Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/213 E. 2019/657 K. 07.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/213
KARAR NO : 2019/657
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2017
NUMARASI : 2016/592 Esas 2017/687 Karar
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/05/2019
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili , davaya konu (madeni yağ) emtianın, dava dışı …A.Ş. adlı firma tarafından yine dava dışı …Ltd. Şti. adlı firmaya satıldığını, bahse konu emtianın taşınma işini müvekkil şirkete Blok Yurt İçi Taşıyıcı Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı … Tic. A.Ş.’nin üstlendiğini, sigortalının bu taşıma işi için alt taşıyıcı olan davalı …ltd. Şti. ile anlaşmaya vararak yaptırdığını, alt taşıyıcı olan davalının sorumluluğundaki emtianın 19/08/2015 tarihinde …(çekici) – … ( yarı römork) plakalı tırla alıcının Erzincan’daki adresine sevk edildiğini, sevk esnasında araç rampa aşağı inerken yarı römorkta yangın çıktığını ve yangın sonucunda araçta bulunan tüm emtianın yanarak zayi olduğunu,emtianın bedelinin tespiti için ekspertiz incelemesi yaptırıldığını ve 40.597- euro zarar tespit edildiğini, tespit edilen zarar bedelinin sigortalıya 22/10/2015 tarihinde ödendiğini, gönderen ile taşıyıcı arasında oluşan taşıma sözleşmesinin amacının taşınmasına karar verilen eşyanın taşıyıcıya teslim edildiği biçimde aynen gönderilene ulaştırması gerektiğini, bu nedenle taşıyıcı yükün güvenli taşınabilmesi için gereken her türlü tedbiri alması gerektiğini, taşımacının eşyayı taahhüt ettiği yere kadar götürmekle yükümlü olduğunu, aracın veya çalıştırdığı kişinin kusurunu ileri sürerek bu sorumluluktan kurtulamayacağını, sigorta tazminatını ödeyen müvekkil şirketin TTK. madde 1472 gereğince sigortalısının haklarına halef olduğundan kanuni halefiyet kurallarına istinaden dava açtıklarını fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 40.597- euronun dava tarihindeki karşılığı olan 129.593-TL nin ödeme tarihi olan 22/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili; davaya konu olay rampa aşağı inerken değil, düz yolda ilerlerken … ili, … Belediyesi sınırları içerisinde … caddesi … mevkiinde gerçekleştiğini, dava konusu yangının çıkış sebebinin yine tutanaklardan ve ifadelerden anlaşılacağı üzere belirlenemediğini, yangından kaynaklı olarak davalı firmada ciddi derecede mağduriyet yaşandığını, müvekkil firmanın davaya konu malı taşırken her türlü güvenlik önlemini tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davalı firmaya malı yükleyen dava dışı …A.Ş. tarafından malı yüklemeden önce aracın malı taşımaya uygun olup olmadığı hususlarında denetim yapıldığını, uygunluk belgesi neticesinde söz konusu malın araca yüklendiğini, dava dışı …A.Ş. tarafından yapılan denetimler ve uygunluk onayı sonrasında fatura kesildiğini ve aracın yola çıktığını, aracın seyir halindeyken de kurallara uygun bir şekilde ilerlediğini,hatalı bir sürüşten kaynaklı olarak aracın sürüş anında hasar alarak yangına sebebiyet verdiğini gösteren hiçbir unsurun bulunmadığını, davaya konu araçta orijinal ”retarder” sisteminin mevcut olduğunu, bu sistemin aracı otomatik olarak frenleyen ve balatalara yük vermeyen bir sistem olduğunu, davacının işaret etmeye çalıştığı balatadan kaynaklı bir problemin söz konusu olmadığını, olayın düz yolda ilerlerken olduğunu, müvekkili firmanın yangının çıkışına sebebiyet verebilecek herhangi bir hatası veya ihmalinin söz konusu olmadığını belirterek açılmış olan işbu davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince ,davalıya ait araçla yapılan taşıma sırasında araçta yangın çıktığı ve emtiada zarar oluştuğu, davacının sigortalısı … Tic. A.Ş’ ye 22/10/2015 tarihinde 40.597- Euro ödediği ve bu bedeli davalıdan talep ettiği, oluşa uygun ve yeterli kabul edilen bilirkişi raporu ile yangının da davacı tarafından dosyaya sunulan ekspertiz raporunda bilinmeyen bir nedenden ötürü lastiğin patlaması ve jantın asfalta teması sonucu sıçrayan kıvılcımlar neticesinde oluştuğu, TTK ile düzenlenen davalının sorumluluğu koşullarının mevcut olmadığı ve davalıya sorumluluk yüklenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili;oluşan zarara ilişkin taşıyıcının TTK 875.maddesine göre sorumluluğu olduğunu,TTK 876.maddesi gereği sorumluluktan kurtulabilmesi için genel olarak gerekli dikkat ve özeni gösterdiğini kanıtlamasının yeterli olmadığını, yapmış olduğu taşımalarda yükleme ve istifleme gönderene ait olsa dahi, yükün sağlıklı bir şekilde taşınabilmesi ve hasara uğramaması için yükleme ve istifleme ve taşımayı basiretli bir tacir gibi gözetmesi ve yükün güvenle taşınabilmesi için gereken her türlü tedbiri alması gerektiğini, buna rağmen hasara neden olan olayın doğumunda kusurun olmaması gerektiğini, somut olayda taşıyıcının yasanın aradığı kriter olan en yüksek özeni göstermediği ve olaya konu yangının meydana gelmesinde kendi kusurunun olduğunu, aracın sürücüsü … jandarmadaki ifadesinde silah sesi olduğunu düşündüğü bir ses duymasına rağmen 150 metre civarında yola devam ettikten sonra aracı durdurarak indiği yönünde beyanda bulunduğunu, duyduğu sese rağmen derhal durmamasının özen yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğini, duyduğu sese rağmen patlak lastikle 150 metre yol alması jantın asfalta sürterek kıvılcım çıkarmasına neden olup sonuçta araçta çıkan yangına doğrudan sebebiyet vermesi nedeniyle kusuru olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yangın kaynağını tespit etmişse de kusurun tespitinde yetersiz olduğunu, raporda dava dışı … A.Ş.’nin madeni yağ araç kabul kontrol formuna atıf yapılarak davalı taşıyıcının kusurunun olmadığı sonucuna varıldığını, oysa ki alınan bu bilirkişi raporunun bahsettiği tutanak incelendiğinde tutanağı düzenleyen iki kişiden birinin davalı nakliyeci ve taşıt sürücüsünün olduğunun görüldüğünü, söz konusu tutanakta gönderenin bir imzasının bulunmadığını, ilgili mevzuat hükümlerine göre taşıyıcının nitelikli şoför ve hizmetliyi sefere göndermek, şoförlerin sürücü belgelerinin bulunup bulunmadığını araştırmak, teknik şartlara uymayan araçların trafiğe çıkmasına engel olmak, güzergah mesafesini dikkate alarak yeteri kadar şoför bulundurmak, taşıt kartları olmayan ve kanunda öngörülen sorumluluk sigortası bulunmayan taşıtları trafiğe çıkartmamak hususunda taşımacının gereken özeni ve duyarlılığı göstermek zorunda olduğunu, ileri sürerek hükmün kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taşıma sözleşmesi kapsamında, davacının sigortalısının asıl taşıyıcı,davalınında fiili taşıyıcı olduğu, karayolu ile yurt içi taşıma sırasında, araçta çıkan yangın sonucu taşımaya konu madeni yağların tamamen hasarlanması sonucu davacının sigortalısına ödediği tazminatın fiili taşıyıcı davalıdan rücuen tahsiline ilişkindir. Davacıya Blok Yurt İçi Taşıyıcı Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı emtianın araç yangını sonucu tamamen zayi olması üzerine davacı tarafından ekspertiz incelemesi yaptırılmış, ekper sorumluluk üst sınırını 768.928,38 TL, emtianın değerini ise 134.736,61- TL , bu değerin hasar tarihindeki euro cinsinden değerini de 40.597,25- olarak belirlemiş, davacı bu miktarı 22.10.2015 tarihinde tarihinde sigortalısına ödeyip, dava tarihindeki kur üzerinden 129.593 TL ‘nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsilini istemiştir.Mahkemece, hukukçu, kimyacı ve yangın uzmanından alınan rapor doğrultusunda, yukarıdaki gerekçe ile TTK 876 maddesi kapsamında davalı taşıyıcının sorumluluktan kurtulması için meydana gelen yangın nedeniyle kusursuzluğunu kanıtladığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş, mahkemece hükme esas alınan raporda davalı taşıyıcının sorumluluğu bulunmadığı görüşü esas alınarak TTK.nun TTK.nun 880-882 maddeleri kapsamında tazminat hesabı yapılmamıştır.Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun duruşmalı olarak incelenmesine karar verilmiş,bu kapsamda taşıma ve madeni yağ uzmanlarından oluşan bilirkişi heyetinden talep edilebilecek tazminat tutarı konusunda rapor alınmış, düzenlenen 21.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak ;taşıma sürecinde tam zayi zararının sabit olduğu ve en yükssek taşıyıcı özeni gösterilseydi bu zararın meydana geleceğinin söylenemeyeceği, dosyada alınan bilirkişi raporunu düzenleyen heyette taşıma-lojistik uzmanı görev almadığı ve yanlış sonuca vardığının tespit edildiği, davalının araç kusurundan vc işletme güvenliğine uygun olmayan araçtan kaynaklı zarar bakımından sorumluluktan kurtulma yönünde TTK.m 878 hükmünde sayılan herhangi bir kurtulma sebebini ortaya koyamadığı, davacı ödemesinin geçerli bir sigorta poliçesi ve ekspertiz raporuna dayandığı, hesaplanan ve kadri marufunda bulunan tazminatın sınırlı sorumluluk limitleri dahilinde olduğu ve 40.597-euro davacı ödemesinin tamamını davalıya rücu edebileceği mütalaasında bulunulmuştur. 6102 sayılı TTK.nun 875 maddesi uyarınca, taşıyıcı eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim olunduğu tarihe kadar geçen süre içinde uğradığı ziya ve hasardan sorumlu olup, hasar ve ziyanın kendi kusurundan doğmayan bir nedenden ileri geldiğini veya eşyadaki mevcut ayıp ve noksanlardan veyahut eşyanın mahiyetinden veya ambalajın kötü yapılmasından, gönderilen veya gönderenin fiilinden, yahut verdikleri emir ve talimatın takibinden meydana geldiğini ispat etmesi halinde TTK.nun 876 maddesi gereği sorumluluktan kurtulabilecektir. Taşıyıcının sorumluluktan kurtulabilmesi için genel olarak gerekli dikkat ve özeni gösterdiğini kanıtlaması yeterli değildir. Esasen, ziya ve hasara neden olan olayın doğumunda kendisinin herhangi bir kusurunun olmadığını kanıtlamak zorundadır. Böylece, taşıyıcının sorumluluktan kurtulması daha zorlaştırılmıştır. Taşıma uzmanı bulunmayan bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda oluşturulan mahkeme kararındaki,dosyadaki ekspertiz raporunda ifade edildiği üzere, lastiğin patlaması sonucu asfalta sürtünen jantlardan çıkan kıvılcım neticesinde dava konusu yangının gerçekleştiği, ancak taşımayı gerçekleştiren aracın lastiğinin ve aracın tamamının taşıma işleminden önce dava dışı firma tarafından da kontrol edilip taşımaya uygun olduğunun tespit edilmesi sebebiyle davalı taşıyıcının TTK 876.maddesi uyarınca meydana gelen hasardan sorumlu olmadığı yönündeki kabulü isabetli değildir. Yangının,lastiğin patlaması sonucu asfalta sürtünen jantlardan çıkan kıvılcım neticesinde gerçekleştiği kabul edildiğine göre,TTK.nun 877 maddesi gereği lastiğin patlamasının bakım ve işletme kusuru oluşturması karşısında,davalı taraf TTK.nun 876 maddesi gereği,en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği bir sebepten hasarın gerçekleştiğini ispatlayabilmiş değildir.(Yargıtay 11.HD.29.02.2016 tarih 2015/14938E,2016/2190K sayılı kararı)Bu belirleme karşısında, bilirkişi raporu doğrultusunda hesaplanıp davacı tarafından ödenen 40.597-euro hasar tazminatının sınırlı sorumluluk limitleri dahilinde olduğu ve davacının bu miktarın tamamını davalı fiili taşıyıcıya rücu edebileceği, davacının da bu miktarın dava tarihi olan 29.04.2016 tarihindeki kur karşılığı 129.593,-TL’nin ödeme tarihi olan 22/10/2015 tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsilini talep ettiği,dosya arasına konulan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının dava tarihindeki efektif satış kuru esas alınarak dairece yapılan hesap sonucu bulunan değerden(40.597 EUROx3.2014=129.967 TL), davacının talep ettiği değerin(129.593-TL) daha az olduğu,taleple bağlılık ilkesi gereği davacının talep ettiği değer üzerinden davacının davasının kabul edilmesi gerektiği, dava rücuen tazminat davası olup ödeme tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği, davacının halefi olduğu sigortalısının ve davalının tacir olması nedeniyle avans faizine hükmedilmesi gerektiği, bu durumda mahkemece ,davanın anılan şekilde kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/10/2017 Tarih 2016/592 Esas 2017/687 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)b-2 gereği kaldırılmasına, Davanın kabulüne, 129.593,-TL’nin ödeme tarihi olan 22/10/2015 tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Kocaeli 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/10/2017 Tarih 2016/592 Esas 2017/687 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KABULÜNE; 129.593-TL’nin ödeme tarihi olan 22/10/2015 tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine”İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 8.852,49-TL harçtan peşin yatan 2.213,13- TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 6.639,36- TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından ödenen 2.242,33- TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,Davacı tarafından talimat dosyasında ödenen 1.500- TL, istinaf aşamasında ödenen 1.400-TL bilirkişi ücreti ile 214- TL teb.posta-talimat gideri olmak üzere toplam 3.114-TL yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Davacı vekili için takdir olunan 13.117,44-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 31,40- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 91-TL yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Dairemizce yapılan duruşmalara(İki duruşmaya) katılan davacı vekili için AAÜT uyarınca tayin ve taktir olunan 2.725- TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine,Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 07/05/2019