Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1833 E. 2018/1345 K. 01.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1833
KARAR NO : 2018/1345
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/07/2018 Tarihli Ara Karar
NUMARASI : 2018/546 Esas
TALEP : GK kararının icrasının durdurulması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/11/2018 (25/11/2018 yazım tarihli )
İhtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin verilen 12/07/2018 tarihli ara kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin hissedarı olduğu, şirketin 14.05.2018 tarihinde yapılan olağan genel kurulunda alınan 6 nolu kararla müvekkilinin ibra edilmeyip hakkında sorumluluk davası açılmasına,7 nolu kararla,esas sözleşmeye aykırı olarak kendisi yerine hakim ortak tarafından önerilen …’ın YK üyesi olarak atanmasına karar verildiğini,hakim ortak tarafından atanmış olan 3 YK üyesinin kendi hisselerine tekabül eden oylarla ibra edilmesine rağmen,Pozitif Müzikin toplam 80.056.835 TL zararının faturası müvekkiline kesilerek müvekkilinin ibra edilmemesinin TTK 357 maddesinde öngörülen eşit davranma ilkesine aykırı olduğunu,azlık hissedarlarının adayı müvekkilinin YKna atanmayarak tüm YK üyelerinin hakim ortak adayları arasından atanmasının esas sözleşmenin 12. maddesine aykırı olduğunu,zira bu madde ile hakim ortağın 3 , diğer azınlık hissedarlarında 1 üyelik hakkı bulunduğunu,TTK.nun 360 maddesi gereği,YK nda temsil edilme hakkına sahip grup yada azınlık tarafından aday önerilmesi yönteminin tercih edilmesinin bağlayıcılık taşıdığı,önerilen adayın haklı durumlar nedeniyle seçilememesi dışında ,genel kurulun bu aday dışında başka bir kişiyi üye olarak seçemeyeceğini,TTK.nun 449 maddesi gereği,kararın icrasının pay sahipleri bakımından telafisi güç veya imkansız zararlara neden olacak nitelikte olması halinde,yürütmenin durdurulması kararının verilmesi gerekeceği,bu kapsamda genel kurulda alınan 6 ve 7 nolu kararların yürütmesinin durdurulması kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili;genel kuruldan sonra istifa eden YK üyesi yerine davacının seçildiğinin davacıya 01.06.2018 tarihli noterlik ihtarıyla bildirilmesine rağmen şart koşarak bunu kabul etmediğini,bu nedenle YK üyeliğine seçilmeme kararının konusuz kaldığı gibi,bu durumun davacı taraf için herhangi bir surette telafisi zor veya imkansız zarara yolaçmayacağı gerçeğini ortaya çıkardığını,yine ibra edilmeme kararının yürütmesinin durdurulmamasının ne gibi telafisi imkansız zarara yolaçacağının açaklanmadığı, davacı tarafından da diğer yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmemesine rağmen kendi ibra edilmemesini iptal davasına konu etmesinin çelişkili davranış yasağı kapsamında kaldığını belirterek davanın ve yürütmeyi durdurma taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece;GK kararı aleyhine dava açılması kararın geçerliliğini etkilemeyeceği, uyuşmazlık konusu kararın uygulanmasının devamında önlenemeyecek zararların olacağı kanısına varılmadığından istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili; davacı ve azınlık hissedarların ihtiyati tedbir verilmemesi nedeniyle ciddi ve geri dönülemez zararlara uğrayacağı,müvekkilinin aktif olarak davalı şirketin yönetimine katılamıyor olması nedeniyle ekonomik olarak zor durumda olan davalı şirketin hakim hissedarı konumunda bulunan… Holding’in Bankalardan yapılandırma talebinde bulunduğuda gözetildiğinde,davalı şirketi altından kalkamayacağı ve geri dönülemez taahhütler altına sokulabileceği ileri sürülerek,davada verilen ara kararın kaldırılarak kararların yürütmenin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Talep, TTK’nın 449. maddesi uyarınca, genel kurul kararlarının iptali davasında, dava konusu genel kurul kararının yürütmesinin geri bırakılması istemine ilişkindir.TTK nun 449.maddesinde ” Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı taktirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir ” hükmünü içermektedir. Dosya kapsamı incelendiğinde davacının davalı şirket YK üyelerinin listesini sunduğu, mahkemece TTK 449.maddesi uyarınca ihtaratlı davetiye tebliğ edildiği, bir kısım YK üyeleri vekilinin dosyaya beyan dilekçeleri sunduğu görülmüştür. Bu durumda yönetim kurulu üyelerinin görüşünün alınması yönündeki şartın yerine getirildiği kabul edilmelidir.
TTK’nın 449. maddesinde hangi hallerde bu geçici hukuki koruma kararının verileceği özel olarak düzenlenmediğinden, tamamlayıcı yorum kuralı olarak HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerinden yararlanılabilir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir.” şeklindedir.Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.
Somut olayda;14.05.2018 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan davacının ibra edilmeyip hakkında sorumluluk davası açılması ve YK üyesi olarak atanmamasına ilişkin 6 ve 7 nolu kararların yürütmesinin durdurulmaması halinde,beyanları alınan YK üyelerinin olumsuz görüş bildirmiş olmaları da gözetildiğinde, hakkın elde edilmesi veya önemli ölçüde zorlaşacağına ilişkin yaklaşık kanat oluşturacak bir bilgi ve belgenin dosya kapsamında olmaması,tedbir kararı verilmemesi halinde ciddi bir zararın doğacağına dair emarelerin de bulunmadığı, tarafların menfaat dengelerinin de gözetilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış olup ilk derece mahkemesince tedbirin reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362.f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/11/2018