmayıp satış işlemine ilişkin olduğunu, bu sözleşmenin kiralama yetkisi vermediğini, ayrıca taşınmazın davacının iddia ettiği dava dışı … firmasına da kiraya verilmediğini, dava dışı … ile müvekkil arasında kira ilişkisinin bulunmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; taraflar arasındaki sözleşme satış yetkisine ilişkin ise de, kiralamaya yönelik olarak da hizmet verilip verilmediğinin değerlendirilmesinin gerektiği, davacı tarafından, kendisinin aracılığı ile dava dışı … tarafından veya …’in grup firması tarafından davaya konu gayrimenkulün kiralandığını hususlarının kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; sözleşmenin satış konusunda düzenlenmesine rağmen ilerleyen süreçte davalı şirketler grubunun ortak ve yöneticilerinin isteği ile konunun kiralamaya dönüştüğünü, müvekkilinin bulup görüştürdüğü şirketin taşınmazı kiraladığını, bu nedenle müvekkilinin ücrete hak kazandığını belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan hizmet bedeli alacağına ilişkindir. TBK.nun 520. maddesi uyarınca; simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı bir sözleşmedir. Simsarlık sözleşmesine kural olarak vekalete ilişkin hükümler uygulanır. Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz. Simsarlık sözleşmesi simsar ile sözleşme yapan arasında kurulur. Simsarlık sözleşmesi yapılabilmesi için malikin rıza ve simsara yetki vermesine gerek yoktur. Simsarlık ücretini talep hakkı, hemen simsarlık sözleşmesinin kurulmasıyla doğmaz. TBK.’nun 521. maddesi gereğince; simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır. Şu halde simsarın, simsarlık ücretini isteyebilmesi için simsarlık sözleşmesinde sözü edilen taşınmaz satış veya kiralanmasının simsarın aracılığıyla ve çalışması ile gerçekleşmiş olması gerekir. Simsarlık, fırsat gösterme veya aracılık etme tellallığı olmak üzere iki şekilde gerçekleşebilir. Fırsat gösterme tellallığında; sözleşmenin kurulması fırsatına ait bilginin sağlanması söz konusu olur. Fırsat gösterme tellallığında simsarın ücrete hak kazanabilmesi için ayrıca alım satım sözleşmesinin kurulmasına da aracılık etmesine gerek yoktur. Aracılık etme tellallığında ise; aracılık tellalı iki tarafı bir araya getirmek ve olası düşünce uyuşmazlıklarını gidermek için çalışmak zorundadır. Somut olayda; taraflar arasında imzalanan 01.09.2015 tarihli sözleşmede, sözleşmenin konusunun açıkça davalının taşınmazının satışına aracılık olup, sözleşmede açıkça kiralamanın sözleşme konusu olmadığının belirtildiği, sözleşme süresi altı ay olup, sözleşmenin bitiminden itibaren taşınmazın sekiz aylık süre içerisinde taşınmazın satışının gerçekleştirilmesi halinde davacıya satış bedelinin %1’i oranında hizmet bedeli ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafından sözleşmenin sadece satışa aracılık şeklinde düzenlendiği, kiralamayı kapsamadığı ileri sürülmüştür. Gerçekten de sözleşmede kiralamanın kapsam dışı olduğu yönünde açık hüküm bulunmaktadır. Ancak davacı tarafça delil olarak dayanılan e-posta yazışmalarından da anlaşılacağı üzere, ilerleyen süreçte taşınmazın … firmasına kiralanmasına yönelik görüşmeler yapılmıştır. Bu nedenle taşınmazın davacının aracılığıyla kiralanması halinde de davacının hizmet bedeli isteyebileceği kabul edilmelidir. Ancak taşınmazın … firması tarafından kiralandığı yönünde delil bulunmadığı gibi, davalının ticari defterlerinde de bu yönde bir kayıt bulunmadığı, … tarafından mahkemeye gönderilen cevabi yazıda da taşınmazın kendileri tarafından kiralanmadığı belirtilmiştir. Davacı tarafından taşınmazın …’in başka bir grup şirketi tarafından kiralandığı ileri sürülmüşse de, bu husus da kanıtlanamamıştır. Bu nedenle davanın reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı yerinde olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 54,40-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL’nin mahsubu ile bakiye 18,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nun 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/10/2020