Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2055 E. 2020/528 K. 28.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2055
KARAR NO : 2020/528
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/03/2018
NUMARASI : 2015/838 Esas-2018/223 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/05/2020
Davanın kısmen kabulüne yönelik hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacılar vekili, birlikte gıda ticareti yapmakta olan müvekkillerinin davalıdan satın aldıkları malların bedellerini çekle ödemekte olduklarını, en son satın alınan mallara karşılık olarak müvekkillerinin çeki müsait olmadığından ileride çek verildiğinde geri alınmak üzere teminat olarak 26.12.2014 keşide 16.03.2015 vade tarihli 100.000-TL bedelli bir senet verildiğini, ancak ertesi gün davalının senedin vade tarihinde oynama olduğundan ve bu durumun ileride sorun yaratabileceğinden bahisle o senedin yerine aynı tarihli ve bedelli bir senet aldığını, ilk senedi de yırttığını söyleyerek müvekkillerine iade etmediğini, daha sonra müvekkillerinin çeki müsait olduğunda ise davalıya 139.000-TL mal borcuna karşılık 6 adet toplam 141.000-TL bedelli çek verildiğini ve davalıda 1 tane olduğu zannedilen senedin iadesinin talep edildiğini, ancak davalının müvekkillerini oyalayarak senedi iade etmediğini, senedin karşılığında verilen 16.03.2015 tarihli 100.000-TL bedelli çekin vadesi geldiğinde ödendiğini, davalının ise teminat olarak aldığı ve bedelini tahsil ettiği senedi ve yırtıp attığını söylediği ilk senedi iki ayrı icra takibine konu ettiğini ileri sürerek müvekkillerinin her iki icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, davalı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacı tarafın iddialarının haksız olduğunu, davacıların ekonomik olarak sıkıntıya girmeleri nedeniyle ödeme yapamadıkları bir dönemde müvekkili şirket yetkilisinden kendi adlarına bankadan kredi çekmesini istediklerini ve karşılığında senet verebileceklerini söylediklerini, 100.000-TL bedelli çekin mal alım satım bedeli olarak değil çekilen kredinin teminatı olarak verildiğini ve bankaya ibraz edildiğini, kredi tutarı 100.000-TL’nin davacı tarafa elden teslim edildiğini, kredi borcunun ödenmemesi riskine karşılık olarak da 26.12.2014 keşide 16.03.2015 vade tarihli 100.000-TL bedelli senedin verildiğini, kredinin çekim ve son vade tarihi ile senedin keşide ve vade tarihlerinin aynı olduğunu, davacıların kredi borcunu ödememeleri nedeniyle müvekkilinin 100.000-TL borcu davacılar hesabına göndermek suretiyle ödediğini, davacılar hesabına gönderilen 100.000-TL’nin ise bankaca çekildiğini, devam eden süreçte ise davacıların mal almaya devam etmeleri nedeniyle mal bedeli olarak ikinci senedin verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, ispat yükü üzerinde olan davalının savunmasını ispatlayamadığı, aksine alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamınca davacıların iddiasının sübuta erdiği, davalı tarafça çekildiği belirtilen kredinin davacılara teslim edildiğine dair yazılı her hangi bir belge delil sunulmadığı, buna göre de bu savunmasına da itibar edilemeyeceği, ayrıca davalı tarafın verilen senedin birini teminat amaçlı verildiği belirtilmiş olmasına rağmen, aynı cevap dilekçesinde geçen 100.000,00 TL lik çekin de teminat amaçlı bankaya teslim edildiği belirtilmesine göre , davalı tarafın kendi cevap dilekçesi uyarınca 100.000,00 TLlik kredi için iki kez teminat alındığının kabulü gerekeceği, oysa çekler tahsil edildiğinden diğer senedin niçin iade edilmediğinin davalı tarafça açıklanamadığı, davalı tarafın diğer ikinci alınan senedin davacıların aldıkları mal bedeli uyarınca davacılardan alındığı belirtilmiş olmasına rağmen davacılara bu senedin alınmasını gerektirecek mal sattığına ilişkin her hangi bir belge bilgi sunamadığı, defterlerini incelemeye tabi tutmadığı, davacıların ortağı olduğu dava dışı şirket kayıtlarında da belirtilen karşılığı çeklerle ödenen satıştan başka bir satışın ve davacılar yönünden de mal alışının ispatlanamadığı, dosyadaki bilgi ve belgeler, getirtilen icra dosyaları, alınan detaylı, gerekçeli, dosya kapsamı ile uyumlu olması nedeniyle itibar edilen bilirkişi ek ve kök raporları uyarınca, davacıların davasının cari hesaptan açıkta kalan borç miktarı düşüldükten sonra bakiye kalan kısım yönünden kısmen kabulüne karar vermek gerektiği, ayrıca davalı tarafın kötü niyetle bilerek davacılar aleyhine icra takibinde bulunduğunun sabit hale geldiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davacıların İstanbul … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasındaki 100.515,89 TL ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki 101.495,89 TL olmak üzere 202.011,78 TL davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, fazla istemin reddine, kabul edilen dava değeri üzerinden takdiren %20 oranında hesaplanan 40.402,35 TL tazminatın davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;1-Davacı tarafça mal bedeli olarak verildiği ileri sürülen 100.000-TL bedelli çekin esasında davacılar adına çekilen kredinin teminatı olarak alındığını ve bankaya ibraz edildiğini, kredi bedelinin davacı tarafa elden teslim edildiğini, bu hususta banka kamera kayıtlarının celbinin gerektiğini, 2-Söz konusu kredi borcunun ödenmemesi riskine karşılık olarak ise davacıların müvekkiline İst. ….İcra Müd…. E. sayılı takibe konu 26.12.2014 keşide 16.03.2015 vade tarihli 100.000 TL bedelli senedi verdiklerini, davacıların kredi borcunu ödemeyememeleri üzerine müvekkilince ödenerek 100.000-TL’nin davacıların hesabına yatırıldığını ve bankaca bu hesaptan çekildiğini,3-İst. ….İcra Müd. …E. sayılı takibe konu 26.12.2014 keşide 16.03.2015 vade tarihli 100.000 TL bedelli senedin ise davacı tarafın mal almayı sürdürmesi ancak ödeme yapamaması nedeniyle mal bedeline karşılık düzenlendiğini belirterek hükmün kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, senede dayalı iki ayrı icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.Davacı taraf, davalı ile mal alımına dayalı ticari ilişkilerinde teminat olarak bir senet verildiğini, davalının senedin vade tarihinde oynama olduğundan bahisle yeni senet talep etmesi üzerine davalıya aynı keşide ve vade tarihlerine sahip aynı bedelli bir senet daha verildiğini, davalının ilk senedi yırtıp attığı yönündeki beyanına itibar ettiklerini, daha sonra ticari ilişkiden kaynaklanan borcun çeklerle ödendiğini ancak ikinci senet iade edilmediği gibi ilk senedin de halen davalıda olduğunun ortaya çıktığını, davalının bedelsiz olan her iki senedi kötüniyetli olarak icra takiplerine konu ettiğini ileri sürmüş; davalı ise, ilk senedin davacı taraf adına çekilen kredi borcunun davacılarca ödenmemesi riskine karşılık teminat olarak alındığını ve kredi borcunun kendisi tarafından ödendiğini, ikinci senedin ise davacı tarafın aldığı mal bedeline mahsuben alındığını savunmuş, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu senetler incelendiğinde, her iki senedin de 26.12.2014 keşide 16.03.2015 vade tarihli 100.000-TL bedelli, keşidecisi davacı …, aval vereni davacı …, lehdarı davalı şirket olan, nakden/malen kaydı bulunmayan senetler olduğu görülmüştür. Dava konusu olup İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibine konu edilen senette keşide yeri mevcut olmadığından kambiyo vasfını haiz olmayıp adi senet hükmündedir. Senette imzası olan davacı keşideci, senet nedeniyle borçlu olmadığını, ayrıca bu senet yerine ikinci bir senedin verildiğini ispatla yükümlü olup, davalının savunmasına göre ispat yükünün yer değiştirmesi de söz konusu değildir. Ne var ki davacı iddiasını ispata yönelik yazılı bir delil sunamamış, yemin deliline de dayanmamıştır. Öte yandan TTK 702/2 m. uyarınca aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir. Bu ilk senet şekle ait noksanlık nedeniyle kambiyo vasfını haiz olmadığından yani geçersiz olduğundan, davacı aval veren …’ın bu senet ve senede dayalı icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının kabulü gerekmiştir. Davacı …. lehine ilk senet yönünden hükmedilen kötüniyet tazminatı davalı tarafça açıkça istinaf konusu edilmemiş ise de, bu senet yönünden davanın kabulüne ilişkin gerekçe değiştirildiğinden ve davacının icra takibinde kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden, davacı lehine şartları oluşmayan kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi gerektiği kanısına varılmıştır. Dava konusu olup İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibine konu edilen diğer senede gelince, davacı bu senedin mal alımı nedeniyle teminat olarak verilen ilk senet yerine yine teminat olarak verildiğini ileri sürmüş, davalı ise davacı tarafın satın aldığı malların bedeline mahsuben verildiğini savunmuş olup, senette malen/nakden kaydı da olmamasına göre ispat yükünün yine davacı keşide üzerinde olduğunun kabulü gerekmiş olup, davacı teminat iddiasını ispatlayamamıştır. Bununla birlikte bu senet yönünden davacı aval veren …ın teminat iddiası TTK 702/2 m. uyarınca dinlenemeyeceğinden, bu davacı yönünden davanın bu nedenle reddi gerekir. Dava konusu icra takiplerine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden İİK 72/4 m. uyarınca davacı taraf aleyhine tazminat şartları da oluşmamıştır.O halde ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353(1)b-2 m. uyarınca hükmün kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE; İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/03/2018 tarihli 2015/838 Esas-2018/223 Karar sayılı hükmünün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davacı … tarafından açılan davanın REDDİNE, Davacı … tarafından açılan davanın KISMEN KABULÜNE; davacı …’ın İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibi nedeniyle davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, fazla istemin reddine, Dava konusu icra takiplerine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden İİK 72/4 m. uyarınca davacı taraf aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına,Davacı …’ın İİK 72/5 m. uyarınca şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,” İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak ; “Alınması gereken 6.933,18-TL nispi harçtan 3.466,60-TL peşin nisbi harcın mahsubu ile bakiye 3.466,58-TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafça ödenen 3.466,60-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacı … ödenmesine, Davacı tarafça tarafından ödenen 35,90-TL ilk masraf, 1200-TL bilirkişi ücreti ile 144-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.379,90-TL yargılama giderinin kabul-red oranına göre 689,94-TL’ sinin davalıdan alınarak davacı … verilmesine, kalanın davacı taraf üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafça yapılan 6,50-TL yargılama giderinin 3,26-TL’sinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine, kalanın davalı üzerinde bırakılmasına,Davacı …. vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 13.592,11-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı … ödenmesine, Davalı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 22.659,44-TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak (davacı … 13.592,11-TL’sinden sorumlu olması kaydıyla) davalıya ödenmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine”İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 3.449,85-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, istinaf başvuru harcı olarak yatırılan 98,10-TL’nin hazineye irad kaydına,Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan 80,90-TL istinaf yargılama giderinin kabul-red oranına göre 40,46- TL’sinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, kalanın davalı üzerinde bırakılmasına, davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan 21-TL istinaf yargılama giderinin 10,49-TL’sinin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, kalanın davacılar üzerinde bırakılmasına,Gerekçeli kararın birer örneğinin taraflara tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 28/05/2020