Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/2032 E. 2021/600 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2032
KARAR NO: 2021/600
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/04/2018
NUMARASI: 2014/1057 Esas – 2018/174 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirketin taşıma işleri komisyonculuğu ile başkaca deniz ticaret firmalarına denizde seyir güvenliği, çalışanların bilgilendirilmesi gibi konularda da hizmetler sunduğunu, taraflar arasında 14/11/2003 tarihli yazılı standart gemi yönetimi sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında davalıya 2003 yılından itibaren uluslararası güvenli gemi işletmeciliği (ISM) konusunda, 01/01/2007 tarihi itibariyle de ilave olarak uluslararası gemi ve liman güvenliği konularında hizmet verildiğini, 2003 yılından 2007 yılına kadar aylık 500,00 USD olan bedelin, 2007 yılından itibaren toplamda 800,00 USD olduğunu, ISM ve ISPS kodlarına uygunluk açısından müvekkilinin yetkilendirildiğini ve denetleme, yönetim hizmetleri ve onunla yürütülmesi gereken sürecin davalı nam ve hesabına müvekkili tarafından yürütüldüğünü, ayrıca davalıya ait … gemisine ilişkin taşıma işlerine de aracılık ettiğini, 30/09/2009 tarihine kadar süren iş ilişkisi çerçevesinde cari hesap ilişkisinden dolayı davalının 66.857,61 USD borçlu olduğunun sözleşme ilişkisi sonlandırılarak kendilerine bildirildiğini, davalı tarafından ödeme yapılmaması nedeniyle alacağın tahsili amacıyla Fatih … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı ile takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile takip konusu alacağın %40’ından az olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkili firma tarafından alınan hizmet bedellerinin ödendiğini, davacı şirket tarafından taşıma işlerindeki aracılık hizmetlerinde teamül gereği emtiası taşınan firmalardan ödemesini bizzat aldığını ve kendi aracılık ücretini keserek müvekkili firmaya taşıma ücretini ödediğini, komisyon ücretinin doğrudan taşıma ücretinden mahsup edildiğini, müvekkili firma tarafından alınan tüm hizmetler dolayısıyla 30.387 USD ödeme yapıldığını, davacı tarafından tanzim edilen ve müvekkili firmaya tebliğ edilmeyen faturaların icra takibine konularak haksız kazanç elde edilmeye çalışıldığını, 2005 yılında verildiği iddia olunan bir hizmet için 2009 Haziran ayında fatura düzenlenmiş olması bir yana, uluslararası gemi ve liman güvenliği kuralları konusunda (ISPS) 2007 yılında hizmet alımına başlandığını, bu nedenle bu konuda 2006 yılına ait talepte bulunulmasının kötü niyetli olduğunu belirterek, davanın reddi ile %40 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; 14/11/2003 tarihli standart gemi yönetim sözleşmesi ile davacının davalıya hizmet verdiği ve aracılık yaptığı, davalı tarafından taşıma işlerinde aracılık hizmetlerine yönelik olarak 30.387 USD ödeme yapıldığı, 2007 yılından önceki dönemlerde ISPS bedelinin talep edilemeyeceği, buna yönelik hizmetlerin 2007 yılından itibaren alınmaya başlanıldığı, 9.055 USD bedelli 08/09/2009 tarihli, “2005 yılından kalan bakiye avans alacağı” açıklamalı faturaya yönelik herhangi bir dayanak belge bulunmadığı, bu faturaya ilişkin alacağın varlığı hususunda davacı vekiline yemin teklif hakkının hatırlatıldığı, davacı vekilince 19/05/2018 tarihli dilekçe ile davalı şirket yetkilisinin değişmiş olması nedeniyle yeni yöneticinin bilmesinin mümkün olmadığı, nedenle yeminin anlamının kalmadığı ve davalının yeminden kaçınmış sayılmasının talep edildiği, davalı şirket temsilcisinin yemin davetiyesi üzerine duruşmaya katılmış olmasına rağmen, dosyadaki eksiklikler ve davalı tarafça yapılması gerekli açıklamalar olduğu değerlendirilerek yemine ilişkin ara karardan zımni olarak rücu edildiği, bu fatura yönünden davacı şirketin faturaya dayalı alacağını ispatlayamadığı, davalı tarafından, taşıma işlerindeki aracılık hizmeti nedeni ile kendi komisyonunun kesilmesi sonrası ödeme yapıldığı belirtilmiş olsa da, davalı tarafça buna ilişkin delil sunulmadığı gibi bilirkişi raporundan da böyle bir teamülün bulunmadığının tespit edildiği, taraflar arasındaki sözleşmeler kapsamında 31/03/2007 tarihi itibariyle davacı alacağının 30.322,34 USD, 15/06/2007 tarihi itibariyle davacı alacağının 33.748,60 USD ve 07/08/2008 tarihi itibariyle davacının alacağının 48.335,69 USD olduğunun davalı firma yetkilisince imzalanmış hesap özeti ile sabit olduğu, 2008 yılı defterlerinin sunulmamış olması ile birlikte davalının sunduğu ekstrede kendi kayıtlarına göre davacıya borçlu olduğunun tespit edildiği, ayrıca alacağa dayanak gösterilen davacı cari hesap ekstresi ile yapılan tespitlerde de davacı tarafından komisyon bedellerinin fatura karşılığında davalıdan talep edildiği, sözleşmeler ve her iki tarafın beyanları nazara alındığında ISPS konusundaki hizmet ilişkisinin 2007 yılında başladığı ve bu hizmetin 2007 yılından itibaren verildiği, 2007 yılı öncesi ISPS ücretinin talep edilemeyeceği, takip tarihinde davacı alacağı 66.857,61 USD görülmekle davacı tarafından dayanakları ispatlanamayan 9.055 USD’nin ve 2003 yılından 2007 yılının başına kadar ISM, 2007 yılından itibaren ise ISM ve ISPS konusunda hizmet alındığının kabulü ile 5.10.2006, 9.11.2006, 31.12.2006 tarihli faturalar içinde yer alan ISPS bedellerinin mahsubu ile (66.857,61-4.200-900-9.055) alacağın 52.702,61 USD olduğu, davalı tarafından bazı komisyon bedellerinden taşıma bedellerinin mahsubu sonrası kendilerine ödendiğine yönelik iddiaların da belgelendirilmediği gibi bu yönde uygulama olduğu yönünde delil sunulmadığı gerekçesiyle, davanın 52.702,61 USD üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı vekili; müvekkili tarafından hizmet bedellerinin ödendiğini, usulüne uygun tutulmayan davacı defterlerine dayanılarak verilen kararın doğru olmadığını, davacının taşıma aracılık ücretlerini tahsil ettiğini, davacının düzenlediği 5.600-USD tutarlı faturaların dayanağının bulunmadığını, toplam 38.105-USD tutarlı faturaların müvekkiline tebliğ edilmediğini, davacının 23.600-USD tutarlı fatura bedelinin de navlun bedelinden düşülerek tahsil edildiğini, dolayısıyla müvekkilinin borcunun bulunmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporları çelişkili olup bu raporlara göre karar verilmesinin bozma nedeni olduğunu belirterek, kararın aleyhe kısımlarının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, gemi yönetim sözleşmesi kapsamında verilen hizmet bedeli ile taşıma komisyonculuğu bedeli alacağına dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Kural olarak; fatura konusu mal veya hizmetin teslimini ispat külfeti davacı satıcıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz. Dolayısıyla davacı, fatura konusu mal veya hizmetin davalıya teslim edildiğini kanıtlamak zorundadır. Davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi ispat etmesi gerekir. Fatura sözleşmenin yapılması ile ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Eldeki davada davalı sözleşmesel ilişkiyi kabul etmekle birlikte kısmen hizmetin verilmediğini ve borcun ödendiğini savunmaktadır. Bu durumda faturalarda yazılı hizmetin davalıya verildiğini ve faturanın da bu akdi ilişki nedeni ile düzenlendiğini ispat yükü davacıya aittir. Davalı ise ödeme iddiasını ispat yükü altındadır. Taraflar bu iddialarını, uyuşmazlığın miktarına göre yazılı delille kanıtlamalıdır. Somut olayda; taraflar arasında imzalanan 14/11/2003 tarihli standart gemi yönetim sözleşmesi kapsamında davacı tarafından davalıya 2007 yılına kadar uluslararası güvenli gemi işletmeciliği (ISM) konusunda, 01/01/2007 tarihinden itibaren ise uluslararası güvenli gemi işletmeciliği (ISM) ile birlikte uluslararası gemi ve liman güvenliği kuralları (ISPS) konularında hizmet verildiği, ayrıca taşıma işleri komisyonculuğu kapsamında da aracılık hizmeti verildiği, bu kapsamda davacının dayanak faturaları toplamı 97.244,61 USD olup davalının 30.387-USD ödemesinin mahsubu sonucu alacak tutarının 66.857,61 USD olduğu, davacının düzenlediği 2006 ve 2007 yılına ilişkin tüm faturaların davalının ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, davalı tarafça 2008 yılı ticari defterlerinin inceleme için sunulmadığı, davacının 2009 yılındaki faturalarının ise 596,61 USD tutarlı bir adet fatura dışında davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, ancak davalı defterlerinin 2008 yılı bakiyesinin 42.251,89 USD, 2009 yılı bakiyesinin ise 43.181,89 USD borç bakiyesi verdiği, dolayısıyla aşağıda değinilecek faturalar dışında esasen davalı kayıtlarının da borç bakiyesini doğruladığı, özellikle 2008 yılı sonu bakiyesinin davacı alacağı olan 48.896,38 USD’den dahi yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda 66.857,61 TL olarak tespit edilen davacı alacağından, davalıya tebliğ edilmeyen ve dayanağı kanıtlanamayan 9.055-USD bedelli fatura bedeli ile 2007 yılı öncesine ait olup davacı tarafça verilmeyen ISPS hizmet bedeline ilişkin 4.200-USD ve 900-USD tutarların düşülmesi sonucunda tespit edilen 52.702,61-USD davacı alacağı üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekilince taşıma işlerindeki aracılık hizmetinde davacı tarafından komisyon bedelinin emtia sahiplerince ödenen tutardan kesilerek tahsil edildiği savunulmuş ise de, buna ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı, taraflar arasında bu şekilde uygulama yapıldığına dair bir teamül de bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusu da yerinde değildir. Bu itibarla, ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davalıdan alınması gereken 5.349,77-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 1.337,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.011,87-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafça yapılan 60,35-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/04/2021