Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2163 E. 2018/1389 K. 08.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2163
KARAR NO : 2018/1389
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/06/2018
NUMARASI : 2018/62 Esas 2018/568 Karar
DAVA : Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/11/2018 (23/11/2018 yazım tarihli )
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacılar vekili dava dilekçesinde; … nolu Bergama tapusuna kayıtlı gayrimenkulün 3 nolu bağımsız bölümü muris …’e ait olup taşınmaz üzerinde davalı şirkete ait ipotek bulunduğunu, söz konusu şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını murise ait taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmadığını,Bergama 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2017/240 esas sayılı ipoteğin kaldırılması davası açtıklarını, tasfiye halindeki davalı şirketin ihyası için taraflarına süre verildiğinden Mahkemeye başvurma zorunlulukları doğduğunu, tasfiye halindeki şirketin ihyasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesi ile, Müdürlüklerinin TTK 32.madde ve Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin 34.maddesi hükmü çerçevesinde işlem yapıldığı,Ticaret Sİcili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ” kapsamında olduğu ve tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, müvekkil Müdürlüğün, mahkeme olmaksızın şirketi/kooperatifi tekrar sicile tescil yükümlülüğü bulunmadığı, müvekkilinin dava açılmasına sebep olmadığından, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağı, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, Ticaret Sicilin 74028/0 sırasında kayıtlı şirketin 14.10.21992 tarihinde tasfiyesine karar verildiği ve iş bu tasfiye kararının 28.10.1992 tarihinde tescil ve ilan olunduğu, ancak tasfiyenin sona erdiğine dair bir işlem ve tescil kaydı bulunmadığı gibi, TTK Geçici 7.madde kapsamında şirket hakkında yapılmış bir işlemde bulunmadığı celbedilen sicil kayıtlarından ve buna dair davalı sicil cevabından anlaşıldığı, tasfiyenin zorunlu işlemleri olan hususların tamamlanması sonrasında şirket alacak ve borçlarının tasfiyesi ve var ise kalanın son bilanço gereği bölüştürme suretiyle tasfiyenin tamamlanması akabinde şirket sicilden terkin olunup tüzel kişiliği de son bulacağı, dava konusu olayda şirketin tasfiyesinin sona ermediği, tüzel kişiliğinin tasfiye halinde şirket olarak devam ettiği, bu durumda, anılan derdest davada tasfiye memurlarına usulüne uygun tebligat ifasıyla taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilmesi gerektiği, bu itibarla tüzel kişiliği son bulmamış bir şirketin ihyasına karar verilmesinin de söz konusu olamayacağı, gerekçesiyle yerinde görülmeyen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili; mahkemece verilen 08/06/2017 tarihli ara karar ile …Ltd.Şti’nin ihyası için tarafına 1 aylık kesin süre verilerek bu sürede ihya için dava açılmadığı taktirde davanın açılmamış sayılacağının ihtaratı yapıldığını, bu ara karar üzerine İstanbul 8.ATM’nin 2018/62 Esas sayılı dosyası ile şirketin ihyası için dava açıldığını, ara kararı uyarınca ihya davası açma zorunluluğu doğduğunu, dava açmadığı taktirde eldeki davanın açılmamış sayılması tehlikesi ile karşı karşıya kaldıklarını, irade dışında dava açmanın sonucunda tarafı aleyhine hükmedilen vekalet ücretinden ve yargılama giderinden sorumlu tutulmaması kanaatinde olduğunu belirterek kararın esastan incelenerek vekalet ücreti ile yargılama gideri bakımından bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Davacılar vekili ; Bergama 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/240 esas sayılı dosyasından verilen ara karar ile süre verilmesi üzerine Tasfiye Halinde …Ltd. Şti.”nin ihyasını talep etmiş, Getirtilen ticaret sicil kayıtlarında şirketin tasfiyesinin sona erdiğine dair bir işlem ve tescil kaydı bulunmadığı , TTK Geçici 7.madde kapsamında yapılmış bir işlemde bulunmadığı bildirilmesi üzerine mahkemece tüzel kişiliği son bulmamış bir şirketin ihyasına karar verilemeyeceği gerekçesiyle dava reddedilerek davalı sicil yararına yargı gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiştir.
TTK 547.maddesinde tasfiyenin kapanması halinde şirketin ek tasfiyesi zorunlu olması halinde tasfiyenin nasıl yapılacağı ve kimlerin davayı açacağı açıkça düzenlenmiştir. Her davada olduğu gibi yargılama sonunda haksız dava açanın yargılama giderlerinden sorumlu olması ilkesi göz önüne alındığında, ihya davalarında da yargılama sonunda haksız olarak dava açtığı anlaşılan tarafın tüm yargı giderlerinden sorumlu tutulması gerekmektedir.
İstinaf dilekçesinde belirtildiği üzere Mahkemece verilen ara kararı gereği davanın açıldığı kabul edilse dahi , Ticaret sicil kaydından terkin işlemi yapılmamış faal bir şirketin ihyası istenemeyeceğinden dava red ile sonuçlandığından davada vekil ile temsil edilen davalı yararına yargılama giderlerinden davada haksız çıkan davacı tarafın sorumlu olması gerektiği ,HMK 326 gereği olduğu yargı giderine hükmolunmasında isabetsizlik olmadığından davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde olmadığından başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 08/11/2018