Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2046 E. 2020/1243 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2046
KARAR NO: 2020/1243
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/07/2018
NUMARASI: 2016/282 Esas – 2018/566 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/11/2020
Davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davacı ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili kurum tarafından, dava dışı … A.Ş. firmasının … Bankası A.Ş. nezdinde kullandığı reeskont kredisine, 04/08/2014 tarihli kefalet taahhütnamesine istinaden 350.000-usd bedelle kefalette bulunulduğunu, davalıların söz konusu taahhütname de müteselsil kefil sıfatı ile borçtan sorumlu olduklarını, dava dışı asıl borçlunun dava dışı … Bankası A.Ş. nezdinde müvekkili şirketin kefaleti ile kullanmış olduğu krediye mesnet sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediği, kredi borcunu ödemeyerek temerrüde düştüğü, bunun üzerine dava dışı Banka, 21/04/2015 tarihli yazısı ile müvekkili şirketten, kefaletten kaynaklanan taahhüdünü yerine getirmesini talep ettiği, müvekkili fonun dava dışı bankaya olan taahhüdünün gereği olarak 22/04/2015 tarihinde sorumlu olduğu 669.660-TL kefalet tutarını ödediği, müvekkili şirket tarafından dava dışı … firması ile davalı kefillere Ankara … Noterliği’nin 28/04/2015 tarih ve … yev. nolu ihtarnamesiyle depo talebiyle temerrüt ihtarında bulunmuş, dava dışı …’un ihtarnamede talep edilen miktar kadar borçlarının bulunmadığını bildirdiği, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığı, dava dışı kredi lehtarı … firması hakkında iflasın ertelenmesi talebiyle dava açılarak tedbir kararı verildiğinden yasal takip başlatılamadığını, davalı müteselsil kefiller tarafından başlatılan takibe itiraz edildiğini belirterek, davalıların İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin …-esas sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalılar aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın asıl borçluya başvurmadan müvekkillerine karşı dava açtığını, oysa B.K.m.585 uyarınca alacaklı asıl borçluya başvurmadıkça kefillere müracaat edilemeyeceğini, husumet itirazlarının kabulüne, TBK. m. 583 hükmüne göre kendi el yazılarını içermeyen kefalet taahhüdünün geçersiz olduğunu, TBK. 584. maddesi uyarınca eş rızasının alınmadığını, sözleşmenin şekil şartlarını taşımadığını, müvekkilleri açısından geçersiz olan kredi sözleşmesi incelendiğinde; hesabın kat edilmediğini, dolayısıyla muaccel bir borçtan söz edilemeyeceğini,davacının kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağından fazlasını takip konusu yaptığını,hesabı kat etmeden asıl alacak miktarına bir de faiz işletildiğini, yasada belirtilen oran üzerindeki faiz talebinin kabul edilemeyeceğini, kaldı ki TBK.m.21 hükmü uyarınca bu bir genel işlem şartı olup, davacının icra takibi ile talep ettiği faiz oranının yok hükmünde olduğunu, dava dışı asıl borçlu şirketin iflas erteleme kararı aldığını, asıl borçluya icra takibi başlatılmasının mahkeme ilamı ile durdurulduğunu,davacının müvekkillerine takip yapmasının yasaya aykırı olduğunu belirterek,davanın husumetten esastan reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davalıların asıl alacağa itirazlarının bilirkişi raporunda gerekçeli ve denetlenebilir şekilde incelendiği, bilirkişi raporunda sonuç itibariyle davacının takipteki tutar kadar talepte bulunabileceği ve mahkemece davalıların temerrüdünün oluşmadığı tespit edildiğinden, davacının takip talebinde işlemiş faiz talep edemeyeceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile davalıların İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … sayılı takip dosyasında itirazının 699.660-TL asıl alacak, 300-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti ve 77,40-TL ihtiyati haciz masrafı olmak üzere toplam 700.037,40-TL üzerinden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %25 temerrüt faizi yürütülmesine, fazla talebin reddine, davalıların takibe itirazında haksız ve alacağın likit oluşu göz önünde bulundurularak hükmedilen tutarın %20’si oranında inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, reddedilen kısım yönünden kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili; davalılar müteselsil kefil sıfatına haiz olup asıl borçluyu takibe bulunmadığı,davalı borçlu kefillerin takibe kadar işlemiş temerrüt faizinden sorumlu oldukları halde mahkemece olmadıkları yönünde değerlendirildiği ve kısmen red yönündeki karar dosya kapsamına aykırı olup; davalı kefillere ihtarname keşide edilmekle kendi temerrütlerinin sonuçlarından yasal sorumlulukları doğduğu, kabul anlamına gelmemekle bir an içi aksi düşünülse dahi TBK md 596’da açıkça yer alan düzenleme uyarınca kefil temerrüde düşürülmese dahi kefalet limiti olan 350.000- USD kadar borçlunun temerrüdü dahil borçtan yasal olarak sorumlu olduğunu, davalıların bu tarihler arasında cari faiz sorumlulukları bulunduğunu bildirerek,hükmün kısmen red yönünden ortadan kaldırılmasını, davanın tümüyle kabulüne karar verilmesini, karşı tarafın takibe konu tüm alacak yönünden takibin %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. 2-Davalılar vekili;husumet itirazları hakkında hüküm kurulmadığını, kefalet sözleşmesinin geçerli olduğuna ilişkin tespitlerin olayla örtüşmediğini, muaccelliyet şartının oluşmadığını, bilirkişi incelemesi sırasında sadece davacı kayıtları üzerinde inceleme yapıldığını, oysa asıl borçlu şirket tarafından şirket kayıtları üzerinden yapılan incelemeye göre takip konusu borcun belirtilen miktarın çok altında bir miktar olarak hesaplandığını, lehlerine kötüniyet tazminatına hükmedilmediğini bildirerek,kararın kaldırılmasına, davanın reddine, icra inkar tazminatına hükmedilmesine talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı fon, dava dışı bankanın talebi uyarınca yaptığı ödemeyi kefalet taahhütnamesi nedeniyle davalılardan talep etmektedir. Dava dışı asıl kredi borçlusu … A.Ş. ünvanlı firmanın, kredi kullandıran … Bankası A.Ş.’den, kullanılmış veya kullanılacak kredi borçları nedeniyle, davacı KGF ile 04/08/2014 tarihinde 350.000-usd limitli,kredi geri ödeme kefalet sözleşmesi-kontrgaranti taahhütnamesi tanzim ve imza edildiği ve taahhütnameyi davalıların 350.000 usd limitli olarak müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, buna istinaden dava dışı asıl kredi borçlusu dava dışı … A.Ş. firmasına, dava dışı bankadan 24/09/2014 tarihinde, davacı KGF garantörlüğünde (kontr-garanti) 260.000-usd tutarlı, 240 gün vadeli … Reeskont Kredisi kullandırıldığı, davacı şirketin dava dışı … Bankası A.Ş.’ne olan kefalet taahhüdü gereği 22/04/2015 tarihinde sorumlu olduğu tutar açıklaması ile 699.660-TL(260.000- usd reeskont kredisinin TL karşılığı) ödeme yapmıştır. Davacının dayandığı kredi sözleşmesi ve sözleşme içeriğindeki kefalet sözleşmesi 6098 sayılı TBK hükümlerine tabidir. Somut olayda; davalıların sözleşmeye müteselsil kefil sıfatıyla imza atmış olmaları karşısında TBK 586/1 m.uyarınca alacaklının borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebileceği hükmü uyarınca alacaklı borçluyu takip etmeden kefili takip edebilir. Zira maddenin 2.cümlesinde belirtilen borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması yahut açıkça ödeme güçsüzlüğü içine düşmüş olması koşulu asıl borçlu şirket yönünden gerçekleşmiş olup, davacı takip öncesinde dava dışı asıl borçlu şirkete ihtarname göndermiş ve ihtar sonuçsuz kalmıştır. Uyuşmazlığa konu kefalet taahhütnamesi TBK 584 maddesinde yapılan değişiklikten sonra imzalandığından dava dışı asıl borçlu şirketin ortakları olduğu anlaşılan davalıların eşlerinin rızaları kefaletin geçerli olması için koşul olmaktan çıkmıştır. Takibe konu 04/08/2014 tarihli kefalet taahhütnamesinin incelenmesi sonucunda davalıların sözleşme içeriğini ve koşullarını okuyup anladıklarını, tamamen kabul ettiklerini bildirmişler ve kanunun aradığı şekilde kendi el yazıları ile kefaletin ve tutarının açıkça yazılmış olması karşısında davalılar vekilinin bu kapsamdaki istinaf sebepleri yerinde değildir. Davalıların müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları 04/08/2014 tarihli kefalet taahhütnamesine istinaden dava dışı … firması ve müteselsil kefil sıfatıyla davalılara temerrüt ihtarında bulunulmuştur. Anılan kefalet taahhütnamesinin 4. maddesindeki borcun muaccel hale gelmesi başlığı altında davalılar, dava dışı banka ile olan kredi ilişkisinden kaynaklı borcun tamamının veya bir kısmının … A.Ş. tarafından karşılanması halinde … A.Ş.’ne karşı olan mükellefiyetlerinin de muaccel olacağını kabul ve taahhüt etmişlerdir. Davacı şirket dosyaya ibraz ettiği ödeme dekontuna göre dava dışı bankaya ödeme yapmış ve bu hususu da davalılara ihtar etmiştir. Davalılar vekilinin muacceliyete ilişkin istinaf sebepleri de yerinde değildir. Dosya kapsamına göre; davacı tarafından asıl borçlu ve davalılara keşide edilen ihtar ile ; asıl borçlunun kredi borcunu ödemediği, 350.000-usd nin kefaletnamenin 9.maddesine istinaden kuruluşun….nezdindeki ..numaralı hesabına (3 gün ) içerisinde depo edilmesi ,aksi halde yasal yollara başvurulacağı ihtarı yapılmıştır.Anılan ihtarın ödeme isteği olduğunda kuşku yoktur.İlk derece mahkemesince bu bildirimin temerrüt ihtarı olmadığının kabulü doğru görülmemiştir. Davacı …; takip tarihi itibariyle 699.660-TL asıl alacak talep ettiği, dava dışı asıl borçlu ve kefillere gönderilmiş olan ihtarnamelerden; asıl borçlunun ve kefillerin temerrüdü 04/05/2015 tarihi itibariyle oluştuğundan, TBK. 596’da yer alan düzenlemeye göre kefilin asıl borçlunun temerrüdünden kefalet limiti kadar sorumluluğu bulunmaktadır. Bu açıdan davalı kefillerin temerrüde düşürülmese dahi kefalet limiti olan 350.000 usd kadar asıl borçlunun temerrüdü dahil borçtan sorumlu oldukları, Taahhütnamenin temerrüt faizi başlıklı 5. Maddesi kapsamında ödeme yapılan 22/04/2015 tarihinden temerrüt 04/05/2015 tarihine kadar yıllık %36 akdi faiz ve temerrüt tarihinden takip tarihine kadar ise %100 fazlası olan %72 temerrüt faiz oranının uygulanması gerektiği bilirkişi raporu ile doğrulanmıştır. Bilirkişi tarafından yapılan hesaplama sonucunda davacı alacağının takip tarihi itibariyle asıl alacak+işlemiş faiz+BSMV+ ihtarname masrafı+ ihtiyati haciz vekalet ücreti+ ihtiyati haciz masrafı olmak üzere toplam 816.209,07-TL alacak hesaplanmış ise de;icra takibinde bsmv talebinin olmadığı, taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının davalılar hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … sayılı takip dosyası ile 699.660-TL asıl alacak, 300-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 77,40-TL ihtiyati haciz masrafı, 110.293,62-TL işlemiş faiz olmak üzere 810.331,02-TL toplam alacak talebinde bulunabileceği,kefaletnamede … Bankası tarafından uygulanan temerrüt faiz oranlarının uygulanaacğı kararlaştırıldığından ve verilen cevaba göre , 18/12/2015 takip tarihinden itibaren asıl alacak 699.660-TL’nin tahsiline kadar fahiş bir oran sayılmayacak yıllık %25 oranında temerrüd faizi uygulanmasının istenebileceği tespit edildiğinden yanılgılı değerlendirme ile davalıların temerrüdü oluşmadığından işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Bununla birlikte dosyada yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülerek hükmün kaldırılarak davanın kısmen kabulüne ilişkin yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/282 Esas – 2018/566 Karar sayılı 04/07/2018 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın 699.660-TL asıl alacak, 300-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti ve 77,40-TL ihtiyati haciz masrafı, 110.293,62-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 810.331,02-TL üzerinden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, Fazla istemin reddine, Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %25 temerrüt faizi yürütülmesine, Hükmedilen tutarın %20’si oranında hesaplanan 162.066,20-TL icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, Koşulları olmayan davalıların kötü niyet tazminatı talebinin reddine, İlk Derece Yargılamasına İlişkin Olarak; Davalılardan alınması gereken 55.353,71-TL karar harcından ; davacı tarafından icra ve mahkeme veznesine yatırılan toplam 13.925,23‬-TL harcın mahsubu ile eksik olan 41.428,48‬-TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 13.958,73-TL peşin harçların davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, Davacı tarafından yapılan 1.100-TL bilirkişi ücreti, 321,40-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.421,4‬0-TL yargı giderinin kabul ve red oranı nazara alınarak takdiren 1.410-TL yargı giderinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için davanın kabul edilen kısmı üzerinden AAÜT uyarınca hesaplanan 57.566,55- TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, Davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan 4.080-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, ” Davacı tarafça yatırılan 35,90-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Davalılardan alınması gereken 47.819,55-TL istinaf karar harcından, davalılar tarafından yatırılan 11.954,88‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 35.864,67‬-TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına, Hükümden sonra davacı tarafından yapılan 65,8‬0-TL yargı giderinin kabul oranında hesaplanan takdiren 65-TL yargı giderinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, Hükümden sonra davalılar tarafından yapılan teb.ve müz. gideri olmak üzere toplam 50,95-TL yargı giderinin davanın reddi oranına göre takdiren üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 26/11/2020