Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1986 E. 2020/998 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1986
KARAR NO: 2020/998
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/02/2018
NUMARASI: 2017/252 Esas-2018/124 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/10/2020
İlk derece mahkemesince verilen davanın kabulüne yönelik hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkiline sigortalı olan … şirketinin Romanya’dan 308 kap emtianın Türkiye’ye nakledildiğini, sigortalı emtiaların gümrük işlemleri için Hadımköy’deki … antreposuna geldiğini, geliş zamanının mesai saatleri dışına denk gelmesi sebebiyle malların tırdan boşaltılamadığından dolayı tırın ara sokağa park edildiğini, bu sıradan emtiaların bir kısmının çalındığını, sigortalı tarafından yapılan ihbar üzerine ekspertiz raporu alınarak sigortalıya 21.12.2015 tarihinde 46.044,87 TL ödeme yapıldığını, ödenen tazminatın rücuen tazmini için yapılan ihtardan sonuç alınamaması üzerine başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini belirterek, fazlaya dair talepler saklı kalmak kaydıyla Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkilinin dava konusu taşımada fiili taşımacı olmadığını, malları fiilen müvekkilinin taşımadığını, bu nedenle malın taşınması sırasında meydana gelen zarardan müvekkilinin sorumlu tutulmasının ve husumet yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sınırlı olduğunu, CMR’ye göre alınması gereken tüm önlemlerin alınmasına rağmen yine de kayıp meydana geldiyse davalının sorumlu olmayacağının belirtildiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, davanın ihbarını talep ettiğini, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davanın zamanaşımına uğramadığı, davalı taşımacının eşyaya karşı özen borcunu ve edimini yerine getirmediği ve emtianın çalınmasına sebebiyet verdiği, kusurunu bertaraf edecek aksini ispat eder delil sunmadığından davalı üst/akdi taşıyıcının alt/fiili taşıyıcı ile birlikte meydana gelen hasar ve zıyaıdan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı vekili; müvekkilinin olayda kusurunun bulunmadığını, hırsızlık olayında araç şoförünün de kusurlu olmadığını, bu nedenle davacının müvekkiline rücu etmesinin mümkün olmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava; nakliyat emtia sigortası kapsamında taşınan emtianın kısmen zayi edilmesi nedeniyle oluşan zararın rücuen tazmini istemine ilişkindir. Davaya konu taşıma Romanya-Türkiye arasında gerçekleştiğinden, somut uyuşmazlığın CMR Konvansiyonu hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir. Sigorta hukukundan kaynaklanan halefiyet ve rücu konularında ise 6102 sayılı TTK hükümleri esas alınacaktır. TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı; ancak, sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır. CMR’nin 32/1. maddesine göre; bu sözleşme gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerekir. Ancak, bilerek kötü hareket veya mahkeme tarafından bilerek kötü hareket olarak kabul edilen kusurlarda, bu süre üç yıldır ve şu tarihlerde başlar: a) Teslimde kısmi kayıp, hasar veya gecikmelerde, teslim tarihinden itibaren, b) Tam kayıplarda, kararlaştırılan zaman limiti bitiminden 30 gün sonra, kararlaştırılmış zaman limiti yoksa, yükün taşıyıcı tarafından teslim alınmasından sonraki 60. günde. Bu kapsamda somut olayda davalının özen yükümlüğünü ihlalden doğan hareketinin bilerek kötü hareket olarak kabulü nedeniyle, takip ve dava tarihi itibariyle davanın zamanaşımına uğramadığı tespit edilmiştir.CMR’nin 17. maddesi gereğince taşıyıcı, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim olunduğu tarihe kadar geçen süre içinde uğranılan ziya, gecikme ve hasardan sorumludur. Ziya ve hasar halinde tazminatın hesaplanmasına ilişkin CMR’nin 23. maddesine göre; emtianın kısmen veya tamamen kaybı halinde tazminat, emtianın taşınmak üzere teslim edildiği yer ve tarihteki değerine göre hesaplanır. Ancak kısmi kayıp halinde, sorumluluk miktarının tespitinde kaybedilen kısmın ağırlığına göre taşıyıcının sorumlu olduğu miktar belirlenmelidir. Bu durumda tazminat, eksik brüt ağırılığın kilogram başına 8,33 SDR tutarını aşamaz. CMR’nin 29. maddesinde ise, “hasar taşımacının kendi kötü hareketinden veya davaya bakan mahkemenin kararı ile isteyerek kötü harekete eşdeğer sayılan kusurdan ileri gelmiş ise, taşımacı, sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan yahutta kanıt yükünün karşı tarafa yükleyen bu maddenin hükümlerinden faydalanamaz” denilmek suretiyle taşımacının sınırsız sorumluluk halleri sayılmıştır. Bu kapsamda somut olayda; davalının akdi taşıyıcı olarak fiili taşıyıcı ile birlikte emtianın zayi olmasından sorumlu olduğu, davacı … şirketinin sigortalısına yaptığı ödeme nedeniyle halefiyet kuralları gereği uğradığı zararın tazminini talep hakkının bulunduğu anlaşılmış olup; emtianın kısmen kaybı, araç sürücüsünün aracı güvenlikli bir park alanı yerine sokak üzerine park ederek uyuduğu sırada gerçekleştiğinden, dolayısıyla zayi davalının ağır kusurundan kaynaklandığından, davalının CMR’nin 23. maddesindeki sınırlı sorumluluk hükmünden yararlanması mümkün değildir. Bu nedenle hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda tespit edilen bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu itibarla, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 3.145,32- TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 786,33- TL harcın mahsubu ile bakiye 2.358,99- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Hükümden sonra davacı yan tarafından yapılan 70,-TL yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 13/10/2020