Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1917 E. 2020/906 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1917
KARAR NO : 2020/906
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/05/2018
NUMARASI : 2017/17 Esas-2018/431 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/09/2020
İlk derece mahkemesince verilen davanın kabulüne yönelik hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkil şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki kapsamında davalı şirketten bakiye alacağının doğduğunu, davalının borcunu ödememesi üzerine İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçilmiş ise de, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının itirazın iptaline ve %20 oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkili şirkete TMSF’nin kayyım olarak atandığını, kayyım atanması nedeniyle müvekkiline karşı yoğun olarak davalar açıldığını, göreve başlayan kayyım heyetinin şirketin hesaplarını kontrolünün uzun bir süreç olduğunu, bu yüzden müvekkilinin kötü niyetinden söz edilemeyeceğini, alacak likit olmadığından tazminat istenmesinin mümkün olmadığını, ayrıca müvekkilinin mallarına da 5411 sayılı yasanın 134. maddesi gereğince haciz konulmasının da mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; faturalar konusu hizmetin verildiğinin kanıtlandığı gerekçesiyle davanın ve davacının tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı vekili; davacının fatura alacağını kanıtlayamadığını, sadece faturanın tebliğ edilmiş olması yeterli olmayıp akdi ilişkinin davacı tarafından kanıtlanması gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, jeneratör bakım ve onarım hizmeti nedeniyle düzenlenmiş olan faturalara dayalı alacağa ilişkin itirazın iptali istemine ilişkindir.Kural olarak mal ve hizmet teslimi yapıldığını ispat külfeti davacıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı ticari defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz. Taraflar arasında akdi ilişkiyi gösteren yazılı bir sözleşme de sunulmamıştır. HMK.’nın 222/5. maddesi uyarınca bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak buna dayanmasına bağlı olup, davacı, münhasıran davalının ticari defterlerine delil olarak dayanmadığından, davalının ticari defterlerini sunmamış olması aleyhine sonuç doğurmaz ve davacının faturaya konu mal/hizmeti davalıya teslim ettiğini yazılı delille ispatlaması gerekir. Somut olayda, dava ve takibe dayanak faturaların davalıya teslim edildiği hususunda delil sunulmamıştır. Ancak yargılama sırasında davacı tarafça sunulan ve davalının da kaşe ve imzasını içeren servis kayıtları ile faturalar konusu jeneratör bakım hizmetinin verildiği hususu davacı tarafça kanıtlanmıştır. Davalı tarafça ödeme yönünde bir iddia ve delil de ileri sürülmemiştir. Öte yandan alacak faturaya dayalı likit alacak olup, miktarının tespitinin yargılama gerektirmediği de açıktır. Bu nedenlerle davanın ve icra inkar tazminatı isteminin kabulüne yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygundur.Bu itibarla davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun H.M.K.’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 29/09/2020