Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/193 E. 2018/366 K. 05.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/193
KARAR NO : 2018/366
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2017 Tarihli Ara Karar
NUMARASI : 2016/609 Esas
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/04/2018
İlk derece mahkemesince verilen 21/11/2017 tarihli tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN: Davacı vekili 08.06.2017 tarih ilk derece mahkemesi duruşmasındaki beyanında; TTK.’nun 638.maddesinin 2.fıkrası uyarınca müvekkilinin ortaklıktan doğmuş ve ilerde doğabilecek bütün borçlarının dondurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi; mahkemeye sunulan 27.09.2017 tarihli bilirkişi ek raporuna göre, davalı ..Tic. Ltd.Şti’nin 2012 yılı net aktif değerinin 404.712,82 TL olduğu ve 2015 yılı net aktif değerinin 437.964,41 TL olduğu ve bu hali ile şirket borca batık olmadığından davacı için doğmuş bir borçtan kaynaklanan risk bulunmadığı gerekçesi ile TTK’nın 638/2.maddesigereğince talep edilen tedbir talebinin reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili şirketin doğmuş borcu olup olmadığına dair dosyada belge bulunmadığını, dosyada bulunan raporun şirket kayıtlarına göre hazırlandığını gerçeği yansıtmadığını, şirketin olası borçları ile cezalarının aktif değerin üzerinde olmayacağının kesin olarak tespit edilemeyeceğini, şirketin borca batık olmamasının olası borçları karşılayacağı anlamına gelmediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve ortaklıktan doğan hak ve borçların dondurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Uyuşmazlık, haklı nedenle ortaklıktan çıkma istemli açılan davada davacı ortağın hak ve borçlarının teminat altına alınması amacıyla dondurulması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi; sunulan 27.09.2017 tarihli bilirkişi ek raporuna göre, davalı … San ve Tic. Ltd.Şti’nin 2012 yılı net aktif değerinin 404.712,82 TL olduğu ve 2015 yılı net aktif değerinin 437.964,41 TL olduğu ve bu hali ile şirket borca batık olmadığından davacı için doğmuş bir borçtan kaynaklanan risk bulunmadığı gerekçesi ile TTK’nın 638/2.maddesi gereğince talep edilen ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir.
Limited Şirketlerde ortaklıktan çıkmayı düzenleyen TTK 638/2 maddesine göre haklı sebeplerin varlığı halinde her ortak şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabileceği dava süresince davacı ortağın ortaklıktan doğan hak ve borçlarının kısmen veya tamamen dondurulabileceği veya ortağın durumunun teminat altına alınabileceği bu yönde mahkemece karar verilebileceği belirtilmektedir.
Somut olayda davacı ortağın davalı ….. Ltd. Şti.’de %23 oranında paya sahip olduğu ,davacının ağırlıklı olan istemi kamu borçlarından sorumluluğunun dondurulması ve şirketin sahip olduğu bir adet makinenin devrinin engellenmesine yöneliktir. 27.09.2017 tarihli bilirkişi ek raporunda şirketin aktif ve pasiflerinin dengeli olduğu şirketin borca batık olmadığı belirlenmiştir. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki kanunun 35. maddesine göre, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen kamu alacaklarının hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olmak kaydıyla ortaklardan tahsil edileceği düzenlemesi göz önüne alındığında kamu borçlarından sorumluluk borçların dondurulması kapsamına girmemektedir.
HMK 389/1 maddesi gereğince mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Dosya kapsamı toplanan deliller itibariyle HMK 389 koşullarının bulunmadığına yönelik İlk Derece Mahkemesinin takdirinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine .
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 05/04/2018