Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1816 E. 2019/343 K. 14.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1816
KARAR NO : 2019/343
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/07/2018
NUMARASI : 2018/336 Esas 2018/629 Karar
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/03/2019
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin davalı … Ve Tic. A.Ş.’nin ortağı ve azınlık hissedarı olduğunu, şirketin kuruluşundan bu yana kar payı almadığını, mali tablolardan haberdar olmadığını, bilgi alma hakkı, kar payı vs. gibi temel haklarının çoğunluk hissedarlar tarafından ihlal edildiğini, ortaklığın müvekkili için ekonomik yönü kalmadığını, müvekkili ile diğer ortaklar arasında husumet olduğunu, şirketin sürekli zarar ettiğini ve müvekkilinin borçlu konuma düştüğünü, TTK 531.maddesindeki koşulların oluştuğunu ileri sürerek dava süresince davalı …Tic. A.Ş.’ye kayyum atanmasına, şirketin feshine, mahkemenin taktir yetkisini kullanması halinde müvekkiline pay bedeli ödenerek şirketten çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacının fesih davası açmak için TTK 531.maddesinde aranan şartları taşımadığını, şirketteki pay oranı itibariyle davacının bu davayı açabilmek için yeterli pay oranına sahip olmadığını, genel kurul kararlarının iptali davası açmak yerine kararların ortaklığı çekilmez hale getirdiğini beyan etmesinin kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğunu, müvekkillerinden … Gıda A.Ş.’nin kar dağıtma zorunluluğu olmadığını, TTK 509/2 md. gereği şirketin net dönem karından ve serbest yedek akçelerden kar payı dağıtılabileceğini ortaklık ilişkisinin çekilmez hale geldiği iddiasıyla şirketin feshine karar verilmesinin talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, anonim şirketlerde ortakların şirketten çıkma hakkı bulunmadığı, davacı vekili her ne kadar taleplerinin terditli olduğunu, fesih talebi uygun görülmez ise ortaklıktan çıkarılma kararı verilmesini istediklerini beyan ile TTK 638/2 maddesinin uygulanmasını talep etmiş ise de söz konusu maddenin limited şirketlerde her ortağın haklı sebeplerin varlığı halinde şirketten çıkarılmak için dava açabileceğini düzenlediğini, TTK.531.maddesi uyarınca haklı sebeple fesih davası açma hakkı sermayenin en az onda birini temsil eden pay sahiplerine tanınmış(halka açık şirketlerde yirmide bir)olup somut olayda davacı pay sahibinin davalı şirkette %10 oranında sermaye payına sahip olmadığı, TTK 531 maddesinin 2.cümlesi mahkemeye takdir hakkı vermiş olup, dava açmaları için yeterli orana sahip paydaş/paydaşlar tarafından açılan davada diğer çözümlere karar verilebileceği gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili; sermayenin ondabirini temsil etmenin huzurdaki davanın şartı olmadığını, TTK 531.maddesinde; mahkemenin, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebileceğinin düzenlendiğini, bu madde ile yargı merciine, her türlü kısıtlamadan uzak son derece geniş bir çerçeve çizildiğini, anonim şirkette ortaklıktan çıkma müessesesinin uygulanmadığını mahkemenin gerekçede belirttiğini, bu şartlarda fesih şartlarını sağlamayan bir ortak için “fesih yerine” kısmının uygulanması gerektiğini, hakimin fesih kararı vermeden önce nazarı dikkate alabileceği ilk çözüm şeklinin, davacı pay sahibinin veya pay sahiplerinin şirketten çıkarılması olduğunu, davanın tümden reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, TTK’nın 531. maddesi uyarınca anonim şirketin haklı nedenle feshi, olmazsa davacının ortaklıktan çıkartılması ve payların gerçek değerinin ödenmesi istemine ilişkin olup, 6102 sayılı TTK’nın 531. Maddesine göre: Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.TTK nun 531.maddesi 6762 sayılı kanunda düzenlenmeyen anonim şirketin haklı sebeble feshine ilişkin yeni bir düzenlemedir.Madde gerekçesinde açıklandığı üzere bu hakkın kullanılabilmesi için esas sermayenin 1/10 una sahip olmak gerekli ve yeterlidir.Bu oranda paya bir pay sahibinin sahip olması şart değildir.Birden fazla pay sahibi de bir araya gelerek bu hakkı kullanabilir. Mahkemenin son cümlede ki “duruma uygun düşen ve kabul edilebilir çözümü karara bağlama ” yetkisini kullanabilmesi için öncelikle haklı sebeble fesih koşullarının gerçekleşmesi ,haklı sebeble fesih davası açabilmek için de 1/10 pay gereklidir. Anonim şirketlere ilişkin yasal düzenlemelerde haklı sebeble ortaklıkta çıkma hakkı paydaşlara tanınmamıştır. Bu sebeble 1/10 paya sahip olmayan davacının davasının dava şartı yokluğundan reddinde isabetsizlik olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 44,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.. 14/03/2019