Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2039 E. 2020/1246 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2039
KARAR NO: 2020/1246
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/05/2018
NUMARASI: 2014/433 Esas – 2018/475 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/11/2020
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 08/10/2007 tarihinde “Yetkili Satıcılık Sözleşmesi’ imzalanmış, sözleşme ilişkisi devam ederken müvekkili şirketin ödemelerde zaman zaman gecikmeleri söz konusu olmuş, ancak anlaşmanın sağlanması beklenmeksizin ve sözleşmenin 23. md. ne aykırı olarak takibe konulan çekler için başlatılmış olan icra takip dosyalarında müvekkili şirket hakkında İİK 89/1 haciz ihbarnameleri göndermeye başlanmış olup, müvekkili şirketin yetkili satıcılık sözleşmesi de sona erdiği için davalı şirketin almayı taahhüt ettiği lensleri, sözleşmedeki taahhüdüne ve sözleşmenin feshi sonrasındaki faks yazışmalarındaki tekliflere aykırı olarak almamasının, lenslerin son kullanma tarihinin de geçiyor olması sebebiyle müvekkili şirketin lensleri satmasının mümkün olmamasının bilinmesine rağmen iyiniyet kurallarına aykırı olarak lensleri almayı reddetmesinin, müvekkili şirketin piyasada ki güvenilirliğinin ve ticari itibarının zedelenmesine sebep olduğunu, ayrıca davalı şirketin müvekkili şirkete “hidrofolik lens” vermesi gerekirken daha düşük kalitede “hidrofobik kaplama” ürün teslim ettiğini, ancak müvekkili şirketten yüksek kalitedeki lens fiyatı üzerinden cari işlemlerini gerçekleştirmiş olduğunu belirterek, müvekkili şirketin davalı şirketin sözleşmeye aykırı suretle ve kötüniyetle hareket etmiş olması sebebi ile müvekkili şirkete vermiş olduğu zararın tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 8.000-TL ‘lik tazminatın sözleşmenin feshi tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirketin, bu iddialarını daha önce Sivas İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2008/530 E. sayılı dosya nezdinde dile getirmiş, söz konusu davanın reddedilmiş olduğunu, davanın öncelikle derdestlik itirazlarından dolayı reddi gerektiğini, müvekkili şirketin işbu sözleşme gereği edimini yerine getirerek malları teslim ettiğini, mallara karşılık aldığı çeklerin ödenmediğini, sözlü bir çok uyarıya ve borcun yeniden yapılandırılmasına rağmen davacı şirketin borcunu ödememesi üzerine arkası yazılan çeklerin icra takibine konu yapıldığını, davacı şirketin iddiasının aksine karşılıksız çıkan çeklerin, hatır çeki değil, mallara karşılık alınan çekler olduğunu, davacı şirketin borcunu ödememek için müvekkili şirketin “hidrofolik” lensler yerine, “hidrofobik kaplama” lens sattığı yönünde gerçek dışı beyanlarda bulunduğunu, müvekkili şirket için iş bu sözleşmenin devamlılığında hukuki ve ticari hiçbir yarar olmadığı gibi müvekkili şirketin zarar ettiğini belirterek, derdestlik itirazının kabulü ile davanın reddine, aksi halde hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; Davalı tarafından davacıya satılan lenslerin düşük kalitede ve kaplama lens olduğu davacı iddiası dışındaki diğer iddialar somut delil ve belgelerle kanıtlanamadığı, lenslerin kaplama ve düşük kaliteli olduğu iddiası yönünden bilirkişi incelemeleri yaptırıldığı, ancak bu konuda davacı iddiası da alınan raporlarla sübuta varmadığı gerekçesiyle kanıtlanamayan ve yerinde görülmeyen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvurusunda; müvekkili şirket sözleşme ilişkisinin devam ettiği süre boyunca, ödemelerini gecikmeli de olsa yapmış, ürün hastanelere ihale usulü ile satıldığından hastanelerden tahsilatın uzaması ödeme vadelerini de uzatmış, davalı şirket ortağı olan ve müvekkili şirket ile ticari faaliyeti yürüten ortak kişi değişmiş, yönetim kurulu başkanının değişiminden sonra, yeni yönetim, mevcut teamülü ve sözleşmedeki iyi niyet kuralını devre dışı bırakarak, müvekkili şirketin tek satıcılık sözleşmesini feshetmiş ve aleyhine, hem alacağı, hem de teminat olarak verilmiş çekleri de kapsayan ve asıl borcun 3 katı tutarına varan icra takip işlemlerini başlatmış olduğundan, davalı tarafın, hiç bir gerekçe göstermeksizin kötü niyetle hareket etmiş ve sözleşmenin 23.maddesini ihlal etmiş olduğunu, müvekkili şirket, davalı şirkete karşı olan yükümlülüklerini yerine getirmiş, tek sorun ödemelerde yaşanan gecikme olmuş, ancak bu durumun da en başından beri davalı şirketçe kabul edilmiş olduğunu, davacı tarafın kendisinden beklenen teslim yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bunun teknik inceleme ile sabit olduğunu, gizli ayıplı olarak tespiti yapılmış olan lenslerle ilgili taleplerinin haklılığı bu dosya ile sabit olmasına rağmen, davanın reddine karar verilmesi gerekçeleri dayanaksız olduğundan hükmün bozulması gerektiğini bildirerek, talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava,taraflar arasında 08/10/2007 tarihinde imzalanmış olan sözleşme gereğince, davacı nezdinde bulunan ürünlerin taahhüt edilenden daha düşük kalitede olduğu ve ürünlerin geri alınmaması sebebi ile davacı şirketin uğramış olduğu sözleşmeden doğan 8.000-TL tazminatın tahsili isteminden ibarettir. Davacı şirket ile davalı şirket 08/10/2007 tarihinde 24 maddeden oluşan Yetkili Satıcılık Sözleşmesi’ni karşılıklı imzalamışlardır. Bu sözleşmeyle davacı, 1 yıllık bir süre için, davalıya ait lenslerin yetkili satıcısı olarak atanmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 13/C/v. nolu hükmüne göre; davacının (yetkili satıcının) stoğunda bulunan ürünler, münhasıran davalının takdirine bağlı olarak…davalı tarafından geri alınabilecektir. Davacının borç ihlali sonucunda, davalı takdir yetkisini davacının stoğundaki malları iade almama şeklinde kullanmaktadır. Bu bağlamda; davacı, davalı satıcıya ürünlerin iadesi ile ilgili haklı ve geçerli hiçbir neden ve belge göstermediğinden uğradığı zararlarının tazminini isteyemez. Davacı; davalıdan satın aldığı lenslerle ilgili gecikmeli ödeme yaptığını kabul ve ikrar etmiştir. Ayrıca davacının ödemelere karşılık olarak verdiği çekler karşılıksız çıkmış ve hatta davacı şirket yetkilisi karşılıksız çek keşide etmek suçundan mahkum olmuştur. Ayrıca, sözleşmede yer alan “kesin delil anlaşması” hükmü uyarınca davalı lehine kesin delil gücüne sahip olan davalının ticari defter kayıtlarından da, davacının davalıya, yüklü miktarda ödenmemiş mal bedeli borcu olduğu anlaşılmaktadır. Talimat Bilirkişi raporunda davacının davalıya 234.645,19-TL ödenmemiş borcu bulunduğu tespit edilmiştir. Bunun sonucunda da davalı, davacı ile arasındaki akdi ilişkiyi haklı olarak feshetmiştir. Sözleşme “davacının borç ihlalleri sonucunda akdi ilişkinin davalı tarafından çekilmez hale gelmesinden” dolayı davalı tarafından haklı sebeple feshedilmiş olduğundan, davacının davalıdan sözleşmenin feshinden dolayı uğramış olduğu zararların tazminini talep etme hakkı bulunmamaktadır. Öte yandan; davacı, davalının satıp teslim ettiği lenslerin vaad edilen kalitede olmaması ve dolayısıyla ayıplı olması nedeniyle maddi zarara uğradığını iddia etmekte ve bu nedenle uğradığı zararın tazmini talep etmektedir. Somut olayda; davalının davacıya hangi nitelikte ve kalitede lens satmayı taahhüt ettiği hususunda sözleşme de bir hüküm bulunmamaktadır. Bu durum nedeniyle ilgili yasal düzenleme uyarınca, davalı davacıya, “orta kalitede” lens satmakla yükümlüdür. Yoksa, orta kalitenin üstünde kalitede lens satmakla yükümlü değildir. Teknik bilirkişi raporuyla; dava konusu olan göziçi lenslerin taraflar arasında yapılmış sözleşmedeki lensler olduğu, lenslerin düşük kalitede olmadığı, dosyadaki laboratuvar raporuna göre ve ambalajında belirtildiği gibi hidrofobik olduğu tespit edilmiştir. Dosya kapsamına göre; davalının davacıya ayıplı mal (orta kalitenin altında lens) sattığı ve bundan dolayı davacının maddi zarara uğradığı hususu ispatlanamamıştır. Bu itibarla İlk derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olup, açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 26/11/2020