Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2145 E. 2018/1525 K. 03.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2145
KARAR NO : 2018/1525
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/06/2018 (Ara Karar)-27/06/2018 (Ara Karar)
NUMARASI : 2018/604
TALEP : İhtiyati Haciz-İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/12/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/12/2018
İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir istemlerinin reddine yönelik olarak verilen ara kararların ihtiyati haciz-tedbir isteyen/davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:İhtiyati haciz ve ihtiyati tedbir isteyen/davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesinin aynı zamanda şirket yetkilisi olan davalı ….tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, ancak davalı şirketin sözleşme uyarınca kullandırılan kredi borcuna ilişkin yeniden yapılandırma talebinde bulunduğunu, talep uygun bulunarak 22/06/2018 tarihi itibariyle davalı şirketin müvekkili bankaya olan 710.000- TL borcunun yeni açılacak 710.000- TL yapılandırma kredisi ile kapatılması hususunda mutabık kalındığını, 710.000- TL’nin aynı tarihte davalı şirket hesabına alacak kaydedildiğini, yapılandırma kredisinin yaklaşık 310.000- TL’lik kısmının davalının banka nezdindeki kredi riskine mahsup edildiğini, ancak işlemler devam ederken davalı şirketin haksız ve kötüniyetli olarak kredi tutarının 400.000- TL’lik kısmını hesaba alacak kaydedilir kaydedilmez önce davalı şirketin … Bankasındaki hesabına, buradan sırasıyla davalı …’ın ve kardeşi …’ın aynı bankadaki hesaplarına aktardığını, bu şekilde davalıların işbirliği içerisinde müvekkilini zarara uğrattıklarını, müvekkilinin davalı şirkete hiçbir şekilde yeni kredi kullandırma amacı olmadığını, davalıların eylemlerinin aynı zamanda suç teşkil etmekte olduğunu ileri sürerek öncelikle telafisi imkansız zararların doğmasının engellenmesini teminen gerekirse teminat karşılığında davalıların … Bankası Tavukçuyolu Şubesi ve tüm Şubelerindeki hesaplarına ihtiyati haciz ve tedbir konulmasına, tedbir kararının ilgili bankaya tebliğine, davalıların menkul, gayrimenkul ve tüm hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, tedbir altına alınan tutarın dava sonunda müvekkiline ödenmesine, 400.000- TL alacağın yıllık %60 temerrüt faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesinin 26/06/2018 tarihli ara kararı ile, ihtiyati haciz talebinin yargılamayı gerektirdiği ve iddianın esası yönünden HMK 390/3 ve İİK 258/1 maddeleri kapsamında yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Bunun üzerine davacı vekili aynı tarihli dilekçesinde, dilekçe ekinde iddialarına ilişkin dekont ve ekstrelerin, ayrıca davalı imzasını taşıyan Hazine destekli KGF kefaleti ile kredi talep dilekçesinin sunulmakta olduğunu, davalılar arasındaki iş ve akrabalık ilişkisinin, paranın arka arkaya işlemlerle davalılar arasında aktarılmasının, kullandırılan kredi tutarı ile kredi kapama bakiyesinin aynı olmasının kullandırılan kredinin yapılandırma kredisi olduğunu ispatlamakta olduğunu, … Bankasının ilgili tutarı geçici olarak blokeye aldığının ancak davalıların halen bu tutarı bankadan çekmeye çalıştıklarının öğrenildiğini, paranın davalılara ödenmesi halinde müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğrayacağını ileri sürerek HMNK 396.maddesi gereği yeniden değerlendirme yapılmasını talep etmiştir.
İlk derece mahkemesinin 27/06/2018 tarihli ara kararı ile, Mahkemenin 26/06/2018 tarihli ara kararını değiştirecek yeni bir belge ve delil sunulmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin her iki ara kararına karşı ihtiyati haciz-tedbir isteyen/davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz-tedbir isteyen/davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle;
1-Yapılandırma kredisi 710.000- TL davalı şirket hesabına 22/06/2018 saat 16:18’de alacak kaydedildiğini, davalı şirketin ise bu tutar hesaba geçilir geçilmez internet bankacılığı üzerinden sadece 1 dakika içinde 16:19’da bu tutarın 400.000-TL’lik kısmını, önce kendisinin sonra diğer davalıların … Bankasındaki hesaplarına aktardığını, dolayısıyla yapılandırma kredisi talep edilmesine ve kredi limiti de bulunmamasına rağmen davalıların kredinin 400.000-TL’lik kısmını kendi hesaplarına aktararak bankayı zarara uğrattıklarını,
2-İhtiyati haciz ve tedbir şartları bulunduğu halde taleplerinin reddinin doğru olmadığını, bu paranın davalılar tarafından çekilmesi halinde bankaya ait tutarın elde edilmesinin imkansız hale geleceğini, davalılar arasındaki iş ve akrabalık ilişkisinin, paranın arka arkaya işlemlerle davalılar arasında aktarılmasının, kullandırılan kredi tutarı ile kredi kapama bakiyesinin aynı olmasının kullandırılan kredinin yapılandırma kredisi olduğunu ispatlamakta olduğunu,
3-Genel kredi sözleşmesi,yapılandırma talep formu ve hesap ekstrelerinin sunulduğunu, yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmiş olduğunu belirterek ara kararların kaldırılmasına ve taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Talep, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun yeniden yapılandırılması amacıyla yapılan ödemenin farklı amaçlarla davalıların farklı hesaplarına aktarıldığı ve davacı bankanın bu şekilde zarara uğratıldığı iddiasıyla açılan alacak davasında, davalıların banka hesaplarına ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz konulması, yine davalıların menkul, gayrimenkul malları ile tüm ve hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulması istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesinin 26/06/2018 ve 27/06/2018 tarihli ara kararları ile yukarıda açıklanan gerekçelerle ihtiyati tedbir ve haciz taleplerinin reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 389. Maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir.
Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.
Somut olayda dava, bir miktar para alacağının tahsili istemine ilişkin olup davalılara ait farklı banka hesapları veya bu hesaplardaki paralar davanın konusunu teşkil etmemektedir.
Öte yandan davalı şirket hesabından çekilen ve tahsili istenen 400.000-TL’nin dava konusu olduğu kabul edilebilir ise de, bu tutarın davalı İbrahim …’ın hesabında olduğunun ileri sürüldüğü, ancak söz konusu iddia yönünden bu aşamada yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varılmış olup, dolayısıyla şartları oluşmayan ihtiyati tedbir istemi yerinde görülmemiştir.
İhtiyati haciz talebine gelince; İİK’nın 257.maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir.
İİK’nın 258/1. maddesinin 2. Cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. Maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır.
Somut olayda davalı şirket kredi talep dilekçesi, hesap ekstresi ve dekontlar dikkate alındığında bu aşamada davalı şirkete yönelik alacak iddiası yönünden yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmiş olduğu, ancak diğer davalılara yönelik iddia yönünden gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesinin davalı şirkete yönelik ihtiyati haciz talebinin reddi kararı yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, 26/06/2018 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararın davalı şirket yönünden kaldırılması ve davalı şirket hakkında teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
İhtiyati haciz-tedbir isteyen/davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE; İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/06/2018 tarih ve 2018/604 Esas sayılı ara kararının HMK 353(1)b-2 gereği davalı Seltim Dış Tic. A.Ş. yönünden KALDIRILMASINA,
“400.000- TL alacak yönünden alacağın % 15 ‘ine tekabül eden 60.000- TL teminat (nakit veya kesin-süresiz teminat mektubu) karşılığında İİK.’nin 257/1 maddesi gereğince davalı …Dış Tic. A.Ş.’nin menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarın İcra İflas Kanunun koyduğu sınırlar içinde İHTİYATEN HACZİNE,
İİK’nın 261. Maddesi uyarınca on gün içinde infaz edilmemesi halinde ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkmış sayılmasına,”
İhtiyati haciz isteyen/davacı tarafça yatırılan 35,90- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
İhtiyati haciz isteyen/davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte değerlendirilmesine,
Teminatın tamamlanmasına dair işlemlerin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine, dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle HMK 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi. 03/12/2018