Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2018/1808 E. 2018/1501 K. 29.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1808
KARAR NO : 2018/1501
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/06/2018 (Ek Karar)
NUMARASI : 2016/1116 E.-2018/147 K.
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/11/2018
İlk derece mahkemesince verilen 29/06/2018 tarihli ek kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı …ltd.şti. arasında ki ticari ilişki nedeniyle firmadan 5 adet çek alındığını,çeklerin ibraz süresi içinde davalı bankaya ibraz edildiğini, fakat anılan çeklerin Mersin 1. ATM 2015/116 E. sayılı davasında verilen 24.02.2015 tarihli karar ile şirket yönetimine kayyım atandığı ve çeklerin kayyım atandıktan sonraki tarihlerde keşide edilmesi sebebiyle kayyımların müşterek onayı bulunmadığı için işlem yapılamayacağının çek arkasına şerh düşüldüğünü, çeklerin ibraz edildiği 2015 yılındaki bedelleri 1.200- TLnin müvekkile ödenmediğini, durumun çek tevdi bordrosu, muavin kayıt ve yevmiye defteri kaydı ile ispatlandığını, davalı bankanın çeklerin kayyım atandıktan sonra keşide edildiğini ileri sürüp garanti bedellerini ödemediğini, akabinde anılan 5 adet çekin yasal yükümlük bedellerinin tahsili için İstanbul 21.İcra Md. 2016/32595 E. sayılı dosyası ile davalı/banka aleyhine ilamsız icra takibine geçildiğini, davalı bankanın itirazı üzerine takibin durduğunu, çeklerin o tarihte karşılıklarının olup olmadığını bilecek olan davalı banka olduğunu, bu nedenle bunun ispat keyfiyeti davalı bankaya ait olduğu belirtilerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının icra takibine koyduğu 5 adet çekin yasal mevzuat uyarınca karşılıksız olduğunun belgelenmesi gerektiğini, bahse konu çeklerin ibraz tarihleri itibariyle Mersin 1.ATM 2015/116 E. sayılı dosyasından verilen tedbir ara kararı uyarınca kayyım onayı bulunmadığından, anılan çekler üzerinde müvekkil bankaca herhangi bir işlemin yapılamadığını ve çeklerin arka yüzüne bu hususun şerh olarak düşüldüğünü, dolayısıyla çeklerin karşılıksız olduklarının belgelendirilmediğini, davacının sunmuş olduğu muavin kaydın adi kağıda yazılmış olduğunu ve noter onayı taşımadığını, yine çek giriş bordrosunun adi yazılı ve imzasız olduğu belirtilerek, 23.01.2015 tarihinde keşide edildiğini ispatlamaya yeterli olmadığını belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulü ile; davalının İstanbul … İcra Dairesi’nin …esas sayılı takip dosyasındaki itirazının 6.000- TL’sinin asıl alacak olmak üzere toplam 6.681-TL üzerinden iptaline, takibin asıl alacağa yıllık %9 yasal faiz ve değişen oranlarda faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacağın %20’si oranında 1.336,20- TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine ,15 gün içerisinde istinaf kanun yoluna başvuru hakkı bulunduğuna karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, ilk derece mahkemesinin 29/06/2018 tarihli ek kararı ile süresinden sonra istinaf başvurusunda bulunulduğundan istinaf başvuru dilekçesinin reddine karar verilmiştir. 29/06/2018 tarihli ek karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemenin hak arama hürriyeti ve mahkemeye erişim hakkını ihlal ettiğini, müvekkilinin mahkemenin gösterdiği sürelere uygun olarak istinaf yoluna başvurduğu, istinaf taleplerinin reddinin hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay içtihatları kapsamında, mahkemenin gerekçeli kararında gösterdiği sürelere uyulmuş ise her ne kadar gerekçeli kararda gösterilen süreler hatalı dahi olsa kanuni sürelere uyulduğunun kabulünün gerektiğini, gerekçeli kararın müvekkili bankaya tebliğinin usulsüz olduğunu belirterek istinaf taleplerinin yasal süresinde olduğunun kabulü ile yerel mahkemenin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık sürede istinafa başvurulmadığı gerekçesiyle istinaf taleplerinin reddine ilişkin kararın kaldırılmasına, hukuki dayanaktan yoksun ve eksik inceleme ile kurulmuş davanın reddi gerekirken kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek itirazlarının kabulü ile 02/03/2018 tarihli kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: İlk derece mahkemesinin 02.03.2018 tarih, 2016/1116 Esas, 2018/147 sayılı kararına yönelik olarak davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu, mahkemenin 29/06/2018 tarihli ek karar ile yasal süresi içinde yapılmayan istinaf dilekçesinin HMK.’nın 345. maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının, davalı vekiline 28/05/2018 tarihinde tebliğ olunduğu, davalı vekilince istinaf başvuru dilekçesinin de 12/06/2018 tarihinde elektronik imzalı olarak UYAP üzerinden gönderildiği anlaşılmaktadır.
Hukukumuz açısından istinaf sebep ve gerekçelerinin ileri sürüleceği usul kesiti istinafa başvuru süresi ile sınırlıdır. Yazılı yargılama usulünün uygulandığı davalarda karara karşı gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren HMK 345. maddesi gereğince 2 haftalık süre içerisinde istinaf yoluna başvurulabilir. Başvuru tarihi ise 343. maddenin yollaması ile 118. maddesi gereğince belirlenecektir. Bu anlamda ancak süresi içerisinde sunulan istinaf başvuru dilekçesinin istinaf incelemesine esas alınması gerekmekte olup süresinden sonra sunulan dilekçelerin incelemede dikkate alınması mümkün değildir. Davalı vekili mahkemenin gösterdiği süre de , istinaf dilekçesi verdiğini ileri sürmekte ise de kanunlarımızda 15 günlük bir kanun yoluna başvuru süresi olmayıp ,yapılan maddi hatanın kanun yoluna başvuru süresini uzatmayacağı açıktır.
Bu durumda ilk derece mahkemesince, süresi içinde sunulmayan istinaf başvuru dilekçesinin reddine ilişkin ek kararının usul ve yasaya uygun olduğundan, HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca,davalı vekilinin ek karara yönelik istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nun 362.(1)a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 29/11/2018