Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/207 E. 2018/1093 K. 20.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/207
KARAR NO : 2018/1093
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2017
NUMARASI : 2014/991 Esas-2017/1249 Karar
DAVA : Sözleşmenin İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/09/2018 (23/10/2018 yazım tarihli )
Davanın kabulune ilişkin hükmün davalılar vekillerince ayrı ayrı istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette (%22,5) hisseye sahip iken hissesinin (%11,25) kısmını İst… Noterliği’nce tanzim edilen 04.11.2010 tarih ve … yevmiye nolu hisse devir sözleşmesi ile davalıya sattığını,ortakların aralarına dışarıdan dördüncü bir ortağı kabul etmeyecekleri ve hisselerinin tamamını satıp gidebileceğine dair beyanda bulunduklarını, devrin pay defterine işlenemediğini, müvekkili ile davalının aralarında yaptıkları gizli bir anlaşma ile müvekkili uhdesinde bulunup da 33.750-TL’lik kısma tekabül eden diğer hisselerin de satışı yapılmış gibi gösterilerek 04-11-2010 tarih ve … yevmiye nolu hisse devir sözleşmesinin pay defterine işlenmesini sağlamayı amaçladıklarını, 30.11.2010 tarihli devir sözleşmesinin tarafların gerçek iradelerini yansıtmadığını, amaçlarının 04.11.2010 tarihli hisse devir sözleşmesinin pay defterine işlenmesini sağlamak olduğunu, 2010/002 karar sayılı ortaklar kurulu toplantısında her iki hisse devir sözleşmesinin tescil ve ilanına, pay defterine işlenmesine, müvekkilinin ortaklıktan ayrılmış ve ibra edilmiş olduğuna oybirliğiyle karar verildiğini, 30.11.2010 tarih ve … yevmiye nolu hisse devir sözleşmesinde tarafların iradelerinin satış olmadığını,30.11.2010 tarihinde taraflarca şahitler huzurunda “Satış Sözleşmesi” başlıklı yazılı bir belge düzenlendiğini, bu belge ile şirket sermayesinin % 11,25 ‘inin müvekkiline ait olduğunun kayıt altına alındığını, davalı şirket ortaklarınca alınan 08.04.2011 tarihli ve 2011/4 sayılı kararla kötüniyetle şirket ortaklarının 10 yıl süre ile bu süre içinde sadece ortaklar arasında hisse devri yapılabileceğini karar altına aldıklarından hisselerini geri alamadığını , hukuksal ihtilafta taraf muvazaası söz konusu olduğunu, 04.11.2010 tarih ve … yevmiye nolu hisse devir sözleşmesi ile devredilen hisselerin pay defterine işlenmesi ve tescilini şirketin diğer ortaklarını yanıltma ve aldatma saiki ile düzenlenen 30.11.2010 tarihli sözleşme ile sağladıklarını, 30.11.2010 tarihli ve … yevmiye nolu hisse devir sözleşmesinin taraflar arasında sonuç doğurmayan geçersiz bir sözleşme olduğunu iddia ederek; müvekkili ile davalı … arasında yapılmış bulunan 30.11.2010 tarih ve …yevmiye nolu limited şirket hisse devir sözleşmesinin geçersizliğine ve iptaline, davalı … adına kayıtlı %11,25 hisse kaydının iptali ile bu hisselerin davacı … adına şirket ortaklar pay defterine işlenip tescil ve ilanına karar yerilmesini talep etmiştir.
CEVAP:1-Davalı … Onalan vekili; davacının şirkette mevcut %22,5 oranındaki hissesinin %11,25’e tekabül eden kısmını 04-11-2010 tarih ve … yevmiye nolu kalan kısmını da 30-11-2010 tarih ve … yevmiye nolu limited şirket hisse devir sözleşmesi ile müvekkiline devrettiğini, satış bedelinin ödendiğini, davacı tarafından 3 nolu delil olarak sunulup 30.11.2010 tarihinde düzenlendiği iddia olunan şirket sermayesinin %11,25’inin davacı …’na ait olduğunu belirten sözleşme üzerinde tarih olmadığını, davacı tarafın iddia ettiği gibi bir muvazaa sözleşmesinin bulunmadığını, tarihsiz sözleşme içeriğinin ilk hisse devrinden sonra düzenlendiğini, belirtilen düzenleme tarihini ayrıca ve açıkça kabul etmediklerini, 30.11.2010 tarih ve … yevmiye nolu hisse devir ve temlik sözleşmesinin davacının dayandığı tarihsiz belgeyi bertaraf ettiğini, tarafların gerçek iradeleri ve nihai hedeflerinin …’nun şirketteki tüm pay ve haklarının …’a devri olduğunu, muvazaa iddiasının muvazaalı işlemin taraflarından biri tarafından ileri sürülmesi halinde iddianın ancak yazılı delille ispatlanabileceğini,sözleşmenin gerçek bir satış sözleşmesi olduğunu,haksız ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalı şirket vekili ; hisse devrinin şekil ve geçerlilik şartlarının eTTK m.520’de düzenlendiğini, düzenlemeye göre pay devrinin şirket açısından hüküm ifade edebilmesi için şirkete bildirim ve pay defterine kayıt şartı arandığını, devir için gerekli tüm prosedürün müvekkili firma tarafından işletildiğini, davacı ile diğer davalı … arasında düzenlenmiş Satış Sözleşmesi başlıklı şirket sermayesinin %11,25’inin davacı …’na satılacağına dair yazılı belgenin müvekkili ile ilişkilendirilemeyeceğini, TTK’nın m. 520/5’de payın devri veya devir vaadi hakkındaki mukavelenin yazılı şekilde yapılmış ve imzası/noterce tasdik ettirilmiş olmadıkça ilgililer arasında dahi hüküm ifade etmeyeceğinin hüküm altına alındığını, taraflar arasında dahi hüküm ifade etmeyen bu belgenin müvekkili yönünden de herhangi bir hüküm ifade etmediğini, payını devretmek isteyen ortağın diğer ortakların muvafakat etmemeleri halinde şirketin feshini veya şirketten çıkmasına müsaade edilmesini isteyebileceğini, yasal bir hakkını kullanmayan davacının taraf muvazaası iddiasına dayanamayacağını, müvekkili firmanın şirkete bildirilen pay devrini kanunun aradığı şekil şartlarına uygun olarak yerine getirdiğinden müvekkili firma yönünden davanın reddi gerektiğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece,sunulan 30/11/2010 tarihli “satış sözleşmesi” başlıklı taraflarca imzalanmış adi yazılı belgede “…hissedarlarından …, %22,5 hissesinin yarısına tekabül eden şirketin % 11,25 hissesini bedelini nakit olarak …’na satmıştır. İşbu satış sözleşmesinin imzalandığı tarihten itibaren, şirketin %11,25 hissesini koşulsuz ve şartsız olarak …’nun malı olmuştur, …’ın bu %11,25 hisse üzerinde herhangi bir hakkı kalmamıştır” beyanına yer verilmiştir.Davalı tarafça 30/11/2010 tarihli belgedeki imza ve beyanların inkar edilmediği sadece belgenin tarihsiz olarak yazıldığı ve hisse devir sözleşmesinden önce yapıldığının savunulduğu anlaşılmakla; söz konusu belgenin imzası inkar edilmemiş adi yazılı belge olduğu ve kesin delil niteliğinde bulunduğu ve davacı tarafça muvazaa iddiasının ispat edildiği ,davalı tarafça söz konusu belgenin tanziminden sonra, davacının davalıdan bedelini alarak noter huzurunda bakiye hisselerini de devrettiğini ve belgenin yok hale geldiğini savunmuş ise de; belgede yazan metin içeriğinden davalının hisse miktarının %22,50 olarak belirtilmesi nedeniyle belgenin ikinci devir ile aynı gün veya sonrasında yapıldığı, ikinci devrin muvazaalı olması nedeniyle de söz konusu belgeyi düzenleyerek muvazaalı devredilen ikinci %11,25 lik kısmın davacıya ait olduğunun belirlendiği,davacı tarafça muvazaa iddiasının kesin delille ispat olunduğu gerekçesiyle davanın kabulune karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:1-Davalı … vekili;adi yazılı senede dayanılarak hüküm tesis edilmesinin yasaya ve usule aykırı olduğunu, mahkeme dosyasına sunulan bilirkişi raporlarının tamamında muvazaa iddiasının kanıtlanamadığının bilirkişilerce kabul edilmişken, aykırı karar tesisinin hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafça ortaya konulan kurgunun maddi ve hukuki gerçeğe aykırı olduğunu, tarih kısmında davacının tek taraflı yapmış olduğu tahrifat nedeniyle sözleşmenin geçersiz olduğunu, kanunun öngördüğü şekil şartlarının haiz olmadığı, devir beyanının hukuken geçersiz olduğunu, hukuken geçersiz olan sözleşmeye dayanılarak muvazaa iddiasının kabul edilmesinin yasaya aykırı olduğunu, davacının muvazaa nedeni ile devrin geçersiz olduğu yönündeki beyanlarının kabul edilse dahi ki asla kabul edilmediğini böylesi bir beyanın hukuki korumadan ari olacağını belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalı şirket vekili; mahkemece davacı yanın diğer davalı … ile aralarında düzenlenmiş olan Satış Sözleşmesi başlıklı şirket sermayesinin %11.25’inin davacı …’na satılacağına dair yazılı belgeyi esas alarak hüküm kurulmuş ise de, iş bu belgenin esas alınarak müvekkili şirket aleyhine hüküm kurulamayacağını, davacı yanın, belge ibrazını kendisi sunduğuna göre içeriğini de kabul etmiş olduğunu, yerel mahkemece gerekçeli kararda esas alınan satış sözleşmesinin hisselerin iptaline yönelik olmadığını, taraflar arasında düzenlenen Satış Sözleşmesi’nin de usulüne uygun şekilde noterden düzenlenmediği için davacıya bir ortaklık hakkı verecek nitelikte olmadığını, bu nedenle de taraflar arasında dahi hüküm ifade etmeyen belge ile şirket yönünden de herhangi bir hüküm ifade etmediğini, dosyada mevcut delillere aykırı olarak davanın kabulüne dair hüküm kurulmasının yasal olmadığı gibi dosya kapsamına da uymadığından davanın kabulüne dair hükmün kaldırılmasına, müvekkili şirket yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davaya konu davacı hisseleri; İst…. Noterliği’nin 30.11.2010 tarihli….sayılı hisse devir sözleşmesi ,ortaklar kurulunca muvafakat edilmek suretiyle davalı şiketin pay defterine işlenmiştir.Davacının iddiası daha evvel yapılan ancak diğer ortaklarca muvafakat edilmediğinden gerçekte %11.25 pay devredilmek istendiği halde devir tamamlanamadığından bu kez hisselerinin tamamını devreder görünerek pay devrinin sağlanabildiği, ancak gerçekte hisselerinin yarısını devrettiğine dair harici yazılı belge tanzim ettiklerini bildirerek satış sözleşmesi başlıklı yazılı belge ibraz etmiştir.
Davacı isteminde pay defterine kayıt ve tescil de istediğinden şirkete de husumet yöneltilmesi gerekmektedir.İst.Anadolu C. Başsavcılığının 2014/66958 sayılı dosyada yapılan soruşturma sonunda davacı vekilinin ibraz ettiği belgenin sahte olarak düzenlenip düzenlenmediği mahkemece tespit edileceği gerekçesi kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacı vekilinin ibraz ettiği adi yazılı belge ” Satış Sözleşmesi ” başlıklı metninde ” … Tic. Ltd. Şirketi’nin hissedarlarından.. %22,5 hissesinin yarısına tekabül eden şirketin %11,25 hissesini, bedelini nakit alarak …’na satmıştır. İşbu satış sözleşmesinin imzalandığı tarihten itibaren, şirketin %11,25 hissesi koşulsuz ve şartsız olarak … ‘nun malı olmuştur. …’ın bu % 11,25 hisse üzerinde herhangi bir hakkı kalmamıştır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Davacı ve davalı sözleşme içeriğini kabul etmektedir. Davalı … vekili bu sözleşmenin ilk hisse devir tarihinden sonra düzenlendiğini davacı vekilinin tarihsiz bu belgeye sonradan ikinci hisse devir tarihi olan 30.11.2010 tarihini yazdığını , ilk hissenin devir alındığını tespit amacı ile düzenlendiğini savunmuştur.Davacı vekili de 26.4.2014 tarihli dilekçesinde işbu belge deki” 30.11.2010″ tarihinin tarih atılmadığını farkettiğinden müvekkili tarafından sonradan doldurulduğunu kabul etmiştir.
Taraflar arasında imzalanmış resmi senet niteliğinde hisse devir sözleşmesinin muvazaalı yapıldığı iddiası taraf muvazasına yönelik olduğu için kesin delille ispatı gerekir.Belgenin ne zaman düzenlendiği hususunda taraflar arasında mutabakat yoktur.Ancak belge içeriğinde davalı … %22,5 hisse sahibi olarak tanımlanmakta ve gösterilmektedir. Devrin onaylanmasına ilişkin ortaklar kurulu kararı 1.12.2010 tarihlidir.Buna göre belgenin hisselerin tamamı devredildikten sonra 30.11.2010 tarihinden sonra düzenlendiğinin kabulü gerekmektedir.Zira muvaazanın kısmi devri kabul etmeyen şirket ve diğer şirket ortaklarına karşı yapıldığı iddia edildiğine göre ve diğer ortaklar belgede taraf olmadıklarına göre belge içeriğinde hisselerin tümünü devralan davalı gerçekte hisselerin yarısını devraldı ise neden davalı …’ın %22.5 hissedar olarak gösterildiğinin bir izahı da olmayacaktır.
Adi yazılı belge de …ltd hissedarlarından (davalı) … % 22,5 hissesinden %11,25 ‘ini (davacı) … na sattığını beyan etmektedir. Yani adi yazılı belgeye göre davalı … şirketin %22,5 oranında hissedarı olmuş ve sonrasında bu hissenin %11,25’ini davacıya geri satmıştır. Davacının tüm hissesini sattıktan sonra % 11.25 oranını geri satın aldığı sonucuna ulaşılmaktadır. Belgede, muvaazalı olduğu iddia edilen ikinci hisse devrinin gerçek olmadığına ya da muvazaa yapıldığına dair hiç bir ibare bulunmamaktadır.
6762 sayılı TTK 520. maddesi (yeni TTK 595 md ) gereğince hisse pay devri yazılı şekilde imzası noterlikçe onaylı sözleşme ile yapılmalıdır. Bu husus geçerlilik koşuludur.Adi yazılı şekilde düzenlenmiş sözleşme ile davacının davalı şirkette pay iktisabı mümkün olmadığı ,hisselerini devreden davacının devir işleminin muvazaalı olduğunu ispat edemediği ,davacı talebi ile %11,25 hissenin davacı adına tescili talebinin kabulü ile ile 6762 sayılı TTK 520 (595) maddesinde hisse devri için öngörülen imzası noterce onaylanmış hisse devir sözleşmesi ve ortaklarca muvafakat verilmesi koşulunun mahkeme kararı ile ortadan kaldırılmış olacağı sonucuna varıldığı ,limited şirket pay devrine ilişkin kuralların emredici olduğu gözetilerek davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi yerinde görülmediğinden ,davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜNE; İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/12/2017 Tarih, 2014/991 Esas-2017/1249 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA;
“İspatlanamayan davanın REDDİNE”,
“İlk Derece Yargılamasına İlişkin Olarak;”Alınması gereken 35,90- TL karar harcının,yatırılan 17.077,50- TL peşin harçtan mahsubu ile fazla olan 17.041,60- TL harcın davacıya hüküm kesinleştiğinde talep halinde iadesine,
Davalılar … vekili ve … Ticaret Limited Şirketi vekili için takdir edilen 53.950- TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, davalı … tarafından yapılan 36,10- TL ve davalı şirket tarafından yapılan 50- TL yargı giderinin davacıdan alınarak adı geçen davalılara ayrı ayrı ödenmesine.
Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avanslarının yatıran taraflara iadesine”
İstinaf yoluna başvuran davalı … tarafından yatırılan 17.100- TL istinaf harcının yatırana iadesine,
İstinaf yoluna başvuran davalı … Ticaret Limited Şirketi tarafından yatırılan 17.077,50- TL istinaf harcının yatırana iadesine,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 20/09/2018