Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2042 E. 2020/1234 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2042
KARAR NO : 2020/1234
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/03/2018
NUMARASI : 2017/194 Esas – 2018/218 Karar
TEMLİK ALAN: ÖMER DEMİRCİ
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/11/2020
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında 08/04/2013 tarihinde müvekkiline ait malzemelerin depolanması, teslimi, iadesi ve üçüncü şahıslara dağıtımı hususunda 1 yıl süreli genel kapsamlı saklama sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin 5 litrelik tenekeler halinde 10.000 adet zeytinyağını davalıya teslim ettiğini, davalı firmanın emtiayı dava dışı firma adına sakladığını düşünerek yada bu yönlendirme ile hareket ederek müvekkiline teslim etmediğini, davalıya çekilen ihtara cevap olarak üçüncü şahıs tarafından mülkiyet iddiasıyla emtianın istendiğini ve mülkiyetin çekişmeli duruma geldiğini bildirdiğini, dava tarihine kadar emtianın müvekkiline iade edilmediğini belirterek davanın kabulüyle davalının 10.000 teneke 5 litrelik … markalı zeytinyağının davacıya iadesine,iade mümkün olmadığı takdirde emtianın piyasa fiyatı üzerinden satış karşılığı olan 619.500-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu emtialar üzerinde gerek davacı firma ve gerekse dava dışı … firması tarafından mülkiyet iddiası bulunduğunu, dava dışı ….A.Ş. ‘nin davaya konu emtiaların kendilerine ait olduğunu, sevk irsaliyelerinin kendilerine ait olduğunu, dava dışı firma ile davacı firma arasında yapılan ticari ilişki neticesinde söz konusu malların kendi ticari malları olduğunu ihtar ettiğini, davacı ile müvekkili arasında akdedilen sözleşmenin genel bir sözleşme olduğunu, depoda bulunan ve davacı tarafa ait olduğu iddia edilen mallar yönünden yapılmış özel bir sözleşme olmadığını, davacı tarafın gelir kaybı talebinin haksız olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece; dava konusu 10.000 adet teneke zeytinyağının, davacı şirket tarafından, dava dışı … firmasına satıldığı ve bu şirkete teslim edilmek üzere davalı deposuna bırakıldığı, dava konusu emtiaların depolama hizmet bedeline ilişkin 28/02/2014 tarih, E-489129 no’lu, 7.796,26-TL bedelli faturanın da davacı şirket tarafından, … adına düzenlendiği, bu teslimle mahcuzların mülkiyetinin dava dışı borçlu şirkete geçtiği, kaldı ki davacının istihkak davasının da İstanbul Anadolu 9. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 25/03/2015 tarih ve 2014/295 esas, 2015/273 karar sayılı kararı ile reddedildiği, bu nedenle dava konusu malların veya bedelinin davalıdan talep edilemeyeceği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvurusunda; davacı ile davalı arasında saklama sözleşmesinin imzalandığı, davacının sözleşme kapsamında dava konusu emtiaları kendi adına davalı şirkete teslim ettiği, davalı şirketin dava konusu emtiaları talep etmesine rağmen davacıya iade etmeyerek saklama sözleşmesine aykırı davrandığı, faturanın tek başına mülkiyeti geçirme özelliğinin bulunmadığı ve İcra Mahkemesi’nce verilmiş kararların genel mahkemeler önünde kesin hüküm teşkil etmeyeceği hususları gözetilmeksizin verilen yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın esastan kabulünü talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava ;saklama sözleşmesi uyarınca 10.000 adet 5 litrelik tenekeler halinde davalıya teslim edilen zeytinyağının teslimi, eğer bu mümkün olmazsa davacının satış fiyatı üzerinden 619.500-TL bedelinin davacıya ödenmesi talebidir.Davacı tarafından dava konusu emtiaların haczi üzerine dava dışı … firmasına yönelik olarak, depoda bulunan ürünlere ilişkin mülkiyet iddiası nedeni ile istihkak davası açıldığı, İstanbul Anadolu 9. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 25/03/2015 tarih ve 2014/295 esas, 2015/273 karar sayılı kararı ile “…Davacı şirketin, davalı/borçlu şirketin siparişi üzerine davaya konu mahcuzları borçludan aldığı çek, düzenlediği fatura ve sevk irsaliyeleri ile borçlu şirkete sattığı, mahcuzların taşıma ve depolama sözleşmeleri gereğince davacı tarafından, davalı borçlu adına depoya teslim edildiği, artık bu teslimle mahcuzların zilyetliğinin borçlu şirkete geçtiği, bu nedenle haciz tarihinde mahcuzların mülkiyetinin borçlu şirkete ait olduğu…” gerekçesi ile davacının istihkak iddiasının reddine karar verildiği ve bu kararın 20/09/2018 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.İcra mahkemelerinin verdiği kararlar kural olarak maddi anlamda kesin hüküm oluşturmaz. Ancak istihkak davaları bu kurala istisnadır. Çünkü bu davalarda HUMK’da yazılı tüm kanıtlara (tanık, yemin, ikrar, bilirkişi, keşif) taraflarca ispat aracı olarak dayanılabilir ve icra hukuk mahkemesince bu kanıtlar serbestçe takdir olunur. Dosya kapsamına göre; dava konusu emtianın, davacı şirket tarafından dava dışı … firmasına satıldığı ve bu şirkete teslim edilmek üzere davalı deposuna konulmuş olduğu, emtia üzerindeki mülkiyet hakkının dava dışı … firmasına ait olduğu hükmen tespit edilmiştir. Kaldı ki, yine dosya içeriğinde tespit edildiği üzere, dava dışı … firması tarafından da, söz konusu teneke emtialara ilişkin olarak, depodan teslimi yapılmak üzere davalı firmaya mail yolu ile talimat verildiği de görülmektedir. Somut olayda; davacı tarafından mülkiyet iddiası ile açılan ve husumet olarak dava dışı … firması gösterilen istihkak davasının, davacı aleyhine kesin delil teşkil ettiği, bu itibarla davacı yanın mülkiyeti kendisine ait olmayan dava konusu emtianın kendisine teslim edilmediğinden bahisle zarara uğradığını iddia edip alacak talep etmesi haksız olduğundan, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı vekilinin hükme yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 26/11/2020