Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2065 E. 2021/1264 K. 08.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2065
KARAR NO: 2021/1264
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/05/2018
NUMARASI: 2014/1375 Esas-2018/596 Karar
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/09/2021
Davanın kabulüne dair kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili; müvekkili banka müşterisi … Ltd. Şti.nin, kullandığı krediler nedeniyle bankaya yaklaşık 1.700.000.-TL kredi borcu bulunduğunu, bu kredi tesisinde, …Ltd. Şti.nin, davalı nezdinde doğmuş alacaklarının müvekkili bankaya temlik edildiğini, yapılan temlik sözleşmelerinin davalıya gönderildiğini, davalı tarafından temlik sözleşmesi uyarınca ödemenin müvekkili bankaya yapılacağı ve alacakların ödeme tarihlerinin fatura bazında müvekkili bankaya bildirildiğini, davalı şirketin bu bildirimi üzerine müvekkili banka tarafından kredi kullandırırını yapıldığını, dava konusu temlik sözleşmelerinden; 17/07/2014 tarihli, İzmir … Noterliği’nce …108 yevmiye sayılı temlik sözleşmesi ile …Ltd. Şti.nin davalı şirketten toplam 7 adet fatura karşılığı 340.882,64-TL’lik alacağın, 18/07/2014 tarihli, İzmir … Noterliği’nin …25 yevmiye sayılı temlik sözleşmesi ile … Ltd. Şti.nin davalı şirketten toplam 7 adet fatura karşılığı 296.771,71-TL.lık alacağın,22/07/2014 tarihli, İzmir … Noterliği’nin … yevmiye sayılı temlik sözleşmesi ile … Ltd. Şti.nin davalı şirketten toplam 11 adet fatura karşılığı 619.038,58.- TL’lik alacağının müvekkili bankaya temlik edildiğini, bu sözleşmenin de aynı tarihte davalı şirkete ibraz edildiğini, davalı şirketin bu temlik sözleşmelerini kayıtlarına islediğini. … Ltd. Sti. nin bu alacağının bulunduğunu, alacak üzerinde herhangi bir kısıtlama, ödemeyi engelleyici kayıt olmadığını, temlik tutarının müvekkili banka hesaplarına 14/08/2014 ve 21/08/2014 tarihlerinde ödeneceğini müvekkili bankaya bildirdiğini, Davalı şirket tarafından 21/08/2014 tarihinde ödeneceği ifade edilen fatura bedellerinin bu tarihte ödenmemesi üzerine, müvekkili banka tarafından davalı şirkete Bornova … Noterliği’nden 22/08/2014 tarihli, … sayı ile ihtarname keşide edilerek, ödenmeyen toplam 1.135.959,41-TL temlik bedelinin ödenmesinin talep olunduğunu, davalı şirketin Beşiktaş … Noterliği’nin … sayılı 05/09/2014 tarihli ihtarname cevabında, “… Ltd. Şti.nin keşideci şirkete (davalı şirkete) karşı 01/08/2014 tarihinde muaccel olan 933.906,06.-TL borcu ile müvekkil şirketten olan temlik konusu alacağı yasal temelde takas/mahsup işlemine konu edildiğinden, 6098 sayılı TBK. 188/2 çerçevesinde mahsup işlemi sonucunda bakiye alacak tutarı 202.053,35-TL’nin” ödeneceğinin ifade edildiğini, 05/09/2014 tarihinde, gecikmeli olarak 202.053,35-TL müvekkil bankaya ödendiğini, takas/mahsup haklarından hiç bahsetmediklerini, en azından bu haklarını saklı tutmadığını, davalı şirket TBK 188/2 maddesine dayanarak ödemeyi yapmayacağını bu yazıda müvekkiline bildirmesi gerektiğini, davalının bu açık yazılı irade beyanlarından sonra, beyan değiştirerek ve TBK 188/2 maddesine dayanarak, temlik bedelini takas/mahsup işlemine konu edildiğinden ödemeyeceğini ileri sürmesinin haklı bir dayanağı bulunmadığını, öte yandan, davalı şirket temliği öğrendiği tarihte, … Ltd. Şti. lehine alacak doğduğunu ve muaccel olduğunu, bu nedenle, TBK’ nun 188/2 maddesinin uygulanmasının da mümkün olmadığını, dava konusu yapılan 902.994,65-TL’nın 902.018,9-TL’sının, davalının ödemediği temlik bedeli olup, 975,66-TL.sının ise, 21/08/2014 tarihinde ödenmesi gereken 202.053,35-TL temlik bedelinin 05/09/2014 tarihinde ödenmesi nedeniyle işlemiş T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı avans faizi oranından hesaplanmış temerrüt faizi olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, 902.018,99-TL’nın 21/08/2014 tarihinden itibaren, 975,66-TL nın dava tarihinden itibaren işleyecek T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı değişen oranlardaki avans faizi oranında temerrüt faizi ile birlikte davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; dava dışı …ltd.şti ile davalı müvekkili arasında geçmiş yıllardan bu yana devam eden bir Nakliye Sözleşmesinin mevcut olduğunu, dava dışı …’ın müvekkili …’nin ürünlerinin nakliyatını yapıp, fatura tutarlarını …’ye göndermekte olduğunu, faturaların tanzim ve ödeme vadelerinin farklı olduğunu, ödeme vadelerinin tanzim tarihinden en az 1 ay sonra olduğunu, faturalardan vadesi en erken olanının 14/08/2014 tarihli, diğerlerinin ise 21/08/2014 tarihli olduğunun temlik kapsamıyla dahi belli olduğunu, davacı bankanın, … ile aralarında yaptıkları 17/7, 18/7 ve 21/7/2014 tarihli temlik sözleşmelerini, davalı … şirketine bildirdiğini, davalı … şirketi ise, aynı tarihleri taşıyan davacı bankanın başlıklı kâğıdına bizzat banka tarafından yazılan cevap yazılarında, “… Şirketinin belirtilen tutarlarda fatura alacağının olduğunu, söz konusu alacak üzerinde herhangi bir haciz, rehin, temlik veya takyidat olmadığını, temlik sözleşmesi gereğince temlik tutarının vadesinde bankanın belirtilen hesabına ödeneceğini bildirmiştir.” gerek temlik bildirimi tarihinde, gerekse davalının buna ilişkin beyanı sırasında söz konusu alacak tutarlarının, muaccel (talep edilebilir, vadesi gelen) bîr alacak olmadığını, Bu beyan yazılarından sonraki dönemde, dava dışı … şirketinin Tırları ve diğer taşıma araçları 3.kişilerce haczedilip, bağlandığı için Nakliye Sözleşmesinde davalı …’ye karşı taahhüt ettiği taşıma işlerini yerine getiremediğini, temlik eden şirketin, sözleşmede kararlaştırılan nakliye yükümlülüğünü yerine getirememesinden dolayı, davalı … şirketinin, bayilerine ve satış noktalarına ürünleri zamanında yetiştirebilmek için, başka nakliye firmalarından araç istemek zorunda kaldığını ve bu firmalara fazladan ödemeler yapmaya mecbur bırakıldığını, … ile imzalanan Nakliye Sözleşmesinin (5.3.3) nolu maddesi uyarınca, …’ın her hangi bir nedenle tasımavı yapamaması durumunda başka şirketlere tasıma yaptırılacağı ve nakliyeden doğacak fiyat farklarından dolayı dava dışı … şirketinin sorumlu olacağını, aynı sözleşme hükmüne göre, …’nin uğrayacağı zararların da …’a fatura edileceği ve fatura tutarının cari hesapdan doğrudan mahsup edileceğinin kabul edildiğini, bu çerçevede fatura farkı ödemeleri toplamının 01/08/2014 tarihi itibariyle 933.906,06- TL olduğundan, bu fiyat farkı dava dışı …’a faura edilerek hesabından mahsup edildiğini, temlik alanın, temlik edenin talep edebileceğinden fazlasını talep edemeyeceğini, temlik eden tarafın imzaladığı sözleşme koşullarına temlik alanın da tabi olduğunu, davacı tarafın mahsup hakkının saklı tutulmadığına dair iddiasının anlaşılamadığını,mahsubun tek taraflı bir işlem olup, alacak ve borcu sonlandıracağını ,mahsup eticesinde kalan tutar 5/9/2014 tarihinde davacıya ödendiğinden müvekkili şirketin davacıya borcunun olmadığını, mahsup hakkının saklı tutulmadığına dair iddianın temelsiz ve gayrı hukuki olduğunu, davalı …’nin beyan yazısının, bildirim tarihinde faturalara konu olan ve vadesi henüz gelmemiş bulunan (müeccel) temlik konusu alacak tutarları üzerinde bir haciz veya takyidat olmadığı ve vadesi geldiğinde alacağın var olması durumunda ödeneceği ile ilgili ve sınırlı olup, .. bakımından bağımsız bir borç taahhüdü olmadığını, davalı … şirketinin, temlik edene karşı ileri sürebileceği tüm savunma ve iddiaları, devralana karşı da ileri sürme hakkına sahip olduğunu, müvekkilinin davacıya hiç bir borcu bulunmadığından haksız ve yersiz açılan davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; temlik belgesi ve banka kayıtlarından davacının talep ettiği miktardan fazla temlik alacağına sahip olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile; taleple bağlı kalınarak 902.018,99-TL’nin 21/08/2014 tarihinden işleyecek avans faizi ile 975,66-TL’nin ise dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; davacı tarafından, bu konuda vadesi gelmemiş olsa da temliknamenin fatura borçlusuna iletilip, o gün itibariyle fatura alacağının olduğuna ilişkin bir teyit alınmasının, fatura borçlusunu bağımsız bir borç yükümlüsü haline getirdiği ileri sürülmekte olup, müvekkili davalı şirketin ise, buna karşılık, temlik eden ile aralarında bir sözleşme bulunduğunu, cari hesap şeklinde karşılıklı alacak borç ilişkisinin doğduğunu, faturaların vadeli alacak içerdiğini, bu konuda taraflar arasında da bir ihtilaf bulunmadığını, teyit yazısının vadeden yaklaşık bir ay öncesindeki durumu içerdiğini,teyit tarihi ile vade tarihi arasındaki bir aylık sürede kendi alacaklarının da temlik edene karşı cari ilişki temelinde doğduğunu, bunun taraflar arasındaki sözleşmenin 5.3 nolu maddesine dayandığını ve temlik edene karşı ileri sürebileceği takas/ mahsup itirazını temlik alana karşı da sürme hakkının bulunduğunu ve mahsup neticesinde kalan bakiyeyi temlik alana ödediğinden, faturalardan dolayı dava tarihinde ne temlik edene ne de temlik alan davacıya karşı bir borcunun bulunmadığını savunduğu, mahkemenin gerekçesiz bir şekilde davayı kabul ettiğini bildirerek, kanuna aykırı olan ve hukukun uygulanmasında hata içeren usule aykırı nitelikteki kararın bozularak kaldırılması ve yeniden yapılacak yargılama neticesine göre davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: İstinafa konu uyuşmazlıkda çözümü gereken husus ; alaacğın temliki bildirildiğinde ileri sürülmeyen defiler nedeniyle daha sonra temlik edilen alacağın borçlunun alacağı ile takas edilip edilemeyeceği noktasındadır. TBK nun 188.maddesi”borçlu devri öğrendiği sıra da devredene karşı sahip olduğu savunmaları ,devir alana karşı da ileri sürebilir. Borçlu ,devri öğrendiği anda muaccel olmayan alacağını ,devredilen alacaktan önce veya onunla aynı anda muaccel olması koşuluyla borcu ile takas edebilir.” TBK nun 188.maddesi ışığında taraflar arasında temlik sözleşmesi yapıldığı sırada hal ve durumlarının kronolojik sıra ile incelenmesi gerekmektedir. Dava dışı temlik eden alacaklı ile davalı borçlu arasında davalının kabulü ile sabit olduğuna göre; … ürünlerinin taşınması konusunda uzun zamandır süre gelen bir taşıma ilişkisi mevcut olup temlik eden şirket İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/674 esas sayılı dosyasında 29.8.2014 tarihinde grup şirketleriyle birlikte iflasın ertelenmesi talebinde bulunmuştur.İflasın ertelenmesi talebi borca batıklık bildirimidir. Borca batıklık bildirimi 29.8.2014 tarihinde yapılmış ancak ,bir günde gelişecek bir durum olmadığı dikkate alındığında davalının uzun yıllardır ticari ilişkide bulunduğu taşıyıcı şirket ekonomik zorluk içindedir. Nitekim 1.4.2015 tarihinde şirketin iflasına karar verilmiş ve davalı iflas erteleme dosyasına müdahil olarak katılmamıştır. İlk olarak; davacı banka ile 13.2.2013 tarihinde …’ın asıl borçlu ,birlikte iflas erteleme talep edilen grup şirketlerinin müteselsil kefaletinin alındığı genel kredi sözleşmesi ve yine grup şirketlerinin asıl borçlu, …’ın müteselsil kefili bulunduğu 3.000.000-TL bedelli genel kredi sözleşmeleri imzalanmıştır. Bu kapsamda davacı banka ile dava dışı şirket kredi ilişkisine girmişlerdir. 17.7.2014 tarihli temlikname ile alacaklı 7.7.2014-16.7.2014 tarihleri arasında davalı adına düzenlenen toplam bedeli 340.882-TL,vadeleri 14.8.2014-21.8.2014 tarihleri olan 7 adet faturadan kaynaklanan alacağını davacıya temlik etmiştir. Temlik davalıya aynı gün bildirilmiş,davalı 17.7.2014 tarihli cevabi yazısında ; alacak üzerinde haciz,rehin,temlik veya takyidat bulunmadığını temlik tutarını davacı bankaya ödeyeceklerini teyit etmiştir. 18.7.2014 tarihli temlikname ile ; 7.7.2014 17.7.2014 tarihleri arasında düzenlenmiş toplam bedeli 296.771,71-TL bedelli 7 adet vadeleri 14.8.2014-21.8.2014 olan fatura muhteviyatı alacak temlik edilmiş,davalı yine yukarıda yazılı içerikde ki 18.7.2014 tarihli yazısı ile teyit vermiştir. Yine 22.7.2014 tarihli temlikname ile 619.038,58-TL tutarlı alacak temlik edilmiş,davalı yine aynı içerikde temlik konusu alacağı teyit etmiştir. 22.8.2014 tarihli ihtarname ile davacı tarafından alacak talep edildiğinde ; 5.9.2014 tarihli cevabi ihtarname ile 1.8.2014 tarihinde muaccel hale gelen 933.906,06-TL alacak ile temlik edene ait borçlarını takas mahsuba konu ettiklerini bakiye alacak tutarı 202.053-TL yi ödeyeceklerini bildirmişlerdir. Davalı takas hakkını temlik eden ile imzaladığı sözleşmenin 5.3.3.maddesine dayandırmaktadır.Bu hükme göre ,taşıyıcının ifa edemediği taşımalar üçüncü taşıyıcılara yaptırılacak ancak ,arada ki fark taşıyıcıya fatura edilecektir. Ancak yukarıda yazıldığı üzere ; ekonomik zorluk içerisinde bulunan taşıyıcının ihlallerinin temlik sözleşmelerinin teyitleri yapıldıktan sonra başladığını kabul de hayatın olağan akışına uygun bulunmamaktadır. Davalı 1.8.2014 tarihinde düzenlediği faturası ile 933.906,06-TL “sözleşme ihlali” açıklaması ile takasa konu ettiği alacak için fatura düzenlemiştir .Son teyit yazısından bir hafta sonra takasa konu ettiği alacağın doğduğu bildirilmiştir. Davalı şirket ticari defterlerinin incelenmesinde ise ; 17.7.2014 tarihli teyit yazısı tarihinde … alacağının 8.506.512-TL ,18.7.2014 tarihinde 8.342.911-TL,22.7.2014 tarihinde 9.093.663-TL ,takasın yapıldığı tarih olan 1.8.2014 tarihinde 5.711.196,79-TL iken önce 933.906,06-TL fatura,31.8.2014 tarihinde 750.643-TL borç kaydı yapıldığı ,11.8.2014 -31.8.2014 tarihlerinde herhangibir açıklama yapılmaksızın 4.348.466-TL tutarlı 15 kalem daha borç kaydı yapılarak temlik edenin alacağı sıfırlandıktan sonra davalının alacaklı duruma geçtiği anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamına göre ; davalının temlik bildirimi yapıldığında dava dışı şirketin temlik tutarını aşan miktarda alacaklı olduğu; takas hakkı bulunduğunu bildirmediği , davalının hiç bir engel olmadığını bildirerek davacının temlik eden şirkete kredi verilmesini sağladığı ,hemen akabinde önce düzenlediği iki adet fatura ,arkasından teyit tarihlerinde muaccel olmayan 4.348.466,67-TL alacağını açıklama yapmaksızın borç kaydı yaparak sildiği gerçeği karşısında TBK 188/2 maddesi koşullarını taşımayan takas hakkı bulunduğu savunmasının dinlenemeyeceği kanaatına varılmıştır. Açıklanan nedenlerle; davalının temlik tutarını, vadesinden sonra ödediği bedelin faiziyle sorumlu tutalmasında isabetsizlik görülmemiş olup,hükme yönelik istinaf nedenleri yerinde olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 61.683,56-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 15.402-TL harcın mahsubu ile bakiye 46.281,56‬-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 08/09/2021