Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2022
KARAR NO: 2020/1102
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/07/2018
NUMARASI: 2016/570 Esas 2018/711 Karar
DAVA: Alacak (Hava Taşımacılığından Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/10/2020
Davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı dava dilekçesinde; İstanbul- Tebriz seferine gidiş dönüş bilet aldığını, uçağın Tebriz yerine Urmiye Havaalanına indiği,valizinin de uçaktan inmediğini , Urmiye Havaalanında hiçbir THY yetkilisi bulunmadığı için kayıp başvurusunda bulunamadığını İranlı yetkililerin THY uçağı olduğundan tutanak tutmadıklarını, sadece bildirim yapabileceklerini beyan etmeleri üzerine havaalanından ayrılmak zorunda kaldığını, THY müşteri hizmetlerini arayarak şikayet kaydı oluşturduğu halde kendisine dönüş yapılmadığını, İstanbul’a döndüğünde davalı yetkililerinin İran’da tutanak tutulmadığını ileri sürerek işlem yapamayacaklarını ilettiklerini, kayıp olan valizindeki eşyaların ve uğradığı zararın tazmini için 11.925-TL maddi, 5.000-TL manevi zararın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ,dava konusu bagajda kıymetli eşya bulunduğuna dair herhangi bir özel beyanda bulunmadığını, kırılabilir veya bozulabilir nitelikteki haiz değerli eşyaların bulundurulamayacağının bundan taşıyıcının sorumluluğunun bulunmadığını, davalının sınırlı sorumlu olduğunu, davacının manevi tazminat talebinin yasaya ve usule uygun olmadığından bahisle davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, İran İslam Cumhuriyeti 1999 Montreal Konvansiyonu’na halen taraf olmadığından, dava konusu taşıma sözleşmesi sürecinde Türkiye ve İran’ın ortak taraf olduğu uluslarası konvansiyon içeriği 4 Sayılı Montreal Protokolü ve Lahey Protokolü ile değişik Varşova Konvansiyonu olduğu,davacının daha fazla zararı olsa bile özel menfaat beyan etmeksizin bagaja verdiği emtia zararından azami talep edebileceği tazminatın brüt kg başına 17 SDR hesabı ile 30 kg bagaj haddi gözetilerek 510 -SDR olarak hesaplanması gerektiği, mahkemece hüküm tarihindeki SDR kuru üzerinden yapılan hesaplama ile neticeten 3.467,49-TL maddi tazminatın tahsili gerektiği, ifa edilmeyen Tebriz hava taşıması süreci bakımından 250 Euro ve otel masrafı olarak 75 Euro hesaplanmış ise de, dava dilekçesinde uçak bileti ve otel masrafının yer almadığı, bu taleplerin 20/12/2017 tarihli dilekçede yer aldığı, bu hususta ıslah dilekçesi ibraz edilmediği gibi davacı vekilinin 26/03/2018 tarihli celsede, dava dilekçesindeki talepler doğrultusunda davanın kabulünü talep ettiği gerekçesiyle,maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 3.467,49-TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalıdan tahsiline, fazla talebin reddine,koşulları gerçekleşmediği gerekçesiyle manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili ; iş ve akraba ziyareti için bilet aldığını, iş ile ilgili tüm evraklarını bavula koyduğunu, hayatın doğal akışı gereği uçağa binerken bavulda olan eşyaları yazdırmadığını, davalı THY yetkililerince yolculara hiçbir açıklama yapılmadan Urmiye Havalimanına iniş yapıldığını, hiçbir THY yetkilisi olmadığı için tutanak tutturamadığını, müşteri hizmetlerini arayarak şikayet oluşturduğunu, THY’nin varış noktası olan Tebriz kentine ulaşımı sağlamadığı gibi konaklama ve ulaşım için hiçbir organizasyon yapmadığını,sorumluluk sınırlamasının geçerliliğini fiilen yitirdiğini, bilirkişi raporuna aykırı karar verildiğini, mahkemenin davayı sadece kayıp bir bavul üzerinden değerlendirdiğini, Türkiye’nin taraf olduğu Montreal sözleşmesinde açıkça belirtilen gecikme, bagaj ve kargoyla bağlantılı olarak sorumluluk sınırları miktarının 4150 SDR olduğunu, davalının taahhüt ettiği varış noktasına ulaştırmaması durumunda ücretin tamamını iade etmesi gerektiğini, yine Tebriz-İstanbul dönüş seferinin yapılamadığını, Atlas Global hava yolu ile 350 USD karşılığı Tahran-İstanbul bileti alındığını, maddi ve manevi zarara uğradığını, kararın kaldırılarak davanın kabulünü talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, hava yolu yurt dışı taşıması sırasında davacıya ait bagajın kaybolması nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tahsili istemine ilişkindir. Davacının İstanbul-Tebriz gidiş, Tebriz -İstanbul olmak üzere gidiş- dönüş bileti aldığı ,uçağın Tebriz yerine Urmiye Havaalanına iniş yaptığı,davacının valizinin teslim edilmediği hususları sabittir. Dava dilekçesinde uçağın Tebriz yerine Urmiye Havaalanına indiği,alanda THY görevlisi olmadığı, valizinin gelmediği ,taksi tutarak Tebriz’e gidebildiği ,internet üzerinden şikayetini ilettiği ,valizinin içerisin de Tebrizde ki duruşması için gerekli evraklar bulunduğu ,evraklar kaybolduğu için kendisini savunamadığı belirtilmiş, maddi tazminata esas vakıalar olarak , valizinde kaybolan hediyelik eşyalar ve sair eşyaların değeri 5.800-TL ile evrakları mahkemeye sunamaması nedeniyle karşı tarafa ödemek zorunda kaldığı 7.125-TL olmak üzere toplam 11.925-TL nin ödenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.Dava dilekçesinde zarar talepleri ıslah edilmediğinden mahkemece bu taleplerin esas alınmasında taleple bağlılık kuralı gereği isabetsizlik yoktur. Dava dilekçesinde belirtilmeyen uçuş bilet bedeli ,otel ve taksi masrafı vs taleplere ilişkin istekleri yerinde görülmemiş , inceleme dava dilekçesi kapsamında yapılmıştır. Davacı tarafından sunulan Tebriz Umumi Hukuk Mahkemesinin 18.1.2014 tarihli ilamı ile ; davacı aleyhinde açılan davada,davalının (dosya davacısının)beyanı esas alınarak fazla tahsil edilen çek bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Varşova Konvansiyon hükümlerine göre de hava yolu taşıyıcısı sınırlı sorumluluk hükümlerine tabiidir.Davacının ,kaybolan bagajda bulunan evrakların mahkemeye sunulmaması nedeniyle davayı kaybettiği sonucuna varılamamıştır.Aleyhe sonuçlanan davada karşı yana ödenecek bedelin davalı taşıyıcıdan talep edilmesi yerinde görülmemiş,davacının sınırlı sorumluluk hükümleri dahilinde maddi zararına hükmedildiğinden, davacının fazla maddi tazminat istemleri yerinde görülmemiş,istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Türk yargı uygulamasında;uluslararası hava taşımalarında taşıyıcının sorumluluğu ve koşulları mevcut ise manevi tazminat yönünden TMK ve TBK hükümlerinin uygulanacağı kabul görmüştür.(örneğin HGK nun 12.12.2001 tarih ve 2001/11-1161 esas-2001/1152 sayılı ilamı ) Sınırlı sorumluluk miktarına manevi tazminat miktarı dahil edilemez.Manevi zarar , malvarlığında bir azalmayı değil ve fakat kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ve ızdırabı, elemi ve böylece yaşama zevkinde bir azalmayı ifade eder. Zaman itibariyle somut uyuşmazlığa uygulanması gerekli TBK nun 58. maddesine göre, şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık bir miktar para ödenmesini talep edebilir. TBK nun 114/2. maddesinde “haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler ,kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hallerinde de uygulanır.” yolunda ki atfın kapsamına manevi tazminat da girmektedir. Manevi tazminata hükmedilebilmesi için, borca aykırı davranışın (alacaklının) kişilik haklarını ihlal ederek manevi zarara yol açmış olması gerekir. Ancak her borca aykırılık da kişilik haklarını zedelemez. Yapılan açıklamalar nazara alınarak somut olayda, davacının aleyhinde açılan dava nedeniyle Tebriz’e gitmek zorunda olduğu ,uçağın Tebriz yerine 2 sattten fazla uzak daki Urmiye Havvalanına iniş yaptığı,davalının Urmiye Havaalanında davacıya gerekli yardım yaptığına ilişkin bir savunma ve delil getirilmediği, valizin de kaybolduğu , kısıtlı bir zamanda iş için giden davacının üzerinde bulunanlarla kaldığı sabit olup ,davalının akde aykırı davranışlar nedeniyle manevi zarara uğradığı ,somut olayın salt valiz kaybı olarak değerlendirilemeyeceği bir miktar manevi tazminatı gerektirdiği sonucuna varılmıştır. Ancak manevi tazminat takdir edilirken mahkemece; tarafların ekonomik durumu ve duyulan manevi üzüntü ve elemin derecesi dikkate alınarak, özellikle takdir edilen miktarın tarafların ekonomik ve sosyal durumu, tazminat yükümlüsünün aşırı yük altına sokulmaması, zenginleşme aracı kılınmaması,hissedilen manevi zararı düzeltecek teselli ve ruhi tatmini sağlayacak kadar olması gereklidir.Bu kıstaslar dikkate alındığında davacıya 3.000-TL tutarında bir manevi tazminat ödenmesinin somut olaya uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Tüm anlatılanlara göre somut olayda, maddi tazminata ilişkin ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik olmadığı; ancak manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün kaldırılmasına,3.000-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalıdan tahsiline ,fazla istemin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacının maddi tazminata yönelik istinaf başvurusunun HMK.’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Manevi tazminata yönelik istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/07/2018 Tarih 2016/570 Esas 2018/711 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; 1-Davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne,3.467,49-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine fazla istemin reddine, 2- Davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulune 3.000-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine ” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak;”Alınması gereken 441,80-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan 900-TL bilirkişi ücreti ve 228,95-TL posta masrafı olmak üzere 1.128,95-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 531,40-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Kabul edilen maddi tazminat istemi bakımından davacı yararına takdir olunan 2.180-TLvekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Reddedilen kısım bakımından takdir olunan 2.180-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Kabul edilen manevi tazminat istemi bakımından 3.000-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Reddedilen kısım bakımından davalı lehine takdir olunan 2.000-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL peşin istinaf karar harcının davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan 60,75-TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 23-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/10/2020