Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1959 E. 2020/1200 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1959
KARAR NO : 2020/1200
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2018
NUMARASI : 2014/1523 Esas-2018/420 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/11/2020
İlk derece mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne yönelik hükmün davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Bankanın Hadımköy Şubesi ile davalı … arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerine istinaden firmaya nakdi kredi ve tüzel kredili mevduat hesabı kredileri açılıp kullandırılmış, diğer davalılar ise söz konusu sözleşmeleri müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalamış, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesap kat edilerek nakit kredi borcunun ödenmesi için davalılara Bakırköy …. Noterliği’nin 18/04/2014 tarihli … ve … sayılı ihtarnameleri ihtar edilmişse de borcun ödenmediği, borcun ihtara rağmen ödenmemesi üzerine, davalılar hakkında İstanbul 3. ATM’nin 2014/195 D.İş sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı verilmiş ve İstanbul …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile infaz edilerek borçlular hakkında genel haciz yolu ile takip başlatılmış olup, davalı borçlular tarafından yapılan haksız itiraz ile takibin durduğunu belirterek, davalıların İstanbul …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptaline ve takibin takip talebindeki şartlarla devamına, davalı borçluların nakit alacakları üzerinden %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ile yetkilisi olduğu şirket ortaklarının …Ltd. Şti. yetkilisi … davacı banka ile sözleşme imzaladığını ve kendilerinin de müşterek borçlu ve kefil olduklarını öğrendiklerini, müvekkili ile yetkilisi olduğu şirket ortaklarının böyle bir sözleşme imzalamadıkları gibi yaptıkları araştırma ile … San. Ve Tic. Ltd. Şti. yetkilisi …. müvekkili ve dava dışı yetkilisi olduğu şirket ortaklarının imza ve yazılarını taklit ederek kredi aldığını tespit ettiklerini, ayrıca şirket ortaklarından … adına müteselsil kefil olarak da ayrı bir kredi sözleşme düzenlendiğinin öğrenildiğini, şirket ortağı … aleyhine İstanbul …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, yaptığı itiraz üzerine İstanbul 10 ATM’nin 2014/1505 Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığını ve davanın derdest olduğunu, davacı banka ile müvekkilleri arasında imzalandığı iddia olunan kredi sözleşmesi incelendiğinde imza müvekkiline ait olmadığı gibi kredi sözleşmesinin kanunen geçerli olması için gereken el yazısı ile doldurulması zorunlu olan kısımlarda ki yazıların da müvekkiline ait olmadığını, ayrıca sözleşmenin şartı olan eş muvafakatinin de kredi sözleşmesinde yer almadığını belirterek, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1505 esas sayılı dosyası ile işbu davanın birleştirilmesine, davacı alacaklının hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetle açmış olduğu işbu davanın reddi ile müvekkili aleyhine yapılan İstanbul …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takibinin iptaline, davacı alacaklının iddia ettiği nakit alacak üzerinden %20’den az olmamak kaydıyla icra ve kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece; davalıların borçlu olmadığını yada borcu ödediğini ispat edecek belge ve delil sunmadığı, bu nedenle davacının incelenen ve lehine delil olan ticari defterlerinden; bankacı bilirkişiler tarafından düzenlenen 20/02/2018 tarihli raporunda ayrıntısı ile açıklandığı şekilde; kredi sözleşmesinin temerrüd faizi ile ilgili maddesinde temerrüt faiz oranının yıllık %60 olarak belirlendiği anlaşıldığından, temerrüt faiz oranının %60 olduğunun kabulü ile, İstanbul … İcra Dairesinin .. Esas sayılı dosyasında tahsilde tekerrür olmamak üzere; a)Borçlu … Ltd. Şti. yönünden 615.976,91-TL asıl alacak, 13.163,34-TL temerrüt faizi, 658,17-TL faizin %5 BSMV’si olmak üzere toplam 629.798,84-TL üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %60 oranında temerrüt faizi yürütülmesine, 629.798,84 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davacı lehine davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine, davalı müteselsil kefiller yönünden 615.976,91-TL asıl alacak, 10.125,65-TL temerrüt faizi, 506,28 -TL faizin %5 bsmv’si olmak üzere toplam 626.608,84-TL üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına, 615.976,91-TL’ye takip tarihinden itibaren %60 oranında temertüt faizi yürütülmesine, 626.608,84-TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davacı lehine davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : 1-Davacı vekili; genel kredi sözleşmesinin 37.maddesi hükmü gereğince temerrüt faiz oranı, Merkez Bankası’na bildirilmiş faiz genelgesinde yer alan en yüksek cari faiz olan %50 oranının %100 fazlası olacağına göre, dava konusu kredi alacağına takipte uygulanacak temerrüt faiz oranının “TL” krediler için %100 olduğunu, ayrıca müvekkili banka ile davalılar arasında ticari bir ilişki mevcut olduğu açık olup, bu nedenle gerek genel kredi sözleşmesi hükmü, gerek Merkez Bankası bildirimi ve gerekse T.T.K.’nun 8. maddesi ve 3095 sayılı kanunun 2. maddesi hükümleri gereğince Banka’nın tespit ettiği kredi faiz oranının hukuka uygun olduğunu, ayrıca; takip talebinde hesap kat ihtarnamesi tarihi itibariyle kredi anaparası, kat tarihine kadar işlemiş akdi faizi ve akdi faizin bsmv’si toplanarak anapara/asıl alacak olarak talep edilmiş olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, hesap kat ihtarının kredi borçlusuna tebliğ tarihi olan 21/04/2014 tarihine 24 saatlik ödeme süresi eklenerek tespit edilen temerrüt tarihi 23/04/2014’e kadar işlemiş akdi faiz ve akdi faizin bsmv’si hesaplanarak kredi anaparalarına eklenmiş ve asıl alacak 616.839,32 TL olarak belirlenmiş, takip talebinde belirtilen asıl alacak tutarından fazla olduğundan ve taleple bağlılık ilkesinden bahisle asıl alacağın 615.976,91 TL kabul edilerek (aradaki akdi faiz farkı reddedilmiş ve hesaplanan işlemiş faize de eklenmemiştir) hesaplama yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, ilk derece mahkemesi kararının reddedilen kısmı ile hükmedilen temerrüt faizi hukuki dayanaktan yoksun olduğu sebebiyle, kısmi istinaf taleplerinin kabulü gerektiğini bildirerek, kararın reddedilen kısmı ile temerrüt faizi oranına ilişkin kısmının kaldırılmasına,davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalılar vekili istinaf başvurusunda; müvekkili aleyhine yapılan icra takibi ile takip konusu kredi sözleşmesinin varlığından haberdar olmuş olup, 22/11/2012 tarihli ve … Ltd. Şti. ile … arasında imzalanan, …, …, …, …’in kefil olduğu kredi sözleşmesi (GKS) nin tamamen usulsüz şekilde düzenlendiğini, GKS’de yer alan gerek imzaların gerekse el yazılarının kendilerine ait olmadığı iddiası ile itiraz ettiklerini, İstanbul 10 ATM’nin 2014/1505 Esas sayılı itirazın iptali davasında yargılamanın imza incelemesi aşamasında olduğunu, işbu dava dosyası ile arasında fiili ve hukuki bağ olmasına karşın birleştirme taleplerinin usul ve yasaya aykırı olarak reddedildiğini, müvekkili firma genel nitelikte (çerçeve) olan GKS’ni boş olarak imzalamış olup, bu sözleşmeye dayalı herhangi bir kredi talebinde bulunmadığını, dosyada yer alan kredi talep formlarındaki imzaların müvekkiline ait olmadığını, mahkemece bu yöndeki imza itirazları incelenmeden karar verildiğini, mahkemece Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığına yaptıkları sahtecilik şikayetlerini bekletici mesele yapılmadığı gibi kendisi de imza incelemesi yapmadığını, bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olup, dava konusu uyuşmazlığı aydınlatacak nitelikte olmadığını bildirerek,kararın kaldırılmasına ve talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava; Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir.Somut olayda; davacı Banka ile asıl borçlu davalı …. Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi arasında 04/05/2011 tarihli 2.000.000-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, diğer davalılar …, … ve …’in isimleri, adresleri ve kefalet tutarları belirtilmek suretiyle iş bu sözleşmeyi müteselsil kefalet ile imzaladıkları, kefalet limitinin 2.000.000-TL olduğu, davalıların sözleşme limiti kapsamında kendi temerrütlerinin hukuki sonuçları ile bağlı oldukları anlaşılmaktadır. Genel Kredi sözleşmesi 04/05/2011 tarihli olup, kefalet 818 sayılı Borçlar Kanunu yürürlükte iken yasaya uygun olarak kurulduğundan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 583. maddesindeki düzenlemeden dolayı geçersiz kabul edilemez. Bu durumda sözleşmelerde yasa gereğince kefilin el yazısı ile kefalet limiti ve eş muvafati aranmayacaktır. Genel Kredi Sözleşmesinin 2. Maddesine göre; davalılar söz konusu sözleşmeye dayalı olarak bankanın her türlü krediyi kullandırabileceğini de kabul etmişlerdir. Davacı banka tarafından bu hükme istinaden borçlu ….Ltd. Şti.’ne taksitli ticari kredi, tüzel kredili mevduat hesabı, şirket kredi kartı, nakdi kredi, devre faizli nakdi kredi ve çek taahhüt hesabı kredileri açılıp kullandırıldığından, bu alt kredi kullandırım taleplerinde kefillerin imzasının alınması gerekmemektedir. Davalılar bu kredi kullandırım talep evraklarını, ancak genel kredi sözleşmesini imzaladıklarını beyan ve kabul ettiklerinden davalılar vekilinin imza incelemesi yaptırılmasına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı borçlularca derdest olduğu bildirilen İstanbul 10 ATM’nin 2014/1505 Esas sayılı dava dosyası dava dışı ….ltd. Şti.’nin kredi borçları için başlatılan takibe yapılan itirazların iptali için ikame edildiği, Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma evrakında; söz konusu kredi kullandırımı talep formlarının davalı …. Ltd. Şti. tarafından …. Ltd. Şti. yetkilisi … şahsına verilen Bakırköy …. Noterliği’nin 18/02/2008 tarih ve … yevmiye nolu (… yevmiye ile tasdikli) vekaletname ile imzalandığı, bu vekaletnamede davalı adına her türlü sözleşmeleri imza etmeye yetkili vekil tayin edildiğinden, davacı bankanın bu vekalete dayanarak kredi çekilmesine onay vermiş olduğu, ancak kefillerin dava dışı …. Ltd. Şti. ile yapılan sözleşmedeki kefalet imzalarına itiraz ettikleri, işbu itirazın iptali davasında yargılamanın imza incelemesi aşamasında olduğu, bu konuda Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 2014/11417 soruşturma numaralı dosyasında … Ltd. Şti. ile yapılan sözleşme nedeniyle soruşturma yapıldığı tespit edildiğinden, gerek takip dosyası, gerek alacak miktarları ve gerekse alacak dayanağı olan genel kredi sözleşmeleri farklı olduğu, dosya ile bir ilgisi bulunmadığından birleştirme talebinin reddinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Öte yandan, dava konusu Genel Kredi Sözleşmesine teminat olarak alınmış ipoteğin Küçükçekmece 2. Aile Mahkemesi’nin 2014/1031 Esas -2016/48 Karar sayılı dosyası ile 13/01/2016 tarihinde iptaline karar verilmiş ve bu karar 04/04/2019 tarihinde kesinleşmiş olup, işbu dava, davalılar hakkında başlatılan ilamsız icra takibine yapılan haksız itirazla ilgili olduğundan, genel kredi sözleşmesinin geçerli olduğu ve tarafları bağlayıcı olduğu dosya kapsamı ile sabittir. Hükme esas alınan 20/12/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporu denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli nitelikte görülmüş, davalıların temerrüt tarihleri dikkate alınarak faiz hesaplamaları yapıldığı temerrüt tarihi itibariyle alacak miktarının; asıl borçlu yönünden 616.839,32-TL ve müteselsil kefiller yönünden de 617.486,13-TL olarak tespit edildiği, kefillerin sorumlu olduğu miktarın borçlunun sorumlu olacağı miktarı aşamayacağı dikkate alındığında kefillerin sorumluluğunun da 616.839,32-TL olarak saptandığı, ancak ödeme emri ile talep edilen asıl alacak tutarının 615.976,91-TL olması nedeniyle -taleple bağlılık ilkesi gereğince- borçlu ve kefillerin temerrüt tarihi itibariyle sorumluluk tutarlarının, ödeme emrindeki talep olan 615.976,91-TL ile sınırlı bulunduğu, temerrüt faiz oranının davacı banka tarafından (%50 artı %50=) %100 olarak talep edildiği, ancak taraflar arasındaki 04/05/2011 tarihli genel kredi sözleşmesinin temerrüt faizi ile ilgili 37. maddesi hükmüne göre; Bankanın kredi sözleşmesinde temerrüt faiz oranının bankanın TCMB’na bildirdiği “uygulayabileceği en yüksek kredi faiz oranına göre değil, bankaca temerrüt tarihinde uygulanmakta olan en yüksek kredi faiz oranına göre” belirleneceğinin ifade edildiği, bankaca temerrüt tarihinde uygulanan en yüksek kredi faiz oranı %30 olarak tespit edildiği, buna göre temerrüt faiz oranının bu oranın %100 fazlası olan yıllık %60 olarak belirlendiği, bu doğrultuda yapılan hesaplama sonucunda takip tarihi itibariyle alacak tutarının; borçlu firma yönünden; 615.976,91-TL asıl alacak 13.163,34-TL temerrüt faizi ve 658,17-TL de faizin %5’i BSMV olmak üzere toplam 629.798,84-TL olarak, kefiller yönünden; 615.976,91-TL asıl alacak, 10.125,65-TL temerrüd faizi ve 506,28-TL de faizin %5’i BSMV olmak üzere toplam 626.608,84-TL olarak ve kefillerin sorumluluklarının kefalet limiti içinde kaldığı tespit edildiğinden, bu itibarla, verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, taraf vekillerinin hükme yönelik istinaf sebepleri yerinde olmadığından, başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekili ve davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Davalılardan alınması gereken 43.021,55-TL istinaf karar harcından(davalı ….ltd.şti dışındaki davalılar 42.803,64-TL ile sorumludur) davalılar tarafından peşin yatırılan 10.755,39‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 32.266,16-TL harcın davalılardan (davalı …ltd.şti dışındaki davalılar 32.048,25-TL ile sorumludur.)müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,Davacıdan alınması gereken 54,40-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 18,5‬‬-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 19/11/2020