Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/201 E. 2018/380 K. 05.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/201
KARAR NO: 2018/380
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/09/2016
NUMARASI: 2015/18 Esas- 2016/634 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/04/2018
İlk derece mahkemesince verilen hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, müvekkilinin davalıya uluslararası taşıma hizmeti sunduğunu, taşıma edimini eksiksiz ve tam bir şekilde gerçekleştirdiğini, icra takibine konu faturaları düzenleyerek davalıya ilettiğini, davalının söz konusu faturaları ticari defterlerine işlemek suretiyle kabul ettiğini, herhangi bir itirazda bulunmadığını, davalının borcunu ödememesi üzerine 03.08.2015 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın yasal süresinde takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini ayrıca davalının % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davacının tam ve eksiksiz hizmet vermediğini, davacı firmanın faturaları kestiğini ancak hizmetleri tamamlamadığını, hatalı zarar ve ziyan yaratacak bir şekilde hizmet verdiğini, davacı ile yapılan yazışmalardan da görüleceği üzere her haftanın cuma günlerinde 500- USD ödenerek borcun biteceğini, ödemelerin üçüncü haftasında davacının icra takibi başlattığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini, ayrıca davacının kötüniyetli olarak açmış olduğu icra takibi nedeniyle % 20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, taraflar arasında davacı tarafından davalıya yurt dışı nakliye hizmeti verildiği, hizmet karşılığı davaya konu icra takibine dayanak faturaların düzenlendiği, alacağın varlığı yönünden taraflar arasında ihtilaf olmadığı, davalının var olan alacağı her hafta cuma günleri 500 USD olarak ödeme yapması hususunda tarafların anlaştığı, davacının anlaşmayı tek taraflı bozarak davaya konu takibi başlattığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 21.011,58-TL alacağı bulunduğu, davalının mutabakatın varlığı yönünden itirazının haklı olduğu ancak icra takibi başlatıldıktan sonra mutabakatın sonlandırılmasını ödeme yapmamak sureti ile kabul ettiği ve dolayısıyla icra takip tarihi itibariyle alacağın muaccel olduğu kabul edilerek asıl alacak yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, icra inkar tazminatı isteminin dayanaksız olduğu gerekçesiyle bu kalem isteğin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davalı vekili, bilirkişi raporunda maddi hata yapıldığını, öncelikle icra takip tarihinin 08/08/2015 olduğunu, 07/08/2015 tarihinde davacıya müvekkili firma tarafından 500 dolar ödeme yapıldığını,ödeme makbuzunun dosyada olduğunu, borcun ödenmesi hususunda sulh sözleşmesi doğrultusunda ödemeler yaparken davacı tarafın haklı gerekçesi olmadan sözleşmeyi bozduğunu, kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilemsini talep etmiştir 2-Katılma yoluyla istinafa başvuran davacı vekili, ilamsız icra takibine davalı şirketin haksız olarak itiraz ettiğinden, davalı borçlu şirket aleyhine icra inkar tazminatı hükmedilmesi gerektiğini ,redde ilişkin kararın kaldırılarak alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Davalı, takibin dayanağı faturaların içeriğine konu edimlerin gereği gibi verilmediğini öne sürmüşse de buna ilişkin bir ispat vasıtası bulunmamaktadır.Esasen davalı takibin dayanağı faturaları itirazsız ticari defterlerine kaydetmiş bulunmaktadır. Bilirkişi incelemesinde de bu husus tesbit edilmiş olup, TTK’nın 21/2. Maddesine göre: Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa içeriği kabul etmiş sayılır. “hükmü gereği fatura bedellerini ödediğini ispat yükü altındadır. İcra takibi 4.225,54-usd ve 2.815-euro ile 1.857,24-TL alacaktan ibaret olup,takip dayanağı faturalar üzerinde, ödemenin döviz olarak yapılacağı yazılıdır Yabancı para alacaklar takip tarihi itibariyle TL ye çevrilmek suretiyle takip başlatıldığı, esasen düzenlenen faturalar itiraza konu olmadığından araflar arasında fatura bedelleri hususunda uyuşmazlık olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafın tarih bulunmayan bir ihtarname ile 4.725,54 $ ve 2.815-€ bakiyenin her hafta 500-usd ödemek suretiyle kapatılacağı, ödemelerde aksama olması halinde icra takibinin başlatılacağı davalıya ihtar edilmiş olup ,bu yazının altında el yazısıyla 4.725,54 $ nın içinde …’ın ricası ile işlenen 1000- usd lik kısmın olduğu belirtilerek altında açıklama yapılarak … tarafından imzalanmıştır. Dava dilekçesinde bu anlaşmadan bahsedilmiş ise de uyulmadığından icra takibi başlatıldığı iddia edilmiş ve davalı tarafından iki seferde 500’er -usd ödendiği bildirilmiştir. Dosya kapsamından davalının 31.7.2015 ve 7.8.2015 tarihlerinde toplamda 1.000-usd ödediği ,davacı icra takibinde 4.225,54-usd talep ettiğinden 31.7.2015 tarihli 500-usd ödemenin mahsup edilmek suretiyle takibin başlatıldığı anlaşılmaktadır. Alacağın varlığı hususunda ihtilaf olmayıp davalı vekili mutabakatın davacı tarafından bozularak takip başlatıldığını ileri sürmekte ise taraflar arasında geçerli bir ödeme planına bağlanmış ödeme takvimi mevcut olmadığı ,ilk fatura tarihinin mayıs 2015 tarihli olduğu gözetildiğinde ,davacının kesin vade tanıdğı ,davalının da şifahi anlaşmaya uygun olarak ödemeleri yapmakta olduğu belirlenemediğinden ,TBK 90 gereği muaccel alacağın kesin vade belirlenmediğinden takip ile talep edilebileceği sonucuna varıldığından davalı vekilinin icra takibi başlatılamayaacğı yönünde ki istinaf sebebi yerinde bulunmamaktadır. İcra takibi 3.8.2015 tarihinde başlatılmış olup , davalı tarafın 07/08/2015 tarihinde yaptığı ve mahsup edilmeyen 500-usd ödeme icra takibinden sonraya tekabül etmekle beraber ödeme emri 12/08/2015 tarihinde tebliğ edildiğinden tebliğden önce yapıldığı anlaşılan ödemenin mahsup edilmesi gerekmesine rağmen bilirkişi tarafından bu mahsup yapılmamıştır. İtirazın iptali davası, 7.9.015 tarihinde açılmış olup, davacının dava tarihinden evvel yapıldığı anlaşılan 7.8.2015 tarihli 500- usd ödemeyi mahsup etmeden itirazın iptalini talep ettiği anlaşılmaktadır. Bilirkişi Rapor ekinde bulunan defter kayıt örneklerine göre davalının yaptığını öne sürdüğü ödeme, davacının sunduğu muavin defter kayıtlarında (120.01.0383 no.lu hesabın 01/01/2015-07/06/2016 tarihlerini kapsayan) 07/08/2015 tarihinde gelen havale maddesinde 1.391,50-TL olarak gelen havale hesapta işlem görmüş olup, 31/12/2015 kur farkı maddesiyle yapılan mahsuplaştırma sonucu davalı hesabının 20.304,96-TL borçlu gözüktüğü, Bilirkişinin, 31.7.2015 tarihli bakiyeyi davacı alacağı olarak kabul ederek raporunu tanzim ettiği ,bu tarihteki bakiye 21.011,58 -TL olup bu miktar İlk Derece Mahkemesince borç miktarı olarak kabul edilip itirazın kısmen iptaline karar verilmiştir. İcra takip tutarı ise 22.250,77-TL dir. Buna göre alacak tutarına davacı taraın istinafı olmadığından takip tarihinde hükümdeki miktar olan 21.011,58 -TL alacak mevcut olduğunu kabul ile takipten sonra yapılan 500-usd( 1.391,50-TL)ödeme asıl alacağa takip talepnemesi ile bağlı kalınarak takip tarihinden ödeme tarihine kadar olan ve hesaplanan 4 günlük işleyen reeskont faiz tutarı 21,01- TL olup TBK 100 gereği kısmi ödeme öncelikle faizden mahsup edilmelidir. Böylelikle davalının yaptığı ve hükümde nazara alınmayan 500-usd kısmi ödemenin öncelikle ferilere mahsubu gerektiğinden alacak tutarı 21.011.88-ye takip tarihinden itibaren hesaplanan 21.01 -TL işlemiş faizi ödeme tutarından düşülerek kalan 1.370,49- TL 21.011,88-TL den düşüldüğünde takibin devam edeceği tutar 19.641,09 -TL olmaktadır. Buna göre davalının kısmi ödemenin mahsup edilmediğine yönelik istinaf sebebi yerindedir.Alacak faturayla belirlenmiş alacak olduğundan muayyen ve likit bir alacağa ilişkin olmakla İİK’nın 67/2. Maddesi kapsamında icra inkar tazminatı koşullarının da oluştuğu kabulü gerektiiğinden davacı vekilinin hükme yönelik ileri sürdüğü istinaf nedeni yerinde görüldüğünden İlk Derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasına , yeniden yargılama gerektirmeyen hususlarda yeniden hüküm kurulması yoluna gidilerek dava tarihi itibariyle belirlenmiş asıl alacak miktarı üzerinden itirazın kısmen iptaline ,fazla istemin reddine ile davacı yararına %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/18 Esas-2016/634 Karar sayılı 20/09/2016 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davalının İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında yaptığı itirazın İİK’nın 67/1.maddesi uyarınca kısmen iptaline, 19.641,09- TL asıl alacağa ödeme tarihi olan 07.08.2015 tarihinden itibaren reeskont faizi işletilerek takibin devamına, fazla istemin hukuki yarar yokluğundan reddine, Asıl alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 3.928,21- TL icra inkar tazminatının İİK’ın 67/2. Maddesi uyarınca davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine ” İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak ; Alınması gereken 1.341,68- TL nispi karar harcından, icra ve mahkeme veznesine yatırılan 379,99- TL harcın mahsubu ile bakiye 961,69-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından ödenen 411,79- TL peşin harç ile davacı tarafından yapılan 500,- TL bilirkişi ücreti ve 190- TL posta masrafı olmak üzere toplam 690-TL yargı giderinden davanın kabulü oranında hesaplanan 844-TL yargı giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan giderin davacı üzerinde bırakılmasına, Kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan 2.356,93-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davanın reddi oranında hesaplanan 2.180- TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine Taraflarca yatırılan peşin istinaf harçlarının istek halinde yatıranlara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1/a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 05/04/2018