Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1909 E. 2020/919 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1909
KARAR NO: 2020/919
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/05/2018
NUMARASI: 2017/524 Esas – 2018/533 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/10/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; taraflar arasında akdedilen 15/03/2016 tarihli gayrimenkul yer gösterme formuna istinaden iki taşınmazın davalıya gösterildiğini, 1 no.lu taşınmaz malikinin taşınmazı kiralamaktan vazgeçmesi üzerine 2 no.lu yerin davalıya gösterildiğini, ancak davalının müvekkilini devre dışı bırakarak yeri kiralandığını, taraflar arasında akdedilen yer gösterme formunun 2. maddesi gereğince müvekkilinin yıllık kira bedelinin %12’si+ KDV’sine hak kazandığını, davalının, yer gösterme sözleşmesinin anlaşmaya aykırı olarak tadil edildiği ve 2 no.lu gayrimenkul adresinin sonradan eklendiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, yer gösterme formunun müvekkili adına yeri gösteren … tarafından düzenlenmiş olup, yazı karakteri ile kalem farklılığının formun taşınmaz başında ayaküstü düzenlenmesinden kaynaklandığını, oluşan ücret alacağının tahsili amacıyla Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının itirazın iptali ile davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, 15/03/2016 tarihli yer gösterme formunun müvekkili tarafından tek taraflı olarak imzalandığını ve 1 no.lu gayrimenkul bölümünde yer verilen taşınmazın müvekkili şirkete gösterildiğini, bu taşınmazın kiralanmasından malikin vazgeçmesi nedeniyle müvekkilinin tanıdıkları vasıtasıyla başka taşınmazlar aradığını ve tanıdıklarının önerisi ile hali hazırdaki taşınmazı kiraladığını, yer gösterme formunun tek taraflı olarak imzalanmasından çok sonra kiralamış oldukları taşınmazın ikinci taşınmaz olarak yer gösterme formuna eklendiğini, davanın aktif ve pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, formu imzalayan …’in şirketi temsil yetkisinin bulunmadığını, ayrıca yer gösterme formunda yıllık kira bedelinin gösterilmediğini belirterek, davanın reddine ve davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; 15/03/2016 tarihli yer gösterme formundaki ikinci taşınmaza ilişkin farklı bir kalemle yazılmış yazının davalı tarafça inkar edildiği, taşınmazın maliki tarafından da taşınmazın kendisi tarafından davalıya kiraya verildiğine ilişkin beyanda bulunulduğu, davacının 2 no.lu taşınmazı davalıya gösterdiğini veya sözleşmenin ilk halinde 2 no.lu taşınmazın da bulunduğunu ispat edemediği gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine, davacının takipte haksız ve kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; yer gösterme formunda belirtilen her iki taşınmazın da davalıya gösterildiğini, 2 no.lu işyerini beğenen davalının müvekkilini devre dışı bırakarak mal sahibine ulaşıp taşınmazı kiraladığını, yazılı delile karşı tanık beyanlarına itibar edilmesinin yasaya aykırı olduğunu, kaldı ki tanığın anlatımının gerçeğe aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.
GEREKÇE: Dava, simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan ücret alacağına ilişkin itirazın iptali istemine ilişkindir. TBK.nun 520. maddesi uyarınca; simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı bir sözleşmedir. Simsarlık sözleşmesine kural olarak vekalete ilişkin hükümler uygulanır. Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz. Dolayısıyla yazılı olması, sözleşme için geçerlilik şartıdır. Bir sözleşmenin yazılı yapılmasının unsurlarından birisi de, sözleşmenin her iki tarafça imza edilmesidir. Her iki tarafın imzasını içermeyen ve bu nedenle geçerli olmayan bir sözleşmeye dayanılarak ücret istenebilmesi de mümkün değildir. Sadece bir tarafça imzalanmış olan bir belge, hukuken tek taraflı irade açıklaması niteliği taşır ve hakkın esasına yönelik bulunan biçim eksikliği nedeniyle tarafları bağlayıcı kabul edilemez. Somut olayda davaya dayanak 15.03.2016 tarihli yer gösterme formunda, gayrimenkulü gören kişi olarak …’in imzasının bulunduğu, davacının ise imzasının bulunmadığı görülmektedir. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, tek tarafın imzasını içeren işbu sözleşme geçersiz olup, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak davacının alacak talep etmesi mümkün değildir. Bu kapsamda ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi yerinde değil ise de, sonucu itibariyle davanın reddine karar verilmiş olması isabetlidir. Ayrıca davacının takipte kötü niyetli olduğu kanıtlanamamış olmakla, davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmesi de doğrudur. Bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Hükümden sonra davalı gider avansından karşılanan 18,00-TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/10/2020