Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2058 E. 2020/829 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2058
KARAR NO : 2020/829
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/05/2018
NUMARASI : 2014/236 Esas 2018/466 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/09/2020
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili bankanın Galata Şubesi ile dava dışı kredi borçlusu … arasında imzalanan kredi sözleşmelerine istinaden kullandırılan krediler için davalının maliki olduğu taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiğini, davalının ipotek resmi senedinin 3. maddesine göre müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, yetki sözleşmesi gereği davalının yetkiye yönelik itirazlarının yerinde olmadığını, kredilerin ödenmemesi üzerine davalıya gönderilen ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine başlatılan İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde; davacı bankaya borcu bulunmadığını, genel kredi sözleşmesinde isminin ve imzasının bulunmadığını, taraf olmadığı sözleşmeden dolayı sorumlu tutulamayacağını, aynı ipotekten dolayı İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi açıldığını, derdestlik itirazında bulunduğunu, davacı bankaya verilen ipoteğin eş rızası olmadığından dolayı eş muvafakatnamesinin sahte olduğunun savcılık tarafından tespit edildiğini, bu nedenle de sorumlu olmadığını ileri sürerek, davanın reddine, davacının kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, asıl borçlu ve kredi sözleşmesine ipotek resmi senedi gereği müteselsil sorumlu olan davalı hakkında girişilen ilamsız icra takibinde, benimsenen bilirkişi raporu ile tespit edilen likit alacak miktarlarından taleple bağlı kalınarak 84.000,-TL alacak miktarına yönelik, davalı borçlunun vaki itirazının haksız olduğu ve İ.İ.K.’nun 67.maddesi gereğince iptalinin gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalı borçlunun İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyasında taleple bağlı kalınarak ve tahsilde tekerrür olmamak üzere 84.000,00 TL’ye yönelik itirazının iptaline, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı asil; kredi sözleşmesinde taraf veya kefil sıfatının bulunmadığını, Büyükçekmece 1.Aile Mahkemesi kararıyla ipoteğin kaldırıldığını, ipotek akdinin geçersiz hale geldiğini, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, davacının aynı ipotek belgesine dayanarak daha önce icra takibi açtığından derdestlik veya mükerrer takip söz konusu olduğunu, ihtarnamenin tarafına usulüne uygun tebliğ edilmediğini, kendisinin sadece ipotek maliki olduğunu kabul eden davacının iddiasını genişleterek şahsi sorumluluğu iddia etmesinin hukuken mümkün olmadığını, bütün resmi kayıtlarda sadece ipotek maliki olduğunu, soruşturma sırasında eş muvafakatnamesinin sahte olduğunun anlaşıldığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bilirkişi raporunda ipotek kapsamında kullandırılan kredi miktarının 7.229,76-TL olup, davacı bankanın anılan kredi hesabındaki alacaktan dolayı talepte bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, güncel borç miktarı tespit edilmeden, yapılmış ödeme olup olmadığı belirlenmeden davacının iddiasına itibar edildiğini, bilirkişi raporunda, davacı bankanın hangi tarihler arasındaki ekstreleri sunduğu belirtilmediği gibi, bankaya ait defterlerin tamamının incelenmediğini, davacının iyi niyetli olmadığını bildirerek, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın reddine, davacı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı taraf, ipotek resmi senedinin 3. Maddesi gereğince müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatını haizdir. İpotek Resmi Senedinin 3. Maddesi “İpotek verenler ipotek kapsamında kullandırılan kredilerden kaynaklanan borçlarının, alacaklı bankaya geri ödenmesinden müteselsilen sorumlu olduklarını, ayrıca İpotek verenler, ipotek kapsamındaki gayrimenkullerdeki bir veya bir kısmı üzerindeki ipoteğin, fek edilmesi halinde, diğer gayrimenkuller üzerindeki ipoteğin, resmi senetteki şartlarla aynen devam edeceğini, Bankaca kısmi fek işlemi için ayrıca muvafakatlarının alınmasına yer olmadığını kabul ettiğini beyan ve taahhüt ederler.” şeklinde düzenlenmiştir. Söz konusu resmi senet 28/06/2012 tarihinde taraflarca akdedilmiştir ve geçerlilik şartları bakımından 818 sayılı Borçlar Kanunu’na tabidir. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda kefaletin şekli 484. Maddede düzenlenmiştir.Borçlar Kanunu Mad. 484 ; Kefaletin sıhhati, tahriri şekle riayet etmeğe ve kefilin mes’ul olacağı muayyen bir mikdar iraesine mütevakkıftır. Bu maddeye göre sözleşmenin yazılı olması ve kefil olunan miktarın belirli olması temel şartlardır. İpotek resmi senedinde de söz konusu şartlar yerine getirildiğinden resmi senetteki bu hüküm ile borçlulardan davalı … müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatına haizdir ve ortada 818 sayılı Borçlar Kanunu’na uygun şekilde düzenlenmiş bir kefalet sözleşmesi bulunmaktadır. 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren ve önceki kefaletlere uygulanmayacağı hususunda öğreti ve uygulamada fikir birliği bulunan TBK m.583 uyarınca kefilin bazı hususları el yazısı ile yazması ve eşinin rızası burada aranmayacaktır.Borçlar Kanunu Mad. 487 Müteselsil kefalet ; Kefil, borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatı ile veya bu gibi diğer bir sıfatla borcun ifasını deruhde etmiş ise alacaklı asıl borçluya müracaat ve rehinleri nakde tahvil ettirmeden evvel kefil aleyhinde takibat icra edebilir. Söz konusu madde gereğince kefil, borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek borçlu sıfatı ile veya bu gibi diğer bir sıfatla borcun ifasını üstlenmiş ise alacaklı asıl borçluya müracaat ve rehinleri paraya çevirmeden evvel kefil aleyhinde takip yapabilecektir. 818 sayılı Borçlar Kanunu da bu işleme izin vermektedir.Alınan bilirkişi raporunda; davacı banka tarafından, dava dışı kredi borçlusu … kullandırılan kredilerin teminatı olarak 250.000 TL üzerinden davalının maliki olduğu taşınmaz üzerine 1.derecede ipotek tesis edildiği, ipotek resmi senedinin 3. maddesine göre ipotek kapsamında kullandırılan kredilerden kaynaklanan borçların bankaya geri ödenmemesinden kaynaklı davalının müteselsilen sorumlu olduğu, takip tarihi itibariyle davacı bankanın alacağının 164.904,01 TL olarak hesaplandığı, takip tarihinden itibaren borç ödeninceye kadar asıl alacak tutarı üzerinden talep edilen %48 ve %30,24 temerrüt faizleri ile faizin %5 gider vergisinin istenebileceği tespit edilmiştir.Somut olayda; taraflar arasındaki Genel Kredi Sözleşmeleri kapsamında, davacı banka tarafından dava dışı kredi borçlusuna kullandırılan ve ödenmeyen kredilerin fer’ileriyle birlikte tahsili için alacaklı davacı tarafça, kredi sözleşmesi için davalı maliki olduğu taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiği ve ipotek resmi senedinin 3.maddesine göre davalının müteselsil sorumlu olduğu, asıl borçlu ve kredi sözleşmesine ipotek resmi senedi gereği müteselsil sorumlu olan davalı hakkında girişilen ilamsız icra takibinde, benimsenen bilirkişi raporu ile tespit edilen likit alacak miktarlarından taleple bağlı kalınarak 84.000 TL alacak miktarına yönelik, davalı borçlunun vaki itirazının haksız olduğu dosya kapsamı ile sabittir. Bu itibarla İlk derece Mahkemesince verilen karar usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, istinaf sebepleri yerinde olmadığından, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı asilin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 5.738,04-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 1.435,-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.303,04-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 42,-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 17/09/2020