Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2080 E. 2020/1096 K. 30.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2080
KARAR NO: 2020/1096
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2018
NUMARASI: 2018/180 Esas 2018/679 Karar
DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/10/2020
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili ile satıcı … A.Ş. arasında İstanbul-Avcılar İlçesi … ada … parsel K:…bağımsız bölüm: … olan taşınmazın müşteri bilgilendirme formu ve konut talep belgesinde de görüleceği üzere 847.458-TL+%18 KDV toplamda 1.000.000-TL’ye satın alınması hususunda 04/04/2016 tarihinde anlaşma yapıldığını müvekkilinin satış sözleşmesinde belirtilen tüm edimlerini yerine getirmekle bahsi geçen satış tutarını da peşin olarak satıcıya ödediği, konut teslim tarihinden önce resmi gazetede yayınlanan Bakanlar Kurulu kararı ile satışa konu taşınmazı da kapsamak suretiyle KDV oranı %18’den %8’e düşürülmüş olmakla, bu suretle satıcıya fazla ödenen %10kdv farkının iadesinin talep edildiğini, ancak satıcı ile mutabakat sağlanamadığını, akabinde yüklenici firma … Ortak Girişimi 30/09/2017 tarihli 732040 seri nolu fatura ile 847.459-TL tutarındaki KDV’siz satış matrahını arttırarak, sebepsiz zenginleşme amacı ile hem ilgili faturada hem de tapu kayıtlarında 927.602-TL olarak gösterip ilgili tutarı KDV dahil 1.000.000-TL’ye tamamlamak amacıyla tamamen kötü niyetle hareket ederek müvekkil şirketin mağduriyetine neden olduğunu, satıcıya İstanbul … Noterliği’nin 02/02/2018 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi tebliğ edilmesine rağmen bahsi geçen tutarın ödenmediğini belirterek, davanın kabulüne kdv farkı 84.745 -TL nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili, müvekkili … Ortak Girişimi Adi Ortaklığı yönünden husumet itirazında bulunmuş, diğer davalı şirket yönünden 01/04/2016 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi ve ödeme planı kapsamında davacıdan fazla tahsil edilen bir bedel olmadığı, davacı adına düzenlenen faturanın %8 KDV oranına göre tanzim edildiği, davacının 01/04/2016 tarihli satış sözleşmesi bedeli olan 1.000.000-TL haricinde %2.5 masraflar (tapu harcı, doğalgaz, İski, elektrik vs aboneliği) adı altında 25.000-TL ilave ödeme yaptığını, 25.000-TL olan bu ödemeden, davacı adına yapılan masraflar düşüldükten sonra bakiye 6.514,28-TLnin yapılan mutabakat sonucunda işbu davanın açılmasından önce 07/02/2018 tarihinde davacı şirket hesabına ödendiğini,Bakanlar Kurulu kararında bağımsız bölüm metrekare birim net alanı 150 metrekare üstünde olan veya arsa metrekare birim fiyatının 1.000-TL’nin üstünde olan ve %18 kdv oranına tabi konutlar için indirim getirdiğini, davacı taşınmazının satış esnasında da kdv oranının %8 olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; taşınmazın tapu devrinin 22/09/2017 tarihinde yapıldığı, tarih itibariyle dava konusu taşınmaz kararname kapsamında kalmakta ise de,net kullanım alanının 144,92- m² olduğu, bu nedenle kararname kapsamına girmediği, kaldı ki kararname öncesinde de KDV oranı %8 olup, bu hususta Bakanlar Kurulu kararı ile getirilmiş bir yenilik olmadığı,dava dilekçesine ekli konut talep belgesinden ve okunabildiği kadarıyla satış fiyatının 1.000.000-TL olarak gösterildiği, yine dosyada bulunan gayrimenkul satış sözleşmesi ve ödeme planında da 1.000.000-TL olarak gösterildiği, davacı tarafça 847.458,00 TL + %18 KDV toplamıyla 1.000.000-TL’ye anlaşıldığı iddia olunmuş ise de, dosya kapsamından bu bedele anlaşıldığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; müvekkili firma ile davalılardan … A.Ş. arasında dava konusu ilgili taşınmazın; 847.458-TL +KDV tutarı ile satın alınması hususunda mutabakata varıldığı, 01/04/2016 tarihli müşteri bilgilendirme formu ve konut talep belgesinin imzalandığı, taşınmazın KDV dahil bedeli 1.000.000-TL olduğunun bildirildiği, davacı şirket yetkililerin yaptığı araştırma sonucunda, satışa konu taşınmaza ait kdv tutarının %8 olarak hesaplanması gerekirken %18 olarak hesaplanıp fazla tutarda tahsilat yapıldığının öğrenildiği , mutabakata varılan tutar olan 847.458-TL üzerinden + %8 KDV = 915.254,64-TL olarak davalılara ödeme yapılması gerekirken 847.458,00-TL +18 KDV= 1.000.000-TL ödeme yapılarak, 84.745-TL tutarında fazla ödeme yapıldığını, her ne kadar dava dilekçesinde Bakanlar Kurulu kararı ile konut KDV oranının %18’den %8 e düştüğünü sehven belirtmiş olmalarına rağmen satışa konu taşınmaza ait kdv oranının herhangi bir değişikliğe uğramadığını bildirerek, eksik incelemeye dayalı kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava,satın alınan konuta tahakkuk ettirilen kdv nedeniyle fazla ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Somut olayda; davaya konu 1.4.2016 tarihli sözleşme kapsamında davacının satın aldığı 131 nolu bağımsız bölüm 1.000.000-TL bedel karşılığında davacıya satılmıştır. Zira satış sözleşmesinin ödeme planında, daire bedelinin masraflar hariç 1.000.000-TL ve %2.5 masraflar (tapu harcı, Doğalgaz, İski, elektrik vs aboneliği) 25.000-TL olmak üzere toplam 1.025.000-TL’ye satışın yapıldığı açıkça görülmektedir. Satış sözleşmesinde satışa konu dairenin kdv oranının %18 olduğu ve bu oranda tahsil edildiğine ilişkin hüküm yoktur. Davacının dava ve istinaf dilekçesinde belirtmiş olduğu Bakanlar Kurulu kararında, davacının satın almış olduğu bağımsız bölümün kdv oranında herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Esasen davacı vekilince istinaf dilekçesinde de dava dilekçesinde ki beyanın sehven yapıldığı beyan edilmiştir.Satış sözleşmesinin yapıldığı tarih ile , bağımsız bölümün teslim edildiği tarihteki kdv oranı aynı oran olup davacıdan bu oranda kdv tahsil edildiği anlaşılmaktadır.Davacının satış bedelinin içerisindeki kdv nin %18 olarak hesaplanarak 1.000.000-TL olarak tesbiti edildiğine ilişkin iddialarının ispatı bakımından delil gösterilmemiştir.Aksine hem satış sözleşmesinde hemde müşteri bilgilendirme formu ve konut talep belgesinde KDV oranı %8 olarak açıkça belirtilmiş olduğundan bunun aksi tanık beyanı ile ispatı mümkün bulunmamaktadır. Ancak, dava da davalı olarak gösterilen adi ortaklığın tüzel kişiliği ve taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Adi ortaklık ortaklığı oluşturan ortaklarca veya bunlardan biri tarafından diğerine temsil yetkisi verilmesi halinde diğer ortağı da temsile yetkili ortak tarafından temsil edilebilir. Adi ortaklığın bu niteliği itibariyle ortakların mecburi takip ve dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Bu durumda tüzel kişiliği olmayan adi ortaklıkta takibin veya davanın da bütün ortaklara karşı yöneltilmesi gerekmektedir. Bu husus dava şartına ilişkin olup mahkemece re’sen nazara alınır. (Yargıtay 19 HD nin 2016/18129 esas , 2018/2500 karar sayılı ilamı) Bu itibarla; ilk derece mahkemesince davalı satıcı … A.Ş. yönünden ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur.Ancak HMK 114(1)-d hükmü gereği taraf ehliyeti dava şartı olduğu ,dava şartlarının re’sen nazara alınması gerekmektedir. Tüzel kişiliği bulunmayan adi ortaklık hakkında ki davanın bu sebeble reddi gerektiği halde davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de dosyada yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülerek; davanın reddine ilişkin hükmün kaldırılarak davalı … A.Ş. hakkındaki davanın ispatlanamadığından reddine, davalı adi ortaklık hakkında açılan davanın taraf ehliyeti yokluğundan reddine ilişkin yeniden hüküm verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/07/2018 Tarih 2018/180 Esas 2018/679 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “1-Davalı … A.Ş. hakkındaki davanın ispatlanamadığından reddine, 2-Davalı … Ortak Girişim Adi Ortaklığı hakkında açılan davanın HMK 115 gereği usulden reddine, İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40- TL karar ve ilam harcının mahkeme veznesine yatırılan 1.447,24-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla olan 1.392,84-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Davalılar vekili için takdir olunan 9.529,60- TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Davacı tarafça yatırılan 35,90-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Davacı tarafından yapılan istinaf yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.30/10/2020