Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1841 E. 2020/918 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1841
KARAR NO: 2020/918
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2018
NUMARASI: 2017/831 Esas-2018/770 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/10/2020
İlk derece mahkemesince verilen davalı … yönünden husumet yokluğu davalı … A.Ş yönünden davanın esastan reddine yönelik hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, davalılar arasında yer alan … A.Ş.’ye ait %5′ lik hisseyi şirket ortağı diğer davalı …’den 75.000-TL karşılığı aldığını, bu hususta 03/03/2015 tarihinde sözleşme yapıldığını, ödemenin de 09/11/2015 tarihinde yapılmasına rağmen davalıların sözleşmeden ve yasadan doğan yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, bu yüzden sözleşmenin geçersiz olduğunu, ödediği bedelin iadesi amacıyla icra takibi yaptığını, takibe haksız yere itiraz edildiğini öne sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalılar vekili davalılardan … açısından husumet düşmeyeceğini savunmuş, diğer davalı açısından da davacının taleplerinin itirazın iptalinin davasına konu olamayacak mahiyet arz ettiğini, davacının TTK’nun 480/3 maddesi kapsamındaki talebi açısından da; şirkete sermaye olarak koyduğu parayı isteyemeyeceğini ve iddia edilen hususların yerinde olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, pay devrine ilişkin sözleşmenin geçerli olduğu, davacının TTK’nın 531. maddesi kapsamında şirketin fesih ve tasfiyesi veya mahkemece belirlenecek pay değerini isteyebileceği, her iki davalı yönünden de davanın esastan reddedilmesi gerekirken davalı … yönünden husumetten reddine ilişkin sehven hüküm kurulduğu gerekçesiyle, davalı … yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle, davalı … A.Ş. yönünden davanın esastan reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf başvurusunda; müvekkilinin 30/03/2015 tarihli olağan genel kurula davet edilmediğini, adının tutanaklarda yer almadığını, buna karşılık 30/03/2015 tarihli toplantı tutanağında “tüm hisselerin ve hissedarların tamamının temsil edildiğinin” yazılı olduğunu, bu durumda davacının şirket hissedarı olarak kabul edilmesinin doğru olmadığını, davalı …’ün 75.000-TL nakit almasına karşılık pay defterine 10.000-TL değer ile kaydedildiğini, bu durumun işlemin sıhhatine etki edip etmeyeceğinin değerlendirilmediğini, bilirkişi raporunun eksik ve yetersiz olduğunu, davalı … açısından davanın husumetten reddine ilişkin sehven hüküm kurulduğu, davanın esastan reddedildiği belirtilmiş ancak hüküm fıkrasında yine ”husumet yokluğu nedeniyle reddine” dair ibareye yer verildiğinden, kısa karar ile gerekçeli kararda çelişki oluştuğu gibi, gerekçeli kararın kendi içerisinde dahi çelişki bulunduğunu bildirerek, verilen kararın kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava itirazın iptali davası olup, davacı, davalılardan … ile arasındaki hisse devir sözleşmesinin geçersizliğinden dolayı ödediğini öne sürdüğü bedelin iadesi amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında davalılar aleyhinde ilamsız takip yapmış, itiraz üzerine eldeki davayı açmıştır. Davacı ile davalı … ile arasında 03/03/2015 tarihli anonim şirket hisse devir sözleşmesi ve davacı ile diğer davalı şirket arasında 13/05/2015 tarihli işbirliği ve kar ortaklığı sözleşmesi bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının 03/03/2015 tarihinde 400 hisse ile toplam 10.000-TL üzerinden davalı şirketin ortağı olduğu, pay defterinden anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK.’nın 480/3 Maddesi hükmüne göre; anonim şirketlerde pay sahipleri sermaye olarak şirkete verdiklerini geri isteyemezler; tasfiye payına ilişkin hakları saklıdır. Haklı sebeble şirketin feshi koşulları gerçekleştiğinde, mahkemece ortağa payının karşılığı ödenmek suretiyle şirket ortaklığından çıkartılması mümkün ise de; ancak elde ki dava TTK. 531. maddesinin aradığı şartları ve özellikleri taşımamaktadır. İtirazın iptali davası ile ortaklığın sonlandırılması şirkete ortak olunarak ödenen hisse bedelinin iadesi mümkün değildir. Somut olayda; 03/03/2015 tarihli anonim şirket hisse devir sözleşmesi ile davalılardan …’ün diğer davalı …A.Ş.’deki hisselerinden 400 adetini 75.000-TL bedelle davacı …’a devrettiği,söz konusu hisse devrinin davalı şirket ortaklar pay defterine işlendiği, bu şekilde davalının, hisse devri sözleşmesi ile davacı şirkette ortak olarak göründüğü, devredilen hisselerin nominal bedelinin 10.000-TL olduğu, davacının 30/03/2015 tarihli olağan genel kurula davet edilmemesinin ancak genel kurulda alınan kararların sıhhatini etkileyeceği, hisse devir sözleşmesinin geçerliliğini ve şirketteki ortaklığını etkilemeyeceği, bu bağlamda pay devrine ilişkin sözleşmenin geçerli olduğu, davacının, davalı şirketin bir paydaşı olması sebebiyle, anonim şirketlerdeki geri ödeme yasağı (TTK. 480/3. fıkrası) kapsamında hissesinin gerçek karşılığının ödetilmesi ve bu suretle ortaklıktan çıkartılması talebinde bulunamayacağı dosya kapsamı ile sabittir. Davalı … ile yaptığı hisse devir sözleşmesinin iptali veya geçersizliği için bir sebeb ileri sürülmemiş olup, devraldığı payların bedelinin iadesi için başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasında davalıya husumet düşeceği açıktır. Bu itibarla, her iki davalı yönünden de davanın esastan reddi yönünde hüküm kurulmamış olması isabetsizdir. Ancak bu husus yeniden yargılama gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddi ile şartları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/07/2018 Tarih 2017/831 Esas 2018/770 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın REDDİNE, Davalının kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak; “Alınması gerekli 54,40 TL harcın; davacı tarafından peşin yatırılan 905,82- TL harçtan mahsubu ile fazla olan 851,42- TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Davalılar tarafından yapılan 34,-TL yargı gideri ile davalılar vekili için takdir edilen 8.600-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının kendilerine ödenmesine,” Davacı tarafça yatırılan 35,90-TL istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,Gerekçeli kararın birer örneğinin taraflara tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 01/10/2020