Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1931 E. 2020/1003 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1931
KARAR NO: 2020/1003
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/05/2018
NUMARASI: 2015/275 Esas 2018/450 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/10/2020
Davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davalı vekili ve temlik eden davacı banka vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ; müvekkili Bankanın Bayrampaşa Ticari Şubesi ile dava dışı … Ltd. Şti.ile imzalanan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesini davalının müteselsil kefil olarak imzaladığını, sözleşmeye istinaden asıl borçlu adına kredi tahsis edildiğini, asıl borçlunun kredilerden kaynaklanan borçlarını ödemediğinden asıl borçlu ve kefillere Eyüp … Noterliğinin 20/02/2014 tarihli kat ihtarının gönderildiğini, buna rağmen borç ödenmediğinden borçlu şirket ve kefiller aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının yetki itirazının sözleşmenin 86. maddesi uyarınca yerinde olmadığını, davalının borca, faize ve fer’ilerine itirazının da yerinde olmadığını, davalının sözleşmenin yapıldığı 30/09/2009 tarihinde müteselsil kefil olduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine % 20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; yetkili yerde başlatılmış icra takibi olmadığını, davanın ispatlanamadığını, eklerin taraflarına tebliğ edilmediğini, kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; sözleşmenin 71.maddesi gereğince temerrüt faiz oranının % 54 oranında olduğu, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 9.620,08-TL asıl alacak, 129,87-TL temerrüt faizi, 6,49-TL BSMV, 331,08-TL masraf olmak üzere 10.087,52-TL alacaklı olduğu, takip tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden kefalet limiti 70.000-TL ‘ ye ulaşıncaya kadar %54 temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisinin istenebileceği, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin bankanın nakit depo edilmesini veya ek teminat verilmesini isteme hakkına ilişkin 60.maddesi hükmü ve incelenen sözleşme maddeleri dikkate alındığında davacı bankanın çek bedellerini davalıdan isteyebileceğine ilişkin açık bir hüküm bulunmadığı, davalının kefil olması nedeniyle davacı bankanın davalı kefilden gayrinakdi alacağa ilişkin isteminin yerinde olmadığı, davacı bankanın nakdi alacaklar açısından alacağını temlik alan … Yönetimi A.Ş ‘ ye temlik ettiği saptanmış olmakla, nakdi alacağın likit, itirazın haksız oluşu karşısında davanın kısmen kabulüne, davacı banka yönünden gayri nakdi alacağa ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davalı vekili istinaf başvurusunda; kefalet kısmı uydurma biçimde sonradan yapıştırılmasına rağmen mahkemece bu hususun hiç değerlendirilmediğini, TBK nun 583.madde gerekse 584.maddenin 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe girdiğini sözleşmenin 2009 yılında düzenlendiğini, dolayısıyla TBK nun 583 ve 584.maddelerinin sözleşmeye uygulanamayacağını belirtilse de , 6101 TBK nun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 1., 2. ve 4. maddeleri hükümleri gereğince; somut olayda TBK hükümlerinin uygulanması gerektiğini, dava konusu kredi sözleşmesi genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesi olup, kredi çeklerin teslim edilmesi ile kullandırılmış olmakla TBK nun yürürlük zamanında gerçekleştiğini,6101 sayılı kanunun 4.maddesinde yürürlük tarihinden önce gerçekleşmiş olup da, yürürlüğe girdiği sırada henüz herhangi bir hak doğurmamış fiil ve işlemlere, TBK hükümlerinin uygulanacağının öngörüldüğünü, 2009 yılında genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesinin akdedilmiş olmasının, anılan kanun hükmünden de anlaşıldığı üzere, hak doğması anlamına gelmeyeceğini, zira bu sözleşme açısından hak doğurucu işlemin, kredinin kullandırılması olduğunu, dolayısıyla, davacının, kanunun yürürlüğü ile birlikte geçersiz hale gelen hükümlerine istinaden, kanunun yürürlüğünden sonra dava dışı şirketlere kredi kullandırıldığını,müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını bildirerek, kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Temlik eden/Davacı … Bankası A.Ş. vekili istinaf başvurusunda; Bankanın, her çek yaprağı için ödemek zorunda olduğu bu yasal yükümlülük tutarı nedeniyle müşterisine gayrinakdi çek kredisi kullandırdığını, Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi’nin Bankanın Nakit Depo Edilmesini veya Ek Teminat Verilmesini İsteme Hakkı başlıklı 60. ve 70. maddesi hükümlerinden de anlaşılacağı üzere gerek müşteri gerekse borçtan sorumlu olan müteselsil kefillerin gayrinakdi çek kredisi nedeniyle iade edilmeyen çek yapraklarına ilişkin olarak müvekkili bankanın ödemek zorunda olduğu yasal yükümlülük tutarı olan 9.485,62-TL’yi nakit olarak depo etmek zorunda olduklarını, genel kredi sözleşmesinde bu hususun açıkça düzenlendiğini,gayri nakdi alacağa ilişkin istemin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek, kararın gayri nakdi alacağa ilişkin istemin reddine ilişkin kısmının kaldırılmasına ve bu yönden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemidir. Somut olayda; dava dışı kredi borçlusu … Ltd. Şti. ile davacı Banka arasında 30/09/2009 tarihinde imzalanan 70.000-TL limitli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesinde davalının müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu, kefil olunan miktarın 70.000-TL olduğu, dava konusu uyuşmazlıkta 818 sayılı BK’nun yürürlüğünde kurulan kefalet sözleşmesinin geçerlilik koşulları bakımından 6101 sayılı TBKYUK madde 1/c1 uyarınca 818 sayılı BK’nun uygulanacağı ve BK. 484. Maddesi ve devamı maddeleri hükümleri esas alınacağından davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde değildir. Dosya kapsamına göre; Davacı Bankanın dava dışı kredi borçlusu şirketten 04/02/2014 tarihi itibariyle çek hamillerine ödenen 9 adet çeke ilişkin banka sorumluluk tutarı ve ödeme tarihinden kat tarihine kadar olan faizleri ile 9.485,62-TL, ayrıca dava dışı kredi borçlusu nezdinde olan 77.280-TL gayrinakdi depo alacağı sebebiyle davalı tarafa İstanbul … Noterliği’ nin 10/02/2014 tarihli ihtarnamesini keşide ettiği, ihtarnamenin davalıya 14/02/2014 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede tanınan süreye göre davalının 22/02/2014 tarihinde temerrüde düştüğü, daha sonra davacı Banka tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında icra takibine geçildiği, sözleşmenin 71. maddesi gereğince temerrüt faiz oranının %54 oranında olduğu, dosyaya alınan denetime elverişli bilirkişi raporuna göre; davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 9.620,08-TL asıl alacak, 129,87-TL temerrüt faizi, 6,49-TL BSMV, 331,08-TL masraf olmak üzere 10.087,52-TL alacaklı olduğu, takip tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden kefalet limiti 70.000-TL ‘ye ulaşıncaya kadar %54 temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisinin istenebileceği, davacı bankanın nakdi alacaklar açısından alacağını temlik alan … Yönetimi A.Ş ‘ye temlik ettiği, gayri nakdi alacaklarını temlik etmediği, bu kapsamda taraflar arasında imzalanan sözleşmenin bankanın nakit depo edilmesini veya ek teminat verilmesini isteme hakkına ilişkin 60. Maddesi hükmü ve incelenen sözleşme maddeleri dikkate alındığında davacı bankanın çeklere ilişkin kanuni karşılık tutarlarını nakde dönüşmediği müddetçe davalıdan deposunu isteyebileceğine ilişkin açık bir hüküm bulunmadığı, çek kanuni karşılık tutarından bankanın sorumlu olduğu gözetildiğin de , bu kapsamda davalı müteselsil kefilin bu borçtan sorumlu tutulabilmesi için sözleşmede açıkça hüküm bulunması gerektiği, davacı bankanın davalı kefilden gayri nakdi alacağa ilişkin isteminin reddi gerektiğinden davacı banka vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Bu itibarla, İlk derece Mahkemesince verilen karar usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, davalı vekili ve temlik eden davacı banka vekilinin istinaf sebepleri yerinde olmadığından, başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekili ve temlik eden davacı banka vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Temlik eden davacıdan alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50- TL harcın temlik eden davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davalıdan alınması gereken 689,07-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 172,27-TL harcın mahsubu ile bakiye 516,80-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 13/10/2020