Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1838 E. 2020/921 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1838
KARAR NO: 2020/921
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2018
NUMARASI: 2016/493 Esas – 2018/748 Karar
DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/10/2020
Davanın reddine ilişkin hükmün davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili, davacı … Ltd. Şti.’nin … Tuzla OSB Şubesi 31/03/2016 tarihli 17.700-TL tutarlı … numaralı çeki diğer davacı müvekkili … Ltd. Şti.’ne adına keşide etmiş, aralarında kurulan ticari ilişki nedeniyle lehdarın anılan çeki diğer müvekkili …’a ciroladığı, …’ın ise müvekkili …Ltd. Şti.’ne cirolayarak teslim ettiği, … Ltd. Şti.’nin yaptığı ticaret gereği müşterilerinden alacağına karşılık çek ve senetler aldığını, davaya konu çekin de arasında bulunduğu çekler ve ayrıca bunlar haricinde 79 adet ve 997.294,19-TL meblağlı çek ile 55 adet ve meblağı 1.232.647,00-TL senet yani toplamda 2.309.441,19-TL meblağlı çek ve senetin … Ltd. Şti’nin … plaka sayılı aracından 15/10/2015 tarihinde kısa süreliğine park halindeyken bağajından çalındığını,Bakırköy C. Başsavcılığının 2015/98757 numaralı dosyada olaya ilişkin tahkikat yapıldığını, çalınan çek ve senetler için Bakırköy 4. ATM 2015/683 Esas sayılı dosyasında çekin iptali davası açıldığını, ibraz tarihi beklenmeden- aylar öncesinden- ödeme yasağının ilgili bankalara bildirildiğini, çeki elinde bulunduran davalının ihtiyati haciz kararı alarak, Mersin … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında başlatılan takip neticesinde müvekkilleri aleyhine mal varlığına bloke konulması neticesinde durumdan haberdar olunduğunu, müvekkili …’ın çeki diğer müvekkili … Ltd. Şti’ne cirolayıp teslim ettiğini, davalının hırsızlık mahsulü çeki iktisapta ağır kusurlu olduğunu, müvekkili … Ltd. Şti’nin çeklerin gerçek ve yetkili hamili olduğunu, ancak çekte ciro silsilesinde … firmasının ismi geçmediği gibi … adında müvekkilleriyle hiç ilgisi olmayan firma olduğu görüldüğünü, kaldı ki Emniyetin yaptığı araştırma da bahse konu şirketin adreste olmadığının tespit edildiğini belirterek, dava konusu çekin istirdatına ve müvekkili …ltd. şti’nin yetkili hamil olduğunun tespitine, diğer davacılar bakımından Mersin … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında borçlu olmadıklarının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davacıların işbu davayı açmalarında hukuki yarar bulunmadığını,çeklerle ilgili ortaya atılan hırsızlık iddiasının gerçeği yansıtmadığını, çalındığı iddia edilen toplamda 134 adet çekin nedense aynı anda araç içerisinde bulunması ve faili meçhul şekilde kaybolması ve Bakırköy C.Başsavcılığının 2015/98757 hazırlık dosyasının halen sonuçlanmamış olmasından da açıkça anlaşılacağı üzere davacıların alacağın tahsilini önlemek amacıyla çek/çeklerin vadesi gelmeden bu yola başvurduklarını, davacılar tarafından açılan davanın davalısının yalnızca müvekkili olduğunu, hırsızlık olayı soruşturmasında dahil edilen …/… isimli şirketin her nedense bu davaya dahil edilmediğini, ancak müvekkilinin yürütülen soruşturma dosyasında şüpheli dahi olmadığını, davacı … Ltd. Şti’nin ibraz ettiği fatura ve tahsilat makbuzunun çekin yetkili hamili olduğunu ispat gücüne haiz olmadığını, davaya konu çekin müvekkiline ticari ilişki sebebiyle verildiğini, çeki kötüniyetli olarak iktisap etmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece; davalının kötüniyetli hamil olduğu dosya kapsamında ispatlanamamış olması gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili; davalı yanın dosyaya gerek ticari defterlerini gerekse de herhangi bir delil sunmadığını, 24/04/2018 tarihli bilirkişi raporu ile dava dilekçesinde belirtilen iddiaları kanıtlanmış, davalı müvekkili … ile diğer davalı müvekkili … Şirketi arasındaki ticari ilişki tespit edilmiş, çekin …’e teslim edildiği görülmüş olup, defterlerini sunmayan davalı ile … arasında herhangi bir ticari ilişki tespit edilemediğini, iş bu durumda defter ibrazını talep eden taraf olarak HMK gereğince de iddialarının ispat olunduğunun kabul edilmesi gerektiğini, zira yaptıkları araştırmalar neticesinde ciro silsilesinde belirlenen adreslerde …/… adına rastlanılmadığını, belirtilen adreslere gidildiğinde de söz konusu şirketlerin adreste olmadığının görüldüğünü, …’nin söz konusu hırsızlık olayından haberdar olduğu ve ticari hayatın olağan akışı doğrultusunda davalı yanın da adresi dahi boş olan şahıs ile (nitekim defter kayıtları da yoktur) ticari ilişkisi bulunmadığının açık olduğunu, ayrıca söz konusu çekin arkasına Bakırköy 4. ATM’nin 2015/683 E. sayılı dosyasından verilen ödeme yasağı kaydı düşüldüğü,çekin çalıntı olduğunun aylar öncesinden muhatap bankaya bildirilmesine rağmen işlem yapan davalının kötüniyetli olduğunu, ödeme yasağı kararını bilmemesi -ticari hayatın olağan akışı gereği- mümkün olmadığını, davalının hırsızlık mahsulü çeki iktisapta ağır kusurlu olduğunu bildirerek, kararın İstinaf kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; 6102 sayılı T.T.K.’nın 792. maddesi uyarınca çek istirdatı ile keşideci, lehtar ve diğer ciranta tarafından davalı cirantaya karşı açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı vekili; davaya konu çekin müvekkiline ticari ilişki sebebiyle verildiğini, çek üzerindeki ciro silsilesi tam olup müvekkilinin davaya konu çekin meşru hamili konumunda olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.TTK’nın 792. Maddesine göre, “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ‘ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” TTK’nın 790. Maddesinde ise, “cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır” hükmü düzenlenmiştir. Çek istirdatı davalarında davacı çekin yetkili hamili olduğunu, çekin rızası hilafına elinden çıktığını ve davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş veya çeki iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir. Çeki elinde bulunduran davalının çeki edinme nedenini açıklama mecburiyeti bulunmamaktadır, aksi düşüncenin kabulü çekin “mücerretlik” vasfını ortadan kaldırır. Dava konusu çek üzerinde davacı … Ltd. Şti’nin cirosu bulunmamaktadır. Dava konusu çekin keşidecisi … Ltd. Şti., lehtarı … Ltd. Şti., cirantaların sırasıyla …, … ve davalı … olduğu, ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığı görülmektedir. Somut olayda ispat yükü çekin yetkili hamili olduğunu ve çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri süren davacı … Ltd. Şti.’ne ait olup, bu hususların yanı sıra ayrıca davalı son hamilin çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu ileri sürüp kanıtlaması gerekmektedir. Sonuç olarak,davacı, …’dan ticari ilişkisinden kaynaklanan alacağına mahsuben çek teslim tesellüm belgesi ile bu çeki aldığını,dava konusu çekin yetkili hamili olduğunu ve hırsızlık sonucu çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri sürüp ispat etmişse de ,TTK 790 maddesine gereği düzenli ciro silsilesine göre dava konusu çeki iktisap eden eden davalının çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlayamamıştır. Davalının hangi ticari ilişki neticesi iktisap ettiğini açıklama mecburiyeti bulunmadığından bu husus iktisapta ağır kusurlu olduğunu kabule yeterli görülmemiştir. Menfi tespit isteminde bulunan davacılar ise çekin davacılar tarafından düzenlenip …’e teslim edildiğini davalının yetkili hamil olmadığını ileri sürmüşlerdir. TTK 667. Maddesi uyarınca “Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalamayan yada adlarına imzalamış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez.”Dava konusu çekin keşideci, lehtar ve ciranta olan diğer davacıların hakikatte borçlu olmadıklarına, yahut borçlarını ödediklerine dair iddia ve delil sunmamış, iddialarını ispat edememişlerdir. Bu itibarla, tüm davacılar bakımından davanın reddi yönündeki kararın da hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan hususlar gözetildiğinde davacılar vekilince hükme yönelik ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmemiş başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından davacılar tarafından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50- TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacılar tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerlerinde bırakılmasına, Hükümden sonra davalı gider avansından karşılanan 85-TL posta masrafının davacılardan alınarak davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/10/2020