Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1868 E. 2020/886 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1868
KARAR NO: 2020/886
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/07/2018
NUMARASI: 2016/1132 Esas – 2018/723 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/09/2020
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davacı ve davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, davalı bankanın müvekkil aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında takibe konu ettiği 18.12.2006 tanzim ve 18.01.2007 vade tarihli 675.000-usd bedelli bonoda müvekkiline atfen yer alan imzanın müvekkiline ait olmadığından bahisle bono ve takip nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini ,davalının kötüniyetli takibi nedeniyle davacı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, dava konusu alacağın dava dışı … Bankası’ndan temlik alındığını, davacı tarafın bononun tanzim tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolması arefesinde imza inkarında bulunmasının hakkın kötüye kullanılması olduğunu ve TM K’nun 2. maddesi gereğince davanın reddi gerektiğini, ayrıca temlik edilen … Bankası tarafından İstanbul 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011-442 esasında davacı taraf aleyhine açılmış tasarrufun iptali davasının derdest bulunduğunu ve dava dilekçesinde bu dosyaya atıfta bulunulmadığını, ayrıca davacı tarafın icra mahkemesinde de şikayet yolu tercih etmediğini, davacı iddiasının bir an için doğru olduğu kabul edilse dahi davacının genel kredi sözleşmesinde bulunan kefaletinden dolayı sorumluluğunun bulunduğunu beyanla haksız ve mesnetsiz davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davaya ve takibe konu bono üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığı, imza inkarı herkese karşı ileri sürülebilecek nitelikte mutlak defi niteliğinde olduğu, bu sebeple davacı tarafın imza inkarına dayalı bono ve takibe ilişkin borçsuzluğun tespiti talebi yerinde görülüp dava salt; kambiyo ilişkisi çerçevesinde incelenmiş, temel ilişki ayrı bir davanın konusunu teşkil ettiğinden ve huzurdaki davanın konusunu oluşturmadığından inceleme konusu yapılmamış, Mahkemece icra edilen yargılanma ve tekmil dosya münderecatından edilen vicdani kanaat gereğince; davanın kabulü ile 18.01.2007 vadeli, 675.000- USD bedelli bono ve bu bonoya dayalı olarak yapılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası nedeniyle davacının davalıya 1.598.306,25 -usd borçlu olmadığının tespitine, davacının kötüniyet tazminat talebinin davalı bankanın temel ilişki çerçevesinde genel kredi sözleşmesinin imzalanması sırasında veya sonraki işlemlerde imza sayısındaki fazlalıklarda nazara alındığında bonodaki imzanın bizzat davacı tarafça atılıp atılmadığını bilemeyebileceği, bilerek böyle bir senedi kabul etmeyeceği anlaşılmakla davacı tarafın şartları oluşmadığından ve yerinde görülmediğinden kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :1-Davacı vekili; davada alınan raporlar gereği müvekkile atfen takip dayanağı bonoya atılan imzanın eli ürünü olmadığının belirlendiğini , sözleşmelerin banka nezdinde yapıldığını imzaların banka nezdinde atıldığı hayatın olağan akışı olduğundan bu sebeplerle kararın kaldırılarak İİK 72/5 gereği dava açmaya zorlanan müvekkili lehine haksız takip nedeni ile kötü niyet tazminatının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı vekili; yargılama sürecinde dosyaya sunulan 21.03.2018 tarihli bilirkişi raporuna itiraz edildiği, fakat itirazlarının mahkemece dikkate alınmadan ve gerekçe gösterilmeden reddedildiğini, bilirkişi raporunda davacı asil …’ın genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmelerindeki imzaların eli ürünü olduğunun belirlendiğinin mahkemece dikkate alınmadığının, yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması talebinin de de reddedildiğini, mahkemenin eksik inceleme sonucunda usul yasaya aykırı karar verdiğini, bu sebeplerle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesine talep etmiştir.
GEREKÇE: Elde ki dava; 18.01.2007 vadeli, 675.000- usd bedelli bono ve bu bonoya dayalı olarak başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığınin tesbiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince alınan 21.03.2018 tarihli grafolog bilirkişi raporuna itibar edilerek;senette davacıya atfen atılan imzanın davacıya ait olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Davacının aynı zamanda … bankası Merter şubesi ile imzalanan genel kredi sözleşmelerindeki kefalet imzalarının davacı …’a ait olmadığı ileri sürülerek İstanbul 2 Asliye Ticaret mahkemesinin 2016/1251 esas sayılı dosyasında açılan davada yargılamanın devam ettiği, Jandarma Kriminal Daire Başkanlığının 11.09.2019 tarihli raporu ile genel kredi sözleşmelerindeki imzaların davacıya ait olduğunun tesbitine ilişkin rapor sunulduğu ,ancak mahkemece 07/11/2019 tarihli oturumda incelenen kredi sözleşmelerinden 3 adedinin yargılama konusu olduğu belirlenerek bu sözleşmelerin dava konusu olduğunun tesbitine , özellikle 2.bilirkişi kurulu raporunda davacının dayandığı belge asılları ile ilgili yeterli inceleme yapılmadığının tesbiti ile davacının dayandığı mukayese evraklarının toplanması sonrası öncelikle ek rapor alınmasına karar verildiği , mahkemece davacının tatbike medar imzalarının celbi için müzekkereler yazıldığı dosyanın derdest bulunduğu anlaşılmaktadır.İstinafa konu hükme esas alınan mukayese belgeleri ise yukarıda yazılı dava dosyasında ki mevcut olan belgeler ile yapılmıştır. Mukayese evrakların incelenmesin de senedin tanzim tarihi olan 18.12.2006 tarihinden sonra ki tarihli evraklar olduğu,önce ki tarihli evraklar ise fotokopiden ibarettir. Bir adet bankacılık hizmetleri sözleşmesinin ise ayrıntılı bilgi olmadığından İstanbul 2 ATM nin 2016/1251 esas sayılı dosyasında dava konusu olup olmadığı inkar edilen imzalardan olup olmadığı belirlenememiştir.Fotokopi veya senedin tanzim tarihinden sonra atılan imzalar mukayese olarak imza incelemesine esas alınamaz.Davalı vekilince alınan bilirkişi raporuna itiraz edilmiş, bir kez de masrafı taraflarınca karşılanmak üzere Adli Tıp Kurumundan rapor alınması talep edilmiş ise de ,mahkemece bu itirazlar dinlenmemiştir. Anlatılanlara göre; alınan bilirkişi raporu hükme ve denetime elverişli değildir. O halde davalı tarafın rapora itirazları gözetilerek dava konusu senedin tanzim tarihinden önceki tarihlerde atılmış mukayeseye esas imzalarını içeren belgeler araştırılıp toplanarak yeni bir bilirkişi kuruluna yeniden imza incelemesi yaptırılıp, ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alındıktan sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş hükme tesir edecek deliller toplanıp değerlendirilmediğinden hükmün kaldırılmasına ,davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1132 Esas – 2018/723 Karar sayılı ve 12/07/2018 tarihli kararının, HMK. ‘nun 353(1)a-6 maddesi gereği KALDIRILMASINA ;”Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 89.254,90-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Hüküm kaldırıldığından davacı vekilinin istinaf nedenlerinin incelemesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nun 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/09/2020